ORMANSIZ VATAN ELBİSESİZ İNSAN GİBİDİR
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

ORMANSIZ VATAN ELBİSESİZ İNSAN GİBİDİR

23 Haziran 2024 - 09:56



Necdet Topçuoğlu

Ardıç ağacı iğne yapraklı ağaçlar ailesindendir. İç Anadolu ve Torosların yüksek kesimlerinde doğal olarak yetişmektedir. Doğada bilinen 8 türü mevcuttur. Bazı türlerinin tohumları zehirlidir. Ardıç ağacı sert, işlenmesi zor fakat çürümeye karşı dayanıklıdır. Eski çağlarda mezarların çökmemesi için mezar tahtaları ardıç ağacından seçilirmiş. Toprak altında çürümeyen ardıç tahtası, hava ile temas ettiğinde çürümeye başlamaktadır. Anadolu’da bulunan Kral mezarlarının muhafazasında ardıç ağacının kullanıldığı görülmektedir. Mezarlar açılıp, müze haline getirildikten sonra hava ile temas eden ardıç malzemenin bozulmaya başladığı görülmüştür. Bilim insanları bunun sebebini araştırmaktadırlar.

Ardıç ağacı çok aranan ancak zor bulunan bir malzemedir. Anadolu ağaç işlemeciliğinde çok kullanılmaktadır. Turizm Bölgelerinde turistik eşya satılan iş yerlerinde ahşaptan yapılan kaşık, maşa, çatal ve kepçe gibi eşyalar görmemiz mümkündür. Bu eşyaların yapımında genellikle ıhlamur, şimşir ve ardıç ağaçları malzeme olarak kullanılmaktadır. Hemen hemen her evin mutfağında bu ahşap eşyalardan bulunmaktadır. Ihlamur gibi yumuşak ağaçların işlenmesi kolaydır, ancak malzeme kendisini çabuk bırakır. Ihlamurdan yapılan mutfak eşyasının deterjanlı su ile yıkanması mahsurludur. Suyu emer ve yemek pişirilmesi sırasında bırakır. Bu durumun sağlığımızı olumsuz etkilediğini söylemek mümkündür.

Ardıç ve şimşir malzemelerin işlenmesi zordur, ancak imal edilen eşyalar evladiyeliktir. Yıkanma sırasında su emmezler. Ahşap mutfak malzemeleri çatladıktan sonra kullanılmamalıdır. Yıkanma sırasında çatlaklara yerleşen temizleyici kimyasallar sağlımız için zararlıdır. Esasen bulaşıkların Arap sabunu ile yıkanması, insan sağlığı için en uygun olanıdır. Bulaşıkların yıkanmasında kullanılan deterjanların zamanla karaciğerde birikme yaptığından, kansere sebep olduğu bilinmektedir.

Ardıç ağacının meyveleri bol miktarda C vitamini içermektedir. Bu meyvelerin nefes kokularının giderilmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Meyve olarak tüketilebileceği gibi toz haline getirilip, su ile karıştırılarak da içilebilir. Ancak dikkat edilmesi gereken husus, şifa veren uçucu yağların sıcak su ile uçmaması için soğuk su ile karıştırılarak içilmelidir.

Doğada varlıklarını birbirine borçlu olan birçok canlı bulunmaktadır. Bunlardan en ilginç olanı ardıç ağacı ve ardıç kuşu arsındaki ilişkidir. Normal şartlarda ardıç meyvesinin tohumları doğada kendiliğinden çimlenmemektedir. Ardıç kuşu ardıç ağacının meyveleri ile beslenmektedir. Meyvelerin kabukları ardıç kuşunun sindirim sisteminde açıldıktan sonra tohum dışkı ile doğaya atılmaktadır. Ancak bu muameleden sonra tohumlar çimlenme yeteneği kazanmaktadırlar. Ardıç ağacının soyunu devam ettirmesi, ardıç kuşlarının varlığına bağlıdır. Ormanlar bir ülkenin servetidir. Ormansız vatan, elbisesiz insan gibidir.

Son yıllarda yerleşim alanlarının çoğalması sebebiyle, ardıç kuşları ardıç ağaçlarını terk etmişlerdir. Besinlerini yerleşim alanlarının çöplüklerinden sağlamaya başlamışlardır. Buna bağlı olarak zaten hor kullanılan ardıç ormanları azalmaya başlamıştır. Bu konuda araştırma yapan Türk Orman Mühendisleri, ardıç kuşunun sindirim sistemindeki ortamı, meşe külü, limon suyu ve tuz kullanarak oluşturmayı başarmışlardır. Her zaman söylediğimiz husus, bütün çözümler doğada saklıdır. Yeter ki doğanın sırlarına ulaşacak bilimsel çalışmalar yapılabilsin. Artık ardıç fidanları insan eliyle yetiştirilebilecektir. Ardıç ormanları yeniden yeşerme imkanına kavuşmuştur.

Son yıllarda insanlar da ardıç kuşları gibi, köylerini terk ederek şehirlere hücum etmişlerdir. Geride ekilip dikilmeyen terk edilmiş topraklar kalmıştır. Bitkisel ve hayvancılık ürünleri gün geçtikçe azalmaktadır. Köylerinde üreten insanlar, kentlerde tüketici olmuşlardır. AVM’lere müşteri yapılan köy kökenli insanlar, ithalat yoluyla başka ülkelerin ürettiklerini tüketmeye başlamışlardır. Bu gidişin tarımsal çöküş ve açlık ile sonlanacağını söylemek kehanet değildir. Satın alma ile gıda güvenliği sağlanamaz. Gün gelir üretenler önce kendi gıda güvenliklerini sağlama yoluna gidebilirler. İşte o gün aç kalacağımız gündür. 

Doğada birçok ortaklık karşılıklı menfaat dengesi üzerine kurulmuştur. Karga mandanın sırtını boş yere gagalamaz, karnını doyurur. Manda da haşerelerinden temizlenmiş olur. Timsah kuşu, timsahın dişlerindeki et kalıntıları ile beslenir. Timsah da ona zarar vermez. Tek taraflı menfaat sömürü demektir. İnsanların sömürüden kurtulmaları için doğadan dersler çıkarmaları zorunludur. İnsanoğlunun ihtiyaç duyduğu her türlü çözüm doğada saklıdır. Yeter ki o çözümleri saklandıkları yerden çıkaracak bilimsel aydınlanma sağlanabilsin.

(23, Haziran, 2024-Ankara)

Bu yazı 160 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum