Reklam
Reklam

Tarımda iyiye giden tek şey ithalat

"Buğday üretimi azalırken, ithalat artıyor; işçi, emekçi halk kitleleri de ithal buğdaydan üretilen undan yapılan ekmeği yiyor. Soframızdaki ekmek bile ithal desek yeridir" Rusya ve Kazakistan başta olmak üzere pek çok ülkeden buğday ithal eden AKP iktidarı 18 yılın sonunda ülkeyi tam ithalatçı yaptı.

Tarımda iyiye giden tek şey ithalat

"Buğday üretimi azalırken, ithalat artıyor; işçi, emekçi halk kitleleri de ithal buğdaydan üretilen undan yapılan ekmeği yiyor. Soframızdaki ekmek bile ithal desek yeridir" Rusya ve Kazakistan başta olmak üzere pek çok ülkeden buğday ithal eden AKP iktidarı 18 yılın sonunda ülkeyi tam ithalatçı yaptı.

Tarımda iyiye giden tek şey ithalat
18 Aralık 2020 - 16:11

 

Sedat BAŞKAVAK
Tüm Köy Sen Örgütlenme Uzmanı

 “Türkiye, Kazakistan’ın buğdayını da pazarlamalı, Ukrayna’nın ayçiçeğini de almalı, buğdayı da getirmeli sanayi tesislerinde işlemeli ve dünyaya satmalı” bu sözler tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’ye ait. Mecliste, 2021 bütçesi görüşülürken söylediği bu sözler AKP’li vekiller hariç Mecliste itirazlar yükselince Bakan Pakdemirli, tarımın gelişmişliğini 1940’ta traktör sayısıyla bugünü karşılaştırarak iktidarlarında tarımın geliştiğini anlattı ve “Tarımda her şey iyi gidiyor” dedi. Tarımda azalan istihdam ve üretim eleştirilerini ise “Dünyada böyle bir trend var” diyerek yanıtladı.

Pandemi boyunca açıklanan önlem paketlerinde tarım ve üretici köylü için bir tek önlem almayan AKP Hükümetinin Tarım Bakanı, borçları nedeniyle malları haczedilen çiftçiler gündeme gelince de “Ben çiftçi borçlarının yapılandırılmasına karşı değilim” diyor ama aylardır çiftçi borçları ertelensin, faizleri silinsin taleplerini de duymuyor. Tarım kredi kooperatiflerine (TKK) olan borçları yüzünden Fethiye’de traktörü, Manisa ve Denizli’de hayvanları haczedilen ve yevmiyeci olarak başkalarının tarlasında çalışan köylüleri görmüyor. Amasya’dan TKK tarafından borçları nedeniyle traktörleri haczedilen köylüler, tarım bakanlığının önüne kadar geliyorlar ama duymuyor. Duymadığı gibi de ne bakanlık ne de meclise yaklaştırıp geri otobüslere bindirip Amasya’ya gönderiyorlar.

Kazakistan’ın buğdayını pazarlama derdine düşen AKP ve tarım bakanı, “Alıyoruz ama un ve makarna yapıp satıyoruz” diyerek uyguladıkları politikalarla tarımı nasıl çökerttiklerini gizlemeye çalışıyor.

TAM İTHALATÇI OLDUK

Öyle ki; hep geçmişten örnek veren AKP yöneticileri kendi geçmiş hükümetlerinin dönemini de gizliyorlar. 2002 yılında 1 milyon 116 bin ton buğday ithal ederken 2019’da yaklaşık 10 milyon ton buğday ithal eden ülke halline geldik. Rusya ve Kazakistan başta olmak üzere pek çok ülkeden buğday ithal eden AKP iktidarı 18 yılın sonunda ülkeyi tam ithalatçı yaptı.

İthal ediyoruz ama işleyip un ve makarna yapıp tekrar yurt dışına satıyoruz dediklerine bakmayın. 2018’de 5.3 milyon ton buğday ithal edilmiş. 2019’da 8.3 milyon ton ithal edilen ekmeklik buğdaydan elde edilen 6.2 milyon ton unun yarısını yani 3.2 milyon tonunu yurt dışına satarken kalan 3 milyon ton un ise ülke içinde piyasaya sürülmüş. Buğday üretimi azalırken, ithalat artıyor; işçi, emekçi halk kitleleri de ithal buğdaydan üretilen undan yapılan ekmeği yiyor. Soframızdaki ekmek bile ithal desek yeridir.

 

2018 yılında 405 bin ton makarnalık buğday ithalatı yapılırken 2019 yılında 1 milyon 433 bin ton makarnalık buğday ithalatı yapıldı. Makarna ihracatı ise yaklaşık 1 milyon 374 bin ton. Makarnada neredeyse, başa baş diye sevinmeyelim, İtalyanlar makarnayı 1400 dolara satarken Türkiye 460 dolar hatta Afrika pazarında 410 dolara kadar düşerek satıyorlar. Fiyatlardaki bu makas açıklığının sebebi ise üretici köylülerin ve makarna fabrikalarında çalışan işçilerin ucuz emeği ve alın teridir. Bir de tabii halkın cebinden alınarak işveren sigorta prim desteği, teşvik, vergi indirimi ve ihracat desteği de makarnacı patronların cebine konulmaktadır.  

Türkiye Mısırdan ayçiçeğine, nohuttan fasulyeye, pirinçten mercimeğe kadar pek çok tarım ürününde ithalatçı oldu. AKP’nin tarımı çökerten politikaları nedeniyle üretici köylüler üretimsizliğe mahkum olup tarımdan koparken, tarım alanları tarım dışı kullanıma açılırken, üretici köylüye verilmeyen destekler ithalat yoluyla başka ülke tarımına aktarılırken, işçi emekçi halk kitleleri de sofrasında her  gün daha fazla ithal gıda tüketir duruma geliyor. Yiyeceği ekmek için bile kapitalist ülkelere bağımlı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ey Amerika, eyy Avrupa” diye seslenişlerinin bir rest değil talep olarak hayata geçtiğinin kanıtıdır bunlar. Bize biraz daha buğday verin, biraz daha mısır verin, biraz daha pirinç, nohut, fasulye verin diye talep etmenin AKP’cesidir.

Tüm Köy Sen Örgütlenme Uzmanı Sedat Başkavak yazdı:

Bu haber 1721 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum