Bir marketler zincirinin Bölge yöneticisi ile oturuyoruz, yanımıza bir personel geldi bir evrak uzattı bende uzattığı evrakın başlık kısmını gördüm.
İMHA TUTANAĞI yazıyordu.
Gülümseyerek “ Hayırdır neyi imha ediyorsunuz” dedim.
"Son kullanma tarihi yaklaşmış (Skt geçmemiş) ve süresi dolmuş tüm gıda ürünlerini imha ediyoruz." dedi.
Üstelik bu liste sadece bir mağazaya aitti.
Listeyi bana uzattı, bir A4 sayfası boyutunda içinde yoğurt , sucuk, salam, tavuk, yumurta, peynirler, kaşar peynirleri vs vs. Her biri 10’larca, bazılarından yüzlerce paket vardı.
Sordum “ Neden bunları fakire fukaraya veya personele dağıtmıyorsunuz ” dedim.
“Daha önce dağıtıyorduk ama personel bozulmayan ürünleri alabilmek için çürükmüş gibi imha (tutanak) kestiler. Çöpe atmak yerine eve götürdüler veya sattılar. Buna benzer sorunlar yüzünden iptal ettik artık imha ediyoruz “ dedi.
Merkezden de bu yönde uyarı ve yazı gelmiş.
Aklı, fikri kâr odaklı çalışan, hedef üzerine, verimlilik üzerine odaklanan bir şirketin bunu yapmasına istemesemde hak verdim.
Aşağıdaki fotoğraf bir istiridye mantarı üreticisinin, ürettiği mantarları satamadığı veya iyi rakama veremediğinden çöpe dökme görüntüleri yer alıyor.
Amaç piyasada fiyatlar düşmesin, talep olsun diye çöpe dökmüş.
Şimdi bu vatandaş kasasını 50 TL’ye verse veya bedava olarak garip gurebaya verse ne kaybedecek.
Ne kaybedeceğini bilmem ama çok şey kazanacak. Malının bereketi olacak.
İhtiyaç sahibi birisini mutlu etmenin huzurunu yaşayacak belki birisinin duası ile kendisine başka kapılar açılacak vs vs.
Artık hayır, hasenat için değil çoğu insan cebi için çalışıyor, çok kazansa bile kazandığının hayrını görmüyor.
Sonrada ben nerde hata yaptım diyor.
Yaptığın hata vicdanın yerine cebinin sesini dinlemek...
Murat Yılmaz
YORUMLAR