Reklam

ŞEREF, NAMUS, CESARET GENETİK MİRASTIR

1900 lü yılların başı... Yer Mersin..

ŞEREF, NAMUS, CESARET GENETİK MİRASTIR

1900 lü yılların başı... Yer Mersin..

ŞEREF, NAMUS, CESARET GENETİK MİRASTIR
14 Nisan 2021 - 20:30

 Necdet Topçuoğlu 

 
1900 lü yılların başı... Yer Mersin.. 1860 lı yıllarda başlayan Amerikan iç savaşı sonrası Çukurova’da pamuk üretimi başlar ve Mersin Çukurova'nın ihracat ve ticaret merkezi haline gelir. Şehirde tam 12 tane konsolosluk ile çok sayıda yabancı acenta ve temsilcilikler vardır. 
 
Mersin'de birçok yabancı işadamı yaşamakta ve ticaret yapmaktadır. Yoksul ailelerin çocukları ise hamallık yaparak yoğurt pazarından (bugün hala Yoğurt Pazarı olarak mevcuttur) veya limandan alışveriş yapanların yüklerini taşıyarak ailelerine katkıda bulunmaktadır. 
 
12 yaşındaki Memet de bunlardan biridir.
Mersin'de yaşayan İngiliz Lord Thompson birgün yurt dışından gelen eşyalarını taşıtmak için Memet’i çağırır. Memet eşyalar çok ağır olduğu için ilk anda kaldıramaz, fakat çevresindekilerin yardımıyla yük Memet’in sırtına yüklenir.
 
Yükü Lord’un malikhanesinin taş avlusuna taşır. Ve parasını ister. Fakat Lord parayı ödemez . Memet ısrar edince de elindeki demir topuzlu bastonla Memet'in kafasına vurur ve zavallı Memet oracıkta ölür.
 
O sırada Mersin Mutasarrıfı olarak Nazım Paşa bulunmaktadır. (Mutasarrıf Vali ile aynı yetkilere sahip olan mülki idarecidir) 
Nazım Paşa olayı duyunca derhal Lordu makamına çağırır. Lord suçunu inkar etmez. Osmanlı kanunlarına göre cezası ölümdür, fakat Lord İngiliz olmasına güvenir ve kapitülasyonlar uyarınca kendisine yargılama yapılamayacağını söylemektedir. 
 
Fakat Nazım Paşa dürüst ve cesur bir kişiliğe sahiptir ve kapütülasyonların ticari hukuk açısından yabancılara ayrıcalıklar verdiğini, adam öldürmenin kapütülasyonlarla hiçbir ilişkisinin olamayacağını gayet iyi bilmektedir. 
 
İngiliz lordu derhal tutuklatıp, mahkemeye gönderir. Olay hemen İngiliz konsolosluğu aracılığıyla Mersin açıklarında bekleyen İngiliz savaş gemisine ve İstanbul'a akseder. 
 
İngiliz savaş gemisinin komutanı Lord serbest bırakılmazsa Mersin'i bombalayacağını söyler. Nazım Paşa bunun üzerine şehirdeki yabancıların Mersin dışına çıkışını yasaklar. Lordu hızla mahkemeye çıkartır. 
 
Mahkemede hakimler davaya başlarlar, deliller gayet net olduğu ve Lord da mahkemede adeta küstahça bir ifade ile Memet’in kafasına bastonun demir topuzuyla vurup öldürdüğünü söyleyince hemen idam kararını verirler. Bu günkü Yoğurt Pazarı meydanında darağacı kurulur, suçlu ingiliz Lordu asılır. 
 
Nazım Paşa idam kararı çıkınca, infazdan önce bir bildiri yayınlayarak İngiliz savaş gemisinin şehri bombalaması halinde tüm İngilizleri asacağını söyler.!
Böylece şehir bombalanmaktan kurtulur... Konu Padişah II.Abdülhamit'e aksettiğinde artık çok geçtir, katil Lord asılmıştır.
 
Zaten Nazım Paşa birkaç yıl öncesinde de Avusturya baş konsolosunu kovmuştur. Yani vukuatlıdır... Abdülhamit'e İngilizler tarafından ,Nazım Paşa'nın cezalandırılması yönünde çok büyük baskı yapılmıştır. Abdülhamit bunun üzerine ,Nazım Paşa'yı bir liman ve ticaret kenti olarak dış dünyaya açık olan Mersin Mutasarrıflığından alır ve Kayseri Mutasarrıflığına tayin eder. 
 
İşte 12 yaşındaki bir çocuk için gözünü kırpmadan katil İngiliz Lordunu asan, şehrin bombalanması tehditlerine 
dik durarak gerekli cevabı veren o Nazım Paşa, Nazım Hikmet'in dedesidir. 
 
Kim bilir belki de şeref, namus, cesaret genetik miraslar arasındadır. Son zamanlarda böyle güzel genetik mirasları taşıyanlar mum ile aranacak kadar azdır. Bir gün tamamen yok olmasından endişe duyulmaktadır.

Bu haber 892 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum