BİR ANIM: 'KEŞKE KÜRSÜYE BEN ÇIKSAM VE BEN KONUŞSAYDIM'
Reklam
Harun Çelik

Harun Çelik

Harun Çelik

BİR ANIM: 'KEŞKE KÜRSÜYE BEN ÇIKSAM VE BEN KONUŞSAYDIM'

14 Aralık 2018 - 11:04

 

Belki ukalalık olacak ama söylemeden edemeyeceğim. Keşke bu gün o salonda ben konuşsaydım.

Cengiz Aytmatov'un doğumunun 90. yılı etkinleri çerçevesinde Samsun'da Ondokuz Mayıs Üniversitesinde bir etkinlik düzenlendi.

Türk Dünyasının medar-ı iftiharı Cengiz Aytmatov'un kız kardeşi Rosa Aytmatova programın şeref konuğuydu.

Aytmatov'a olan tutkumu tüm arkadaşlarım bilir. Rosa Aytmatova'ya sarılıp ellerini öperken duyduğum heyecanı anlatmaktan acizim.

Tüm günüm bu heyecan yüzünden baş ağrısı ile geçti. Kırgızistan'ın, Kurmancan'ın, Aytmatov'un benim için ne demek olduğunu anlatabilsem neden bu kadar heyecan duyduğumu anlarsınız.

Aytmatov'un tüm eserlerini defalarca okumadım adeta içtim ve hikayelerindeki tüm karakterler benim için adeta gerçekten yaşayan, hayatımda var olan insanlardır.

Böylesi büyük bir ismi anlatmak için hem Türkiye'den hem de Kırgızistan'dan bol miktarda akademisyen gelmiş. İsimlerinin önünde profesör unvanı olan bu kişileri dinledim. Evet sadece dinledim.

Aytmatov gibi bir devi ve eserlerini anlatırken insanın sesi hiç mi titremez, hiç mi heyecan duymaz, hiç mi o hissi yansıtmaz. Soğuk, donuk, ruhsuz, heyecansız, ellerdeki kağıtlara bakılarak, TRT'de hava durumu sunuyormuş okunan metinler.

Üzüldüm, o an zor tuttum kendimi. 'Ya bırakın Çingiz Eke'yi ben anlatayım salonu dolduran şu gençlere' diye bağırmak istedim. Yanımda oturan genç arkadaşım Orhan'a, " Valla dayanamıyorum çıkacağım şu kürsüye" deyip durdum.

Bir şeyi, bir iş olduğu için, görev icabı yapmak var, bir de isteyerek, hissederek, yaşayarak yapmak var. Hele ilk oturum bittiğinde, salonu dolduran öğrencilere " Yoklama alacağız, olmayanlar yok yazılacak" denilmesine şahit olmak beni resmen şok etti.

 

Bir milletin yüz akı olan ismin anıldığı bir programa öğrencileri yoklama korkusu ile getirmek hem Aytmatov'a saygısızlık, hem edebiyata saygısızlık, hem öğrencilere saygısızlık, hem de öğretim görevlilerinin kendilerine yapmış oldukları saygısızlık.

Toprak Ana'yı, Maral Ana'yı, Tolganay'ı, Edige'yi Cemile'yi, Asya'yı, Kırgız bozkırlarını, Tanrı Dağlarını, Isık Gölü'nü, Süleyman Tepesini, Oş'u, Manas'ı, Mankurt'u ah ne olurdu ben anlatsaydım :(

Bu yazı 2026 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum