Zorlama yok mu?

Zorlama yok mu?

Bir de, “dinde zorlama yoktur” diyenler var. Evet, dinde zorlama yoktur ve bunun İslâm’ın temel kaynaklarında yüzlerce örneğini bulabiliriz; ama dinde olmayan zorlama, din adına iş görenlerde vardır. Hem de öyle bir vardır ki, değil sizin siyasî görüşlerinize, sanattan estetiğe, nasıl oturup nasıl kalkacağınıza kadar her şeyinize karışırlar. Size nefes bile aldırmazlar, karşı da çıkamazsınız çünkü kendilerinin bu baskıcı tutumunu size din diye sunarlar ve onlara karşı çıkmak dine karşı çıkmak olur. Sonra “zındık” olursunuz, “fâsık” olursunuz, hatta “kâfir” olursunuz. Ta ki onlara biat edip, “Sizin sözünüz dinin sözüdür, iman ettim” diyene kadar.

Hazreti Peygamber’in, “Bir adamın namazı, niyazı sizi aldatmasın. O adamın dirhem ve dinarla olan ilişkisine bakın.” sözünü sık sık hatırlamak ve Allah adına hüküm sürdüğünü söyleyenlere de hatırlatmak lâzım. Gerçi bu sözü hatırlatsanız, “Bizde dirhem ve dinar yok, çok şükür.” diyeceklerdir. O yüzden siz onlara bu cümleyi, “Dolar ve Euro ile ilişkisine bakın.” diye tercüme edin.

“Bize han-ham, size din-iman” diyenlere Hazreti Muhammed’in (SAV) şu sözünü de hatırlatın derim; ama hatırlatırsanız size kızabilirler: “Gerçekten de bu altın ve gümüş sizden önce gelen ümmetleri helak etti. Cimrilik, hırs ve övünmeden kaçınmadığınız takdirde bunlar sizin de helâk sebebiniz olur.”

İşçisinin hakkını vermeyen, alın teri döken adamdan çalacağı üç kuruşun hesabını yapan, koca götlü, göbekli ve kıçı yere yakın; ama çok dindar tipleri görünce aklıma hep Hz Peygamber’in şu sözü geliyor: Peygamberimiz bir gün karnı şişmiş bir kişiye, “Eğer bu yemeğin bir kısmı da başka bir karında olsaydı senin için daha hayırlı olurdu.” diyor. Evet, kendileri koyunun budunu yer, üzümün şırasını içerler; ama sana sabır ve tevekkül telkin ederler. Cumada en ön saftadırlar; ama iş işçinin yıllık izni, mesaisi, sendikal hakları, alın teri olunca; dini, diyaneti, Allah’ı ve Peygamberi unutuverirler; ama hâkimiyeti kullanmaya gelince Allah’ı tekrar hatırlarlar.

HARUN ÇELİK-HARMATAN kitabından