SÜVEYŞ, PANAMA VE KANAL İSTANBUL
Reklam
Reklam
Konuk Yazar

Konuk Yazar

Gündemin İçinden

SÜVEYŞ, PANAMA VE KANAL İSTANBUL

07 Nisan 2021 - 13:46

 
Zekeriya Herdem

Ülkemiz yeniden Montrö ve Kanal İstanbul’a odaklanmışken. Okyanusları birleştiren kanalların tarihine bakalım. Sanayi devrimi Avrupa’nın hammadde ve işgücü ihtiyacını artırdı. Bu eksiklik Asya, Afrika ve Güney Amerika dan karşılanmaktadır. Batı Avrupa ile ABD deniz ulaşımındaki aylar süren zaman kaybı ve maliyeti düşürme arayışı kanal açma düşüncesini doğurdu. Bu amaçla Akdeniz - Kızıldeniz arası ve Orta Amerika da okyanusları birleştirecek Süveyş ve Panama kanallarının açılmasına 19.yüzyıl sonunda başlandı.
Süveyş Kanalı düşüncesi; Pers Kralı, II.Ramses, Hz. Ömer, Roma İmparatoru, Sokullu ve Kılıç Ali Paşanın idealleriydi. Süveyş, Fransa ve İngiltere arasında güç savaşına dönüştü.1856 da Fransa diplomat Ferdinand de Lesseps'in projesine onay vererek on yıllık çalışma ile1869 da açılmıştır. Kanal 193 Km uzunluk, Genişlik 313 m. ve derinlik 25 metredir.
Fransa, Süveyş kanalı projesini başaran Ferdinand de Lesseps, Panama kanalı şirketinin başına getirdi. Balta girmemiş orman, 81 km'lik çok zorlu arazide 1879’da çalışma başladı. Kesilen ağaçların, açılan kanalda oluşturduğu bataklıkta sivrisinek bulutları, işçilerin sıtmaya yakalanmasına sebep oluyordu. Sıtma, her gün yüzlerce çalışanın canını alırken, yaşanan çaresizlik projeyi yürüten ekibi güçsüz bırakıyordu.
Yıllar süren çalışmada 27.700 işçi sıtmadan öldü. İlerleyen proje, Pasifik Okyanusuna yaklaşınca öngörülemeyen büyük bir engel fark edildi. Okyanuslar arasındaki kot farkı bütün planları alt-üst etti. Bu durum projenin uygulamasını imkânsız kıldı. Sonuçta şirket iflas etti emekler heba oldu ve inşaat durduruldu.(1)
1902 de ABD Başkanı Theodore Roosevelt Fransa ile anlaşarak kanalın açılmasını üstlendi. Kanalın Kolombiya sınırlarındaki Panama’da açılması uygun bulundu. Bu amaçla Kolombiya ile görüşmelerde, ABD Kolombiya’ya defaten 10 milyon dolar ve her yıl ayrıca 250 bin dolar kira bedeli ödeyecekti. ABD Senatosu bu antlaşmayı onayladı. Fakat Kolombiya ülke çıkarlarına aykırı bularak teklifi reddetti…
Bu aşamada Fransız Mühendis, Bunau-Varilla ortaya çıktı. 1880'lerden itibaren Kolombiya’nın Panama bölgesinde ABD tarafından bir kanal açılması için çaba gösteren, Amerikalı ortakları sayesinde Washington’da güçlü lobi faaliyeti yürütüyordu. Bunau-Varilla, antlaşmanın reddinden sonra vakit kaybetmeden, Panama kanal bölgesindeki çatışmalar yapan ayrılıkçı grupları Kolombiya’ya karşı ayaklanmaya kışkırttı. Başkan Roosevelt’de ayrılıkçılara Kolombiya’ya karşı koruyacağı teminatını verdi.
İsyancılara silah ve mühimmat yardımı da yapan ve başarıdan emin olan ABD, Kolombiya’dan ayrılacak yeni ülkenin ismi bayrağı ve anayasasını bile hazırlamıştı. Neticede isyan başarıya ulaştı. Panama bağımsızlığını ilan etti. ABD yeni ülkeyi hemen tanıdı. Yeni kurulan yönetim, Kolombiya’nın kabul etmediği şartları kabul ederek kanalın açılma işlemi başlatıldı.(2)
1904’de Panama Kanal inşaatına tekrar başlandı. Mühendis John Stevens, okyanuslar arasındaki kot farkını dikkate alarak yeni proje hazırladı. Her biri diğerinden yaklaşık on metre daha yüksek 32 x 294 metre ebadında su havuzları inşa ederek gemiler bu havuzlarda yüzdürülerek birbirine geçirilmek suretiyle 28 m yükseltilip, aynı şekilde kanal bitiminde havuzdan havuza geçirilerek geçiş tamamlanıyordu. Dünyada tek olan bu kanal 1914 de tamamlandı.
Sonuçta, Süveyş ve Panama kanallarının açılması, Asya- Afrika ile Avrupa arası mesafeyi 8.000 Km, ABD ile Latin Amerika arasını 5.000 Km. kısalttı.
Dünya ticaretinin gelişmesi için açılan bu kanalların tarihinde Emperyal Devletlerin zorlaması vardır. Ülkemizde açılması tartışılan İstanbul Kanalı (Kanal İstanbul) tartışmaları giderek yeni boyutlarla gerilim kaynağı haline geldi.
*Bu proje Lozan’dan sonra önemli olan, Montrö Antlaşmasını etkisiz bırakır mı?
*1936’da imzalanan Montrö antlaşmasına 10 ülke taraftır. 85 yıl geçmesine rağmen taraf ülkelerin itirazı olmadı.
*126 Emekli Büyük Elçi bir araya gelerek yayınladıkları açıklamada "Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açar. Kanal İstanbul'dan vazgeçilmelidir" şeklindeki itirazlarını dile getirdiler.
*II. Dünya savaşında, Alman denizaltıları Sovyetlere karşı boğazlardan geçemediği için savaşın seyrinde etkili oldu.(3)
*Çevre, Jeoloji Mühendisleri ve Bilim Çevreleri eko sistemi bozacağı, kot farkından dolayı Marmara denizinde yükselme olacağı, doğal su kaynaklarına zarar vereceği ve deprem riskini arttıracağı gibi hususlarda karşı düşüncelerini belirten raporlar yayımlıyor.
*Karadeniz ABD’nin etkin olamadığı tek deniz olup, Bulgaristan ve Romanya limanlarında deniz üssü kurarak Karadeniz’deki askeri gücünü arttırmaktadır.
Bu riskler dikkate alınarak, İstanbul kanalının faydaları, sakıncaları ve maliyeti ve finansman modeli açıkça ortaya çıkarılmalı. Toplumdaki tereddütler giderilmelidir.
Kaynaklar:
1 İrfan Yalın T24 yazı dizisi.
2 Prof. Dr. Çağrı Erhan Türkiye Gzt makalesi.
3 Hüsnü Mahalli Korkusuz Gzt Makalesi.

Bu yazı 1259 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar