GURBETTEN SILAYA "DÜNDEN BUGÜNE NOSTALJİ"
Reklam
Reklam
Bülent Aksoy

Bülent Aksoy

Gurbetten Sılaya

GURBETTEN SILAYA "DÜNDEN BUGÜNE NOSTALJİ"

09 Mart 2021 - 19:38


Değerli Hemşehrilerim;
      Bu aralar mevsim geçişlerinden midir yoksa mevcut salgın durumundan mıdır bilmiyorum yazamıyorum. Kalem elimde öyle bekliyorum. İçimden gelmiyor sanki duygularım körelmiş garip bir yorgunluk hissi var üzerimde. Elimde kalemi çevirip duruyorum Kızım bir bardak çay getiriyor biraz kendimi toparlanayım diye. Fakat ben anılara dalıp gidiyorum.
      Canlanıyor gözümde çocukluğumun siyah beyaz yılları. Sımsıcacık yıllar… Televizyon ve elektrik daha yeni hayatlarımıza girmiş. Sabah erkenden kalkıyoruz, Donald Amca, Bugs Bunny, Varyemez Amca, Tom ve Jerry izlerken elimizde yağlı ekmek, çizgili pijama, kolsuz süveterimiz ile ekran başına koşuyoruz.
      Hafta sonu kimi başı sıkışsa Perihan Abla koşuyor fakat garibim Şakire hiç yüz vermiyor. Buram buram Mahalle kültürü kokuyor. Sahi hangisini unutalım? Meraklı Melahat ile Taksici İsmet’i mi yoksa Berber Raşit ile Tonton Cavit’i mi? Derken Almanya’dan Bizimkiler dönüyor. Şükrü Ağabey ile Nazan Abla’nın oğlu Ali bizim ile beraber büyüdü resmen. Horoozcu Katil Ağabey, Kapıcı Cafer’i kollarken Yönetici Sabri Bey’e bizde tilt oluyoruz hafiften. Ah şu Sevim yok mu Sevim ? Cemil’i rahat bıraksa ne içecekti aslında. Ağabey Şevket tam bir ağabey, baba Hakim Amca tam bir baba, anne tam bir anne. Fırıldak Tak Tak Sedat ile Tahta Kafa Muhasebeci Ergun, Çaycı Abbas bize buram buram apartmanda komşuluk kültürünü yaşatıyor. Derken bol kadrolu aile filmleri ekranda dönüyor hatta Ulubey’de Özen Sinemasında bile gösteriliyor.
      Mahmut Hoca ile devleşen Münir Özkul Neşeli Günler’de Yaşar Usta ile resmen kariyerine cila çekiyor “ Ben Yaşar Usta!” repliği ile bir babanın ailesi için nasıl fedakarlık yaptığını gösterirken babalık müessesini taçlandırıyor Adile Naşit ise analık yapıyor. Hey gidi günler hey! Derken renkli günlere giriyoruz. TV kanalları çoğalıyor. Cep telefonları ve tabletler herkesi etkisi altına alıyor.
      Bize Mahalle, Apartman, komşuluk ve aile kültürünü anlatan filimler gidiyor yerine amcasının karısı Bihter’i ayartan Behlül ile birbirlerinin kocalarını ayartan Ali rıza Beyin kızları geliyor. Arkası yarın kuşağında izlediğimiz Brezilya dizileri bizim dizilerin entrikalarını kıskanıyor. Kimi eli kimin cebinde belli değil. Ayrılıklar sıradan, normal bir hal almış, insanlar dizilere özenerek yaşamaya başlamış. Basit sebeplerden boşanmalar artıyor. Yağlı ekmek ile büyüyen çocukların yerini elinde tablet ya da cep telefonu ile pokemon oynayan izleyen mutsuz, dijital çocuklar alıyor. Zaten yağlı ekmek de pek kalmıyor artık.
      TV’ler de garip yarışma programları yayınlanıyor, bilgi- kültür programlarına katılan Üniversite mezunu gençler BÜYÜK ATATÜRK’ÜN DOĞUM TARİHİNİ, ÇİN SEDDİ NEREDEDİR? SORUSUNUN CEVABINI BİLEMİYOR. Bugün geleceğe hazırlanan dijital nesil bilgi ve kültürden uzak, ezbere dayalı, hazırı tüketen sistemle cebelleşirken pandemi ile eğitim sistemi tamamen dibe vuruyor, direk dijitalizme teslim ediliyor.
        Çayımdan son bir yudum alırken oğlumun “baba” demesi ile anılardan çıkıp normale dönüyorum keşke her şey nostalji güzelliğinde olsa diyorum. Yaklaşık üç Ay sonra bu sistemden Üniversite sınavına girecek oğlumun durumunu düşünüyorum. Bu süreçte yaşadığı psikolojik buhranda cabası.
      Kızıma, “Bir çay koy, galiba yeniden başlayacaz!” diyorum.
SAYGILARIMLA…
 
 
 

Bu yazı 2059 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum