HER BAŞ'A GELEN'İ DÜŞMAN'DAN BİLMEYİN.
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

HER BAŞ'A GELEN'İ DÜŞMAN'DAN BİLMEYİN.

27 Kasım 2025 - 12:00

HER BAŞ’A GELENİ DÜŞMANDAN BİLMEYİN!

Bir insanın selamet bulması için kişinin eline diline, beline sahip olmasıyla olur.

Bir kişinin başına her ne musibet gelirse mutlaka kendi yaptıkları yüzündendir." (Şura 42; 30)"

Yani başınıza gelmiş ve gelecek olan her türlü belayı ve musibeti kendinizden bilin. Kendi hatalarınızda, yaptıklarınızda ve yapamadıklarınızda arayın Doğrusu da bu değilmidir? 

“Evet! Allah bir kavmi bozmaz onlar bozulmadıkça." (Rad suresi/11)

Üzerinde yaşadığımız coğrafya medeniyetler ve milletler-kavimler mezarlığıdır. Biz bu topraklarda hür ve bağımsız yaşamak için milyonlarca şehidi bedel olarak toprağa verdik. 

Bu coğrafyada yaşamak ve bu topraklara sahip olmak için hem bedel ödemek hem de her türlü tedbiri almak gerekir.

 İslâm âlimleri kıyametlerini üçe ayırırlar:

1. Küçük Kıyamet

2. Orta Kıyamet

3. Büyük Kıyamet

a)Küçük Kıyamet, her canlının, ecelinin gelmesi ve ölmesidir. Bir kimse ölünce, onun kıyameti kopmuş demektir.

b)Orta Kıyamet, bir milletin, hürriyet ve istiklalini, bugünkü deyimiyle özgürlük ve bağımsızlığını kaybetmesi, dünya haritasından silinmesidir. 

Yüce kitabımız Kur'an'da bu kıyametten "Her ümmetin bir eceli vardır" (A'raf 34) şeklinde söz edilmektedir.

Bir millet sadece bağımsızlığını kaybetmekle tarih sahnesinden silinmez, aynı zamanda bir millet kendisine Allah tarafından verilen milli kimliğini, adını, dil ve kültürünü, aynı zamanda milli ve manevi değerlerini kaybederse de işte o zaman tarih sahnesinden silinmiş olur. Nitekim Kur'an'da Rad suresinde bu duruma şöyle dikkat çekilir:

"Bir kavm, özlerindeki (özlerini, güzel hal ve ahlâk ) ını değiştirip bozuncaya kadar Allah şüphesiz ki onun (halini) değiştirip bozmaz.." (Rad suresi 11)

Bir diğer ayette ise: "…Bir topluluk, kendilerinde bulunan (güzel ahlâk)ı değiştirmedikçe Allah onlara verdiği bir nimeti/güzel bir durumu değiştirmez. Allah, şüphesiz hakkıyla işitendir, bilendir" (Enfal 8/ 53) buyrulmuştur. 

Âyet-i kerîmelerde görüldüğü gibi, toplumsal değişmenin ve çöküşün sebebi, fertlerin kendi iradeleriyle inanç, ahlâk ve kültürlerini bozmuş olmalarıdır. Peygamber Efendimiz ""Bir millete benzemeye çalışan kimse, o milletten sayılır." (Ebu Dâvud, Libas; 4) diyerek başka milletlere benzemek ve toplumsal bozulmaya dikkat çekmiştir.

“İslama göre bir milletin Allah tarafından kendisine verilen dil, örf, adet, kültür gibi özelliklere sahip çıkmayarak bunları bozması ve başka milletlere benzemeye çalışması Allah'a ve Allah'ın ayetlerine isyan etmek demektir. Çünkü başta Rum suresi 22. ayet olmak üzere Kur'an, insanların dillerinin, renklerinin ayrı ayrı olması ve insanların farklı milletler halinde yaratılmış olması Allah'ın varlığını ve gücünü gösteren ayetler, deliller olarak gösterilmiş ve bunlardan ibret almamız istenmiştir. (Bak: Şura suresi 8,)

Yine bir miladi yılbaşı yaklaşırken şimdiden o günah’a,şirk ve isyana hazırlıkları başladı.

Yüce Allah biz kullarına Kur’an ‘ da şöyle buyurtadır:"Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin.(Onlara benzemeyen) Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez."maide,51) Daha şimdiden o gün için İçki içmek, zina yapmak için zemin hazırlamak ve namazı,niyazı terletmek huzurdan kovulmak ve Allah'ın indirdiği hükümlerle hükmetmeyerek Allah'a isyan etmede,Allah'ın kendisine verdiği dil, kültür kendi örf ve ananeleri gibi değerleri bozarak isyan etmesinin gunahini varın siz düşünün

c) Bu coğrafyada huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamak istiyorsak bir bedel ödemeye hazır olmalıyız. Elbette bu da milli ve manevi değerleri korumakla olmaktadır.

Bu milletin düşmanının çok olduğu doğrudur. 

Atalarımız tarihin en büyük ve en uzun ömürlü devletlerini ve medeniyetlerini milli ve manevi değerleri üzerine kurdular ve çok çalıştılar, bilime, teknolojiye ahlaka önem verdiler. Ah,vah diyerek iç ve dış düşmanlar diye dövünmediler. Tedbir aldılar, plan ve program yaparak 630 yıl dünya devletlerini idare ettiler.

Bugün bizlerin de millet ve devlet olaraktan tarihte uzun ömürlü bir devlet olabilmemiz için öncelikle milli ve manevi değerlerimize göre

Nesiller yetiştirmek ve geleceğe hakim olmaktan geçmektedir.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

 

Bu yazı 12 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum