TRABZON, ABDULHAMİD, ŞÜKRÜ KULEYİN, İMZA GÜNÜ VE KALEME GELEN...
Reklam
Harun Çelik

Harun Çelik

Harun Çelik

TRABZON, ABDULHAMİD, ŞÜKRÜ KULEYİN, İMZA GÜNÜ VE KALEME GELEN BİRKAÇ SATIR

17 Mart 2022 - 21:18



Karlı bir havada Samsun’dan yola çıktık. Trabzon’da Şükrü Abi’nin ikinci kitabı “Biçare Hamid’in imza günü vardı. Gündüz imza gününe katılacak, akşam da Trabzonspor’un Göztepe ile maçını izleyecektik. Sabah edebiyat ve kitap, akşam ise Trabzonspor ve şampiyonluk yolculuğu, bundan iyisi Şam’da kayısı demiş atalarımız.

Mavi Kitap Ağacı grubundan arkadaşlarım ile buluştuk ve İmza günü için Grand Zorlu Otel’e erkenden gittik. Otelin kapısına erkenden gelen ve dostlar ile ayaküstü birkaç sohbet eder, laflarız diyen arkadaşlar ile karşılaştık. Daha ilk dakikadan dikkatimi çeken, çok farklı siyasi görüşten insanın söyleşi ve imza günü için oraya gelmiş olmasıydı.

Trabzon devrimci solunun sembol ismi ağabeyim Burhan Öztürk’ün de başında Tonya kasketi ile erkenden söyleşi yerine gelmiş olması mutluluğumu artırdı. Burhan Abi’nin “La imza gününü geçen cumartesi zannediyordum, bir edebiyat ortamına gireceğiz diye azacuk çamurlanmış ayakkabılarımı bile boyattım ama bir hafta erken gelmişim” demesi bizleri tebessüm ettirdi. İmza gününün sahibi Şükrü Kuleyin ise ülkücü ve Atatürkçü kimliği ile bilinen bir insandı, devrimci hareketin sembol isimlerinden bir tanesinin orada olması bence Trabzonluluk bilinci ve sanat etrafında bir araya gelmenin anlamlı bir tablosunu oluşturuyordu. 

Allah kalbimi biliyor, söyleşi ve imza gününün renkli ve coşkulu bir şekilde geçeceğini umuyordum. Trabzonlu ve Trabzonsporlu kimliği ile bilinen, her türden insanın derdine koşan, insanı insandan ayırmayan, her inanç ve görüşten insana dostluk eli uzatan Şükrü Kuleyin’in bu tavrının Trabzon insanından karşılık göreceğini biliyordum. Ama açık söyleyeyim bu kadarını ben de beklemiyordum. İmza günü diye gitmiştik ama resmen coşkulu bir miting ortamında bulduk kendimizi. Söyleşi için ayrılan salonda değil oturmak, ayakta durmak için bile yer yoktu. Salona giremeyen insanlar, holde beklemek zorunda kaldılar, birçok insan ise otelin dışında beklediler.

Siyasetin nerede ise tüm renkleri oradaydı. Çok farklı partilerin milletvekilleri salondaydılar, her düşünceden insan elinde kitabı ile imza için sıra bekliyordu. Trabzonspor’un mevcut yönetiminden insanlar oradaydılar, Trabzonspor’un eski yöneticileri, efsane futbolcuları, camianın saygı duyduğu önemli isimler oradaydılar. Sadece yöneticiler değil, Trabzonspor tribününden genç insanlar da imza salonundaydılar.

Sadece bu insanlar değil, iş dünyasının önemli isimleri, şehrin kamuoyu önderliğini yapan isimler, şehrin önemli sanatçıları hepsi imza gününde bulundular. Özellikle öğretmenlerin ve doktorların çokluğu dikkatimden kaçmadı. Üniversite öğrencileri liseli çocuklar, Trabzon sokaklarından gençler oradaydılar.
Ve belki de daha önce hiçbir kitap imza törenine gitmemiş insanlar hayatlarında ilk kez bu imza gününe katıldılar.

Trabzon şehrinin kendi içinden yetişmiş bir isme verdiği önem vefa adına çok önemliydi. Bir kitap imza törenine bu kadar büyük ve coşkulu bir kitlenin katılması, kültür şehri Trabzon imajına çok yakıştı. Son dönemlerde, kültür ve sanat dışında bizleri çok da mutlu etmeyen birçok olumsuzluk ile gündeme getirilen Trabzon şehrinde, bir imza gününde bu coşkunun yaşanması bence çok anlamlıydı.
Trabzon’un siyasetten iş dünyasına, futboldan akademik camiayı, sanat çevrelerinden sokaklardaki gençlere kadar tüm renklerinin bir araya geldiği harika bir gün yaşadık. Bir de Trabzonspor’un bol gollü Göztepe galibiyeti ile geceyi tamamlayınca neşemize diyecek yoktu.

Ertesi gün, doğan güneşle birlikte Samsun’a doğru yola çıktık. Birlikte yolculuk yaptığım Aziz ve Murat’la şu cümleyi sıkça kullandık, “Lan bu nasıl bir imza günüydü böyle. Bundan daha kalabalık ve coşkulusu sadece Avni Aker’de olur.” 

Hülasa dostlar, ben bir yazar hem kendim onlarca imza günü yaptım, hem de onlarca yazar arkadaşımın imza gününe katıldım ama böylesi bir imza gününü ne gördüm ne duydum. 

Şükrü Kuleyin ağabeye, “ Trabzon’un Mevlanası” denilmesinin de boş yerine olmadığını anlamış olduk.

Trabzon'un tüm renklerini bir araya getiren Şükrü Abi'ye teşekkür ediyorum.

Unutmadan söyleyeyim, yakında İstanbul’da bir imza günü olacak.
İstanbul’da buluşalım …

Bu yazı 801 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum