YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK!
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK!

14 Kasım 2025 - 12:00

YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK!

Bunu şu şekilde de ifade edebiliriz! “Selamdan kaçarken merhabaya yakalanmak.

Bizlerin eskiden ne güzel ve anlam ifade eden sözlerimiz vardı; Bunlardan bazıları,maşallah, inşallah, Allahısmarladık, Allah rahmet eylesin Allah iyiliğini versin vs gibi...

Zaman ve gün geçtikçe herşeyin içini boşalttığımız gibi sözlerin de içini boşalttık. Bunu yaparken o kadar utanç verici pervasız davrandık ki, evrensel değerleri yok etmekten de geri kalmadık...

Rahmetli Yavuz Bahadıroğlu'nun da dediği gibi, "Selamün Aleyküm" gitti, "Günaydın, Tünaydın" geldi, "Allahısmarladık" gitti, "Esenkal" geldi, "Allah'a emanet ol" gitti, "Güle güle" geldi, "Allah rahmet eylesin" gitti, "Başın sağolsun" geldi, "Nur içinde yatsın" gitti, "Işıklar içinde uyusun" geldi...

Biz eskiden hayret edince “Allah Allah”, öfkelendiğimizde “Hasbunallah”, sevdiğimizde "Maşallah" ve bir şeyi murad ettiğimizde de "İnşallah derdik. Yani bir bakıma her halimiz ve sözümüzle Allah'la beraberdik. Sonra bize ne oldu da değiştik, bizi kimler değiştirdi niçin bunu da anlamak mümkün değil...

İçinde Allah geçen kelimelerden bilerek ya da bilmeyerek git gide uzaklaştırıldık, bunların yerine bambaşka söz veya kelimelerle tanıştırıldık. 

Bu toplumun bilerek kutuplaşması, nihayetinde söz ve kavramların da ayrışmasına sebep olduk. 

Müslüman görünümlü seküler ve enteller Allah, Peygamber, Kuran vs dememek için ellerinden gelen her türlü çabayı gösteriyorlar. Güya bunlar Araplar'a benzememek için kendilerinin daha modern, daha entel ve daha laik olduklarını ortaya koymak ve en nihayetinde de yoldaş, yandaş ve oynaşlarına üstü kapalı mesajlar vermek için, hangi hilelere başvuracaklarını şaşırmış vaziyetteler...

Böylelerine acımaktan başka ne yapılabilir ki...

Sözde kendilerini akilane bilen cahil ve cühela  insanlardır.

Cenaze ile birlikte camiye gelirler,

Vakit namazı kılmazlar cenaze namazı kılan entellektüellerdir.

İşte bu zavallı kişiler sırf kin ve nefretlerinden dolayı,Allah'ın isimlerinden biri olan selamı bile insanlardan esirgiyorlar ve bunun yerine başka sözler ikame etmeye çalışıyorlar. Oysa ki selam sadece bir iyi niyet temennisi olmayıp, tıpkı ezan gibi cihanşumul bir parola, işaret ve kişinin kişiye yaptığı en güzel duadır.

Kur’ân-ı Kerimin pek çok ayetinde geçen “selam", yalnızca Müslümanların değil, Hz. Adem’den günümüze kadar bütün inananların kullandığı bir iletişim sözüdür.

Dua makamında bir söz olan "selamün aleyküm", esenlik dilemektir, bunu alan kişi de aynen

"Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun, selamette ve güvende olasınız"denilmektedir.

“Selam sevginin anahtarıdır...

Peygamberimiz diyor ki: "İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş sayılmazsınız. Size birbirinizi sevmenizi sağlayacak bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın"buyurmaktadırlar.

Sakın olaki bu söylediklerimden "Selamun aleyküm" yerine kullandığımız "günaydın, iyi günler, merhaba" gibi sözlerin kötü ve yanlış olduklarını düşündüğüm anlamını çıkarmayın; bunlar da gönül alıcı iletişim kurmak için ifade eden sözlerdir. Bilakis bunların da çok güzel ve hoş kelimeler olduklarına inanmaktayım. Bütün bunlara rağmen, bu kelimeler manevi yönleri olmayan sadece birer kuru temenniden öteye gitmemektedir.

Bazı entellektüellere Kuran dili olan Arapçaya karşı önyargıları nedeniyle selama karşı olanlara hatırlatmak istediğim bir şey var; o da "Selamün aleyküm" sözünün Arapça değil, İslamca bir parola olduğudur. İşte sırf bu yüzden, dünyanın neresine giderseniz gidin, herhangi bir Müslümana "selamün aleyküm" dediğinizde sizi anlar ve sizden emin olur...

Unutulmaması gereken bir başka önemli husus ise, tıpkı bilimdeki gibi, dinde de milliyetçiliğin olamayacağıdır...

İlginç olan bir başka husus, "merhaba" demeyi yadırgamayanların Arapça diye "Selamun aleyküm" demekten yüksünmeleridir. Oysa ki merhaba kelimesi de Kuran-ı Kerimde geçen Arapça bir kelimedir. Bu garip çelişkiye bakınca, selamün aleykümden kaçışın sebebinin onun Arapça olmasından değil, dini bir referansının bulunmasından olduğu açıktır. Kısacası, "salamün aleyküm"den kaçanlar merhabaya yakalanıyorlar..

Son zamanlarda ise "Işıklar içinde uyu" diye saçma bir söz peydah oldu. Sanırım bazılarına "Nur içinde yat" ya da "Allah rahmet etsin" demek ağır geldi. Bu kimselere "niye nur değil de ışık" diye sorulunca da, ışığın da nur anlamına geldiğini söylüyorlar. Bu söylem Alevi sözüdür. biz Sünniler

Allah'tan rahmet ve bağışlanma af dilemek düşer. Bunun için söylenecek söz ise "ışıklar içinde uyu" değil, "Allah rahmetiyle muamele etsin, kabrin pür nur olsun" gibi dua niyetinde bu sözleri söylemeliyiz.

Günümüzün muhafazakar kesimi,

 "hayırlı sabahlar, maşallah,Allah rahmet eylesin nurlar içinde uyusun derken

Entellektüeller ise;"Günaydın, tünaydın,ışıklar içinde uyusun şeklinde işi geçiştirirler.

Oyda ki kim ne demeyi tercih ederse etsin, inancında ve sözünde samimi olsun, yeter...

Esen Kalın... 

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

Bu yazı 66 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum