ŞANSLI BİR HAYAT İYİ BİR ÖĞRETMEN İLE BAŞLAR
Reklam
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

ŞANSLI BİR HAYAT İYİ BİR ÖĞRETMEN İLE BAŞLAR

31 Ağustos 2020 - 00:13

Bir insanın en büyük şansı, hayata iyi bir öğretmen ile başlamasıdır. İnsan yaşamının önemli bir bölümü eğitimle geçmektedir. Bu sürecin sonunda hayatın nasıl bir yönde ilerleyeceği belli olmaktadır. Eğitimin başlangıcı bir inşaatın temelinin atılması gibidir. Temel sağlam olmadıkça binanın sağlam ve güvenilir olması mümkün değildir. Temelin atılmasında Mühendislerin ve ustaların kalitelerinin önemi çok büyüktür.
         
          Eğitimin başlangıcı, insan hayatında temelin atılması demektir. Bu temel kaliteli bir öğretmen tarafından atılırsa, kişinin kariyer planlamasında sağlam temelin üzerine en iddialı hedefleri koymak mümkündür. Kalkınmanın temelinde ilk halledilmesi gereken sorun eğitim sorunudur. Nasıl bir toplumun oluşacağı, toplumun refah seviyesi, sosyal, siyasal ve ekonomik yönden hedeflerin nasıl belirleneceği eğitim sistemine bağlıdır.
 
          Eğitimin temeli sistem ve programdır. Sistemin uygulanmasında en önemli unsur öğretmenlerdir. Öğretmen sorunu çözülmeden, eğitimin sorunları, eğitim sorunu çözülmeden de ülkenin sorunlarını çözmek mümkün değildir. İşte bu nedenle Ulu Önder Atatürk, ‘’Muallimler gelecek nesiller sizin eseriniz olacaktır.’’ demiştir. Öğretmenlik mesleği aynı zamanda peygamberlik mesleğidir.
 
          Her yıl okullar açılırken, ‘’eğitim ve öğretim yılı’’ başlamıştır, diye duyuru yapılmaktadır. Demek ki eğitim ve öğretim birbirini tamamlayan, ancak birbirinden ayrı kavramlardır. Öğretim ile öğrencilerin bilgi donanımı, eğitim ile davranış biçimleri şekillendirilmektedir. Her ikisi birlikte değerlendirildiğinde bireyin mimari yapısı ortaya çıkmaktadır. Ancak hiç birisi diğerine benzememektedir. Her birey kendisinde bulunan yeteneklere göre şekil almaktadır.
 
          Eğitim sistemi düşünen sorgulayan beyinler yetiştirmelidir. Beyin nasıl eğitilirse öyle çalışmaktadır. Eğitim üretim için olmalıdır. Aynı zamanda Milli olmalıdır. Dikkat edilirse devlet sistemi içinde yer alan Bakanlıklardan sadece ikisinin başında Mili kelimesi bulunmaktadır. Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanlıklarıdır. Bunun anlamı, eğitim ve savunmanın milli olması zorunludur.
 
          Cumhuriyetimiz kuruluş aşamasında ilk önce eğitim sistemini ve öğretmen sorununu çözmüştür. Köy Enstitülerinin kurulması ile nasıl bir insan malzemesi ve toplumsal yapı oluşturulacağı planlanmıştır. Bu okullardan yetiştirilen liyakatli öğretmenler ile kısa zamanda büyük bir eğitim ordusu kurulmuştur. Planlanan hedeflere birer birer ulaşılırken, hain mihraklar tarafından bu okulların kapatılması telkin edilmiş ve başarıya ulaşmıştır.
 
          Benim de içinde bulunduğum kuşak şanslı bir kuşaktı. Çok kaliteli öğretmenler tarafından yetiştirildik. Onlar bize sadece bilgi öğretmediler, duruşları ile rol model oldular. Biz onların duruşlarından ahlakı, dürüstlüğü, milli duruşu, özgüveni, vatan sevgisini ve Atatürkçülüğü öğrendik. Öğretmenlerimizin Türkiye’ye verdiklerini, Türkiye Öğretmenlerimize verememiştir. Onların mesleki, sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek şöyle dursun, daha da içinden çıkılamaz hale getirmiştir.
 
          Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında çalıma arkadaşları rahmetli Atatürk’e, efendim bu gün Milletvekillerinin maaşlarını tespit edeceğiz sizin bir öneriniz olur mu diye sormuşlar. Aziz Atatürk, dikkat edin öğretmen maaşından fazla olmasın diye talimat vermiştir. Öğretmenlere bakış açısı bu noktadan, bu günün Milli Eğitim Bakanının öğretmen maaşları milli eğitimin üstünde yüktür noktasına gelmiştir. Esasen Sayın Bakanın bu ifadesi milli eğitimin üstünde taşınması zor olan bir yüktür.
 
          Geriye dönüp kendi kariyerime baktığımda, hiç kötü öğretmenim olmamıştır. Zaten iyi öğrencilerin kötü öğretmeni olmaz. Daha iyi, en iyi öğretmenleri olur. Kötü öğretmen söyleminin, tembel öğrencinin savunma refleksi olduğunu düşünüyorum. Emeği geçen bütün öğretmenlerime minnet ve şükranlarımı sunuyorum.
 
                    Bu gün, 2003 yılında ebediyete irtihal eden öğretmenim Rahmetli Şükrü Karamustafaoğlu’nun Fatsa Yalıköy’de bulunan mezarını ziyaret ettim. Ortaokul anılarım sinema şeridi gibi gözümün önünden akıp geçti. Kendisi ile sanki bir cadde de yürürken karşılaşmış gibiydim. Adeta sohbet ettik. Gözyaşlarımı burnumun direği sızlayarak içime akıttım. Dualar ettim ve helallik istedim. Mekanı cennet olsun. Allah rahmet eylesin.
 
          Devlet hizmetinde edindiğim tecrübelerim bana şunu göstermiştir. Öğretmen sorununu çözülmeden, eğitim sorununun çözülmesi, eğitim sorunu çözülmeden de diğer bütün soruların çözülmesi mümkün değildir. Devletin yeniden yapılanmasına eğitim sisteminden başlamak gerekir. Yıldan yıla değişmeyen, bilimselliği esas alan ve Milli karakterli bir eğitim sisteminin kurulması en samimi dileğimdir.
 
 

Bu yazı 852 defa okunmuştur .