BİZ BU DİLİ, BU ŞANTAJI HAK ETTİK..

Biri durdursun bu Eyüp Eroğlu'nu yahu...
Buradan sesleniyorum; bu adamı görevden alın kardeşim...

Tehditse; tehdidin alası...
Şantajsa; şantajın alenisi...
Hakaretse; hakaretin kallavisi...
İftira ise; iftiranın her türlüsü...
Bundan sonra böyle kardeşim...

Unutmayın; kaybedecek bir şeyi olmayan adam, en korkulan adamdır...

Başkan Eyüp Eroğlu'nun hesaplarına baktırdım, hesabında 3,5 trilyon paraları var...
Kardeşim benim 3,5 milyon dolarımı vereceksiniz... Vermeyen şerefsizdir...

Mustafa Çevirgen'e söylüyorum...; beni sigara fabrikasına ortak edeceksin... arabanı bana vereceksin... bana 14 milyonluk sponsor olacaksın...
Yoksa o şehirde yürüyemezsiniz...

Ne o şaşırdınız mı...
Bu sözler tabi ki bana ait değil... 
Bu sözde Tokatspor başkanı, Ufuk Akçekaya isimli tehdit ve şantajcıya ait... 

Defalarca uyardım... Defalarca yazılar yazım...
Dedim bu adam dolandırıcılıktan yargılanan, türlü yöntemlerle insanları kullanan tehlikeli biri...
Dinletemedim...
Ve ne yazık ki; bir kez daha haklı çıktım...

Tokat'ta gazeteci geçinenlerin övmesine... sırf bin lira için bu şahsı aklayan paklayan yazılar yazıp, haberler yapmasına...
Tokatspor'da Tokatspor diye diye, kentin valisini, belediye başkanını, milletvekilleri ve iş adamlarını baskı altına alıp, bu şantajcıya mahkum etmelerine engel olamadım...

İnsanlıktan nasibini alamamış bu şahıs, cumhurbaşkanının ismini kullanarak üstelik, belediye başkanı ve çevresindeki herkese açık-açık hakaret etti...
Tehdit etti...
Şantaj yaptı...
Altlarındaki arabadan, ceplerindeki paraya kadar istedi yahu...
Bu nasıl bir bela...?
Bu nasıl bir ruh hali...?
Bu nasıl bir karakterdir, aklım almıyor...

Adam öyle usta kurgucu ki..;
İsimler gerçek rakamlar yalan...

İğne ucu kadar gerçeklerin arasında dağ gibi iftira ve şantajları eritiyor...
Ufacık gerçeği duyan insan, arkasındaki yalan ve iftiraları da bilmediği ama ondan öğrendiği zannedebilir...
Öyle tehlikeli... öyle bir şirret...
Son zamanlarda gündem olan Tokat Sigara Fabrikası arazisi gerçeği üzerinden, ne senaryolar üretiyor... ne fanteziler kuruyor... 
Oradan tehdit ve şantajlar savuruyor....
Belgesini açıklayacağım diye, belgeler varmış gibi yapıyor...
Ardından da tehdit ve şantajlarla para sızdırmak için nasıl da el oğuşturup, ağzını şapırdatıyor...
Canlı yayında üstelik...

Bazı yerlerde gazeteciden bahsediyor...
Tahmin ettim kimden bahsettiğini...
Bu dedikodudan öte gitmeyen bir çok iddiasının arkasında nasıl bir komplo, nasıl azgın bir şantaj mantığının yattığını anlamak zor değil...

Tokatspor'a 3,5 milyon dolar verip alması yalan...
Borcunu ödemesi yalan...
Beş kuruş vermesi...
Kulübün borçlarını üstlenip aldı...
Beş kuruş vermediği gibi, aldığı kulüp için, Tokat'taki herkesten araya adam sokarak veya başka şekilde para alan da bu...
Kulübü bedava almakla kalmadı üste para da alıyor...
Öyle dolamış Tokat'ı eline bu Allah'ın Elazığlısı...
Tokat ve Tokatlı bunun gözünde sağılacak inek adeta...

"Tabelayı açtırmak için 350 bin dolar verdim" diror... o da yalan...
Tokatspor'un maçlara çıkabilmesi için Tabelayı açtıracak parayı Tokat valisi Ozan Balcı topladı...
Ve ben de daha o haber ortaya çıkar çıkmaz eleştirmiştim...

1,3 milyon diyor tabelası açtırma parası ve bunun için 350 bin dolar bozdurdum diyor...
Dolar şu an 8 lira....
Bu para için doları olsa ve bozdursa; bozduracağı para 350 bin dolar değil, 162.00 dolar...
7 liradan bodursa; 185.000 dolar...
Yani yalanları dahi ayaküstü, anlık üretebiliyor...

Yahu konuşmada 5 bin lira istiyor vermediklerini söylüyor...
100 bin verip transfer yapamamış kendi söylüyor...
5 bini bulup personeline ödeyemeyen adam nereden bulmuş 3,5 milyonu...

Okullarımı sattım diyor yalan...
Okulları yok....
Kiralıyor, sonra velilerden parayı topluyor...
Kirayı ve öğretmenlerin maaşını ödemiyor...
Öğrenciyi, öğretmeni veliyi, okul ve bina sahibini dolandırıp kayboluyor...
Tokat'ta da yaptı...

Ama ne yazık ki; ben ve milletvekili Yücel Bulut hariç, kentin önde gelenlerinin neredeyse hepsi, az ya da çok bu şarlatanın tuzağına düştü...

Herkese sözünden çıkamayacağı birini devreye sokarak gidiyor...
Bildiğin klasik dolandırıcı mantıklarından biri...
Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'a gidiyor, ona Tokatspor forması hediye etme bahanesi ile birlikte fotoğraf veriyor... Sonra o fotoğraf ile kapıları zorluyor ve çoğu kapıyı da açıyor...

Yücel Bulut'un da bir akrabası ile temasa geçmiş... Alttan üstten onu kandırmış... Sonra onun aracılığı ile Bulut ile temas kurmak istemiş...
Bulut yüz vermemiş...
Sonra bir gün Yücel beyin kaldığı otelin kapısında beklemiş girerken karşısına çıkmış...
Demiş; "Tokat'ta herkesi dizayn ettim bir siz kaldınız" deyip, Tokatspor'u, Tokat'ı kurtarmaktan bahsetmeye başlayınca, Bulut öfkeyle...; "ulan sen kimsin de Tokat'ı dizayn ediyorsun, Tokat'ı kurtarıyorsun" diye başlayıp, buraya yazamayacağım sözlerle üzerine yürümüş...
Çevredekiler aralamış...
Ağır ifadelerle de kovmuş...

Ben de zaten tam da bu noktalarda uyaran yazılar yazıyordum...
Aslında Tokat'ta herkesin net tavrı bu olmalıydı...
Ama şu Tokatsporu kutsallaştıran...
Tokatspor'dan başka konuşacak sözü olmayan tipler, gazeteciler yok mu....?
Başımıza bu belanın sarıldıkça sarılmasına... En sonunda belediye başkanından iş insanlarına kadar şantaj yapmasına...
Kentin değerlerine hakaret etmesi noktasına kadar taşıdılar...
Ben yazdıkça alttan alta savunuyorlardı...
Bakalım bugün ne yapacak, hangi deliğe girecekler...?

Tokatspor bir Elazığlıda...
Bedava verildi...
Üstüne de para verdik.. 
alıştı; şimdi daha fazlasını istiyor...
Hatta diyor ki; beni Tokat sigara fabrikası arazisine ortak edeceksiniz...
Altınızdaki arabanızı vereceksiniz...
14 milyonluk sponsor olacaksınız...
Ve 3,5 milyon dolar ödeyeceksiniz...
Yoksa sizi o şehrin sokaklarında gezdirmem...

Tokat halkı olarak bize de talimat yağdırdı...
Şurayı açtırmıyorsunuz Tokat halkı...
Şunu da şehirden kovuyorsunuz...
Benim 3,5 milyon dolarımı veriyorsunuz...
Yoksa bunu her yerde anlatırım...
Aynen bunu Tokat halkına emreder gibi söyledi...

"Hesabında 150 trilyonu var bana 3 milyon atmıyor..." diye de sitem ediyor...
Emin yılar para versin diyor...
Ulan ne oluyor yahu...?

Ben de zaman zaman Belediye başkanımızı, valimizi, vekillerimizi eleştiririm...
Hatta başkan Eyüp Eroğlu ile hala devam eden davam var...
Ama bu nasıl bir ağız, bu nasıl bir dil...?
Eleştiri desen eleştiri değil... yorum desen yorum değil...
Bu düpedüz, hakaret, şantaj...
Bu sadece o isimlere değil aslında kentin geneline yapılan hakaret ve şantajdır...
Bu düpedüz suçtur...

Dün akşam yaptı bu yayını ve bu adam hala gözaltına alınmadı...
Vay be..; bunca hakaret, bunca açık tehdit ve şantajla para talebine rağmen öyle mi...?

Bu savcıların gücü sadece bana mı yetiyor yahu...?

Not: kurusa bakmayın öyle aşağılık bir dil ve üslup var ki, videonun tamamını yayınlayamadım..