Reklam
Reklam

SİHİRLİ ANILAR DİYARI (ULUBEY)

Çizgi roman sever misiniz? Sizi bilmem ama ben çok severim. Dokuz- on yaşlarımda başlayan bu sevgi yetmişe bir adım kala hala devam ediyor.

SİHİRLİ ANILAR DİYARI (ULUBEY)

Çizgi roman sever misiniz? Sizi bilmem ama ben çok severim. Dokuz- on yaşlarımda başlayan bu sevgi yetmişe bir adım kala hala devam ediyor.

SİHİRLİ ANILAR DİYARI (ULUBEY)
07 Ocak 2021 - 22:11

Çizgi roman sever misiniz? Sizi bilmem ama ben çok severim. Dokuz- on yaşlarımda başlayan bu sevgi yetmişe bir adım kala hala devam ediyor.
Bilirsiniz, yaşlanmanın en kötü taraflarından biri hayallerin azalması ya da yeni hayaller kuramamak değil, çocukluk hayallerinin giderek yok olması; ölmesidir. İşte çizgi roman o çocukluk hayallerime yeniden ulaşabilmek için hala aracılık yapmakta bana.
1960’lı yıllardı. Babamın görevi nedeniyle o zamanlar tek bir ana caddeden ibaret bir küçücük kasabada, Ordu - Ulubey’deyiz. Gazeteler yayınlandığının ertesi gün otobüsle gelirdi ve benim ilk işim babamın berberine gelen gazetelerdeki (Cumhuriyet ve Akşam) çizgi bantları ilk okuyan olmaktı. Böyle başladı çizgilerle tanışmam ve sonrasında çizgi roman okumalarım.
İlk çizgi romanımı dönemin belediye başkanı Bilal Kalay’ın büyük oğlu Ertan abimizin kitaplarını okumakla başlamıştım. Sonrasında Kaymaz otobüsü ile Ordu’ya her gidişimizde babama aldırdığım kitaplarla sürdü gitti.
Artık onlarla özgür hayaller diyarında gezebiliyordum. TOM MİKS ile Nevada çöllerinde adalet peşinde koşuyor, TEKSAS ile özgürlük savaşı veriyor, PEKOS BİLL ile silah kullanmadan hak aranabileceğini öğreniyordum. Daha sonraları TEKS geldi ve hak ve adalet için yılmadan; bıkmadan savaşılması gerektiğini öğretti. İçinde mizah barındıran ve hayata gülerek bakmayı öğreten Ten Ten, Red Kit ve Asteriks katıldı bu kervana. Ve ilerleyen yıllarda yerli ve tarihi çizgi romanlar geldiler hayaller diyarıma. Önce ilk yerli göz ağrımız Karaoğlan ve sonrasında Tarkan ile at üstünde gezerken uzak yakın Asya’yı, her akşam yatağımda Süpermen ile uçmayı da ihmal etmedim.
Kinova, Tim, Kit Taylor, Zagor, Ken Parker ile devam eden bu sevdam Julia, Judas, Mr. No, Martın Mystere ve en yenisi yine bizden Karabala’nın sihirli dünyalarına girerek hâlâ devam ediyor. Tüm çizgi romanlarımdan neler öğrendim neler. Adalet, özgürlük, barış gibi kutsal kavramları ve bunlar için savaşılması gerektiğini; ezilenlerin yanında olmayı ve gülmeyi ve güldürmeyi…daha ne olsun...
Şimdi dönüp geriye baktığımda “Hayatının bir dönemine geri dön deseler” ben on- on iki yaşlarıma, ULUBEY’e dönmek isterim. Bu seçimimde anımsadığım mutlu geçen okul sıralarım ve sonrasında oynadığımız o çocukluk oyunlarının etkisi de vardır ama o yıllarda okumaya başladığım çizgi romanlar bende o yılları ayrı bir yere koydurur. İnsanların çocukluğu bir düşler diyarı değil midir? Benim düşlerimde de bir yolun iki yanına sıralanmış akasya ağaçları, kovboyculuk oynadığımız çayır çimenler ve okuduğum çizgi romanlar var. Çocuktum, büyüdüm ama ne mutlu ki çizgi romanlarım sayesinde az biraz çocuk kalabilmeyi; düşler diyarında kalabilmeyi başardım.
Sakın ha, yukarda anlattıklarımdan çizgi romanın sadece çocuklar için olduğu anlamı çıkmasın. Varsa öyle söyleyenler, onlara da inanmayın. Her şeyden önce kişinin ve en küçüğünden en gelişmişine tüm toplumların olmazsa olmazı “adalet” kavramını ve iyilerin kazanacağına “umudu” öğretmesi bile yeter AYRIM YAPMAKSIZIN her yaşta çizgi roman okumaya.
Keşke, toplumu yönetenlerde ve topluma örnek olacakların tümü de okusalar benim çizgi romanlarımı… ÖYLE İSE NE DURUYORUZ; SİHİRLİ ANILAR BİRİKTİRMEK İÇİN ÖZGÜR HAYALLER DİYARINA GİTMENİN ZAMANIDIR, SEÇİN YUKARIDAKİLERDEN BİR ÇİZGİ ROMAN VE BAŞLAYIN OKUMAYA…
 
Ferit Kundakçi
06.01.2021
 

Bu haber 634 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum