BOZTEPE'DEN BAKINCA ORDU
Reklam
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

BOZTEPE'DEN BAKINCA ORDU

02 Aralık 2021 - 00:26

 

 
 
Necdet Topçuoğlu
                            
Her kentin bir sembol mekanı vardır ve kentler genellikle o sembolleri ile tanınırlar. Boztepe de Ordu’nun sembolüdür. Ordu şehri Boztepe’nin eteklerinde kurulmuş olup, arkasını Boztepe’ye yaslamıştır. Nasıl ki insanlar arkasını güçlü bir dosta yasladıkları zaman yaşamlarını güvenle sürdürürler, Ordu içinde Boztepe güvenli yaşamın sadık bir dostu gibidir.
 
Ordu insanı canı sıkıldığında ya da günlük yaşamın stresinden bunaldığında biraz nefes almak ve stres atmak için Boztepe’ye çıkmaktadır. Hatta dışarıdan bir misafiri geldiğinde gururla gezdireceği en önemli mekanın Boztepe olduğunu düşünmektedir. Bende bir Ordu’lu olarak, zaman zaman Boztepe’ye çıkarım. Boztepe’yi bir seyir tepesi olarak görenler için, inanılmaz ve eşi bulunmaz bir manzarayı seyir etmek ayrıcalıktır. Ancak ben gördüğüm güzel manzaranın büyüsüne kapılmak yerine, Ordu’ya bir başka gözle bakmaktan kendimi kurtaramıyorum.
 
İlk bakışta şehirleşme, şehir plancılarının yağ lekesi diye tanımladıkları biçimde yayılma göstermiş, binaların hiç boşluk bırakmadan battaniye örtüsü gibi zemini kapladığı görülmektedir. Kumaş üzerine düşen yağ damlası nasıl hiç boşluk bırakmadan yayılır ve kumaş üzerinde geniş bir yağ lekesi bırakırsa, Ordu’nun şehirleşmesinde inşaatlar hiç boşluk bırakmadan yayılmıştır. Bunun sağlıklı bir şehirleşme olduğunu söylemek mümkün değildir. Dikkatle bakıldığında görülen nadir boşluklar arasında şehir stadyumu ve mezarlığı söylemek mümkündür.
 
Ordu Yeşillikler diyarında, şehirleşmede yeşillerin esirgendiği bir şehir olarak görülmektedir. Yıllarca yatırım projelerinin altına imza atan, hatta uzun yıllardan bu yana KİT’lerin yatırım projelerini denetleyen Ordu doğumlu bir bürokrat olarak doğduğum şehre Boztepe’den bakarken farklı düşüncelere daldım. Acaba Ordu, Giresun, Tokat üçgeninde bölgesel kalkınma planı çerçevesinde hazırlanan bir senaryo varmıdır? Böyle bir senaryo var ise bunda Ordu’ya verilen rol nedir? Ordu’nun bu rolü oynaması için uygun görülen altyapı yatırımları nelerdir? Ordu halkı bunları biliyormu? Bilmiyorsa bunları sorgulamak Ordu halkının en doğal hakkıdır diye düşünüyorum.
 
Gerçekten baktıkça düşündüm ve ben soruyorum Ordu Şehri’nin “Üst ölçekli kentsel imar planı” varmıdır? Şayet varsa, neden bu şehir sahile paralel çizgi boyunca yayılmıştır. Geride kalan yıllar için de Ordu kentsel alanı içinde üç yara açılmıştır. Bunlardan birisi, rıhtımın üst kısmında Boztepe’nin yamacında kurulan villaların yerleşim alanıdır. Çay-Kur’u denetlerken Trabzon’a uçakla gidip geliyordum. Uçaktan Ordu’ya baktığımda bu yara hep gözüme takılıyordu.
 
İkincisi, kurulduğu yıllarda kent alanının dışında kalan ve günümüzde kentle birleşen Kuğu Kent Projesi’dir. Üçüncüsü ise TOKİ tarafından yeni kurulan sitedir. Söz konusu üç projede Ordu’nun kentsel dokusunu bozan projelerdir. Diğer yandan Şahincili sırtlarındaki gökdelenler görüntü kirliliği yaratmaktadır. Belde evlerinin yıkılması çok önemli bir hizmet olmuştur. Şimdi sormak gerekir. Kentsel dokuyu bozan bu projeler, üst ölçekli kentsel imar planının neresinde yer almaktadır?
 
 
Bu güzel şehre baktıkça düşündüm, bu şehrin mimari projeler yönünden bir kimliği varmıdır? Kentsel projeler yapılırken insan merkezli olmalı, insanın yaşamı ve mutluluğu ön planda tutulmalıdır. Ordu’nun mimari yapısı incelendiğinde, mimari proje çeşitliliği karşımıza çıkmaktadır. Şehir birbirine benzemeyen, birbiriyle uyumsuz çok farklı mimari projelerden oluşmuştur. Bu mimari yapıyı hangi kimlikle tanımlayacağımızı şehir plancılarına sormak gerekir. Sanki şehir insanların yaşaması için değil, binaların yaşaması için kurulmuştur. Bu tür kentleşmelere rant merkezli kentleşmeler adı verilmektedir.
 
 
Sahil Yolu’nun Boztepe’nin arkasından geçmesi ile oluşacak çevre yolu da dikkate alınarak Ordu’nun kentsel genişleme senaryosu yeniden hazırlanmalıdır. Yeni Kent Planı yaklaşımında şehrin daha fazla büyümesine izin verilmemelidir. Bundan sonraki genişlemeler, dünyanın çağdaş kentlerinde olduğu gibi, merkeze kolay ulaşımı olan “uydu kentler” şeklinde olmalıdır. Kentsel planlamada meydanlar, demokrasinin ve kültürel gelişimin vazgeçilmez mekanlarıdır. Yine dünyanın önemli şehirleri ünlü meydanları ile anılırlar. Yeni Kentsel Plan yaklaşımında Ordu kendisine yakışan bir meydana kavuşturulmalıdır. Çünkü meydanlar kültürel farklılıkların birleştirilerek kent kültürünün oluşmasına imkan sağlayan demokrasi alanlarıdır.
 
Bir Tarım Ekonomisti gözüyle Boztepe’den Ordu’ya baktığımda, bu şehrin ekonomisi neye dayanmaktadır, insanlar nasıl geçinir diye düşündüm. Görünürde Soya Fabrikası ve Çamsan’ın dışında iş alanı yoktur. Yatırım anlamında devletin bir ağacı bile yoktur. Denize bakıyorsunuz, sahil kenti olmasına rağmen bir limanı bulunmamaktadır. Ordu gerçekten kamu yatırımlarından hak ettiği payı alamayan bir şehirdir. Ekonomisi temel olarak fındık üretimine dayanmaktadır. Sahil Yolu, ekonomik getirisi olan bölgesel bir projenin parçası olabilir, ancak tek başına kurtarıcı bir proje olduğu söylenemez.
 
 
Boztepe’den bakıldığında yapılan değerlendirmede bu şehrin ekonomisinin üretime değil, para ticaretine dayandığı banka şubelerindeki mevduat hesaplarından anlaşılmaktadır. Süpermarketlerde satılan binlerce kalem mal bulunmaktadır. Ancak bunların hiç birisi Ordu’da üretilmediği gibi, üretilmesi için özel bir girişim de bulunmamaktadır. Yatırım fikri önce kafalarda oluşmalı, sonra bu fikir atölye ve fabrikalara dönüşmelidir. Bu düşüncenin oluşmadığı bir şehre helikopterle para balyaları atsanız bile kalkınmayı sağlamak mümkün değildir. Hammaddesi fındık olan, işleme ve değerlendirme fabrikalarının sayısı artmalı ve tamamen ihracata yönelik olarak üretim yapılmalıdır.
 
 
Ordu, artık üniversitesi olan bir şehirdir. Üniversitesinin de katkıları ile üretilecek projelerin hayata geçirilmesi halinde kalkınmanın önünde bir engel olduğunu düşünmek mümkün değildir. Ordu’nun sadece kendi ikbal ve istikbalini düşünmeyen, kendisini Ordu’ya hizmet için adamış vizyon sahibi yöneticilere ihtiyacı vardır. Ordu halkı kalitesine ve sosyalitesine uygun davranarak, bağrından yetiştirdiği genç değerlere hizmet görevi vermeyi başarır ve onlara destek olursa, gelecek yıllarda Türkiye’nin parlayan İl’leri arasına girmesi mümkündür. Bu konuda egolarımızı yenmemiz ve kendimizi aşmamız yeterlidir.
 

Bu yazı 300 defa okunmuştur .