Neyzen Tevfik ve " Hiç felsefesi "
Reklam
Recep Bayraktaroğlu

Recep Bayraktaroğlu

[email protected]
  • Instagram
  • LinkedIn

Neyzen Tevfik ve " Hiç felsefesi "

29 Haziran 2022 - 09:16

Yeni taşındığımız binada komşumuz Salih amca vardı. Hikayesini bilmediğim bir kazada ayakları felç olmuş ve hayat onu  tekerlekli sandalyeye mahkum etmişti. Sitenin içerisinde sürekli onu tekerlekli sandalyesi üzerinde gezerken görürdüm.
Demek ki sağlıklı olduğu zamanlarda da hareketli bir hayatın içindeymiş Salih amca.
Adeta şimdiki haline isyan ediyor, yerinde duramıyor, tekerlekli sandalyesini bir küheylan gibi koşturuyordu.
Bir sabah erkenden "Salih amca gece evinde vefat etti" haberini aldık. 
O an Gönül insanı Yunus Emre 'nin şu sözleri döküldü dilimden:
“Nehirler aktı geçti,kurudu vakti geçti.
Nice Han, nice Sultan, tahtı bıraktı geçti.
Şu dünya bir pencere, her gelen baktı geçti”
Kim bilir ne hayalleri, umutları vardı hayattan. Kim bilir "yarın" için hangi hesabı, hangi planı yapıyordu kendi kendine...
Ama vakit dolmuştu !... ve ona da bu mukadder sona teslim olmak düşmüştü..
Bu vesileyle komşumuz Sinoplu Salih amcaya Allahtan rahmert diliyorum.
***
Bugün okuduğum Neyzen Tevfik 'e ait aşağıdaki güzel kıssadan almamız gereken çook hisse var diye düşünüyorum.
Hayat bir HİÇ 'tir.
İnsan bir HİÇ 'tir.

Neyzen Tevfik Bursa da adliyenin önünde bir köylüye arzuhal " dilekçe " yazmaktadır.
Dönemin Sadrazamı Damat Ferit Bursa da bulunmaktadır. Adliyenin önüne gelince, giydiği gömleğin bir kolu yok, pantolonu yamalı, ayakkabılarını terlik gibi giymiş, yanında yerde duran bir Ney' le birini görünce
çok şaşırır. Böyle giyimli birinin dilekçe yazabileçeğine ihtimal vermez. Dilekçenin bitmesini bekler.
Neyzen Tevfik dilekçeyi bitirir, köylüye dilekçeyi verir parasını alır çebine koyar.
Damat Ferit yanından geçen köylüden dilekçeyi ister, dilekçe Bursa valisine yazılmış olup,
çok güzel el yazısı ve uslup kullanılmıştır.
Böyle bir dilekçenin ezberlenmiş olabileceğini düşünür ve ikincisini bekler.
Bu defa dilekçe Sulh Ceza Hakimi nedir.
Bun da da çok güze el yazısı ve uslup kullanılmıştır.
Bir sonrakini bekler. Bu defa ki dilekçe,
Hariciye Nezareti" Dışişleri" ne dir...
Damat Ferit şaşkındır. Böyle giyinen birinin bu tür dilekçeler yazabileçeğine bir türlü inanamaz.
Neyzen Tevfi' in yanına gider; "gel seni valiliğe katip olarak aldırayım." der.
Neyzen Tevfik düşünür ; "peki sonra ?" der.
Damat Ferit ; "çok yetenekli olursan, baş
katip olursun." der.
Neyzen Tevfik ; " peki sonra ?" der.
Damat Ferit ; "sonra seni saraya İstanbul'a aldırırım orada katiplik yaparsın." der.
Neyzen Tevfik yine düşünür ve ;" peki sonra?" der.
Damat Ferit; "oradada başarılı olursan baş katip olursun." der.
Neyzen Tevfik yine düşünür " peki sonra?" der.
Damat Ferit ; "sonra benim yerime sadrazam olursun" der.
Neyzen Tevfik ; peki daha sonra ? "
Damat Ferit sinirlenmiştir, ; " bu ülkeye padişah olursun" der.
Neyzen Tevfik ; " peki daha sonra ? der.
Damat Ferit iyiçe sinirlenmiştir;
" sonrası Hiç " der.
Bunun üzerine Neyzen Tevfik; " ya beyim,
Ben zaten bir Hiç ' im ! Bir Hiç için bu kadar zahmete değer mi ? " der.

Değerli Dostlar !
Neyzen Tevfik burada insanın yaşaması için gerekli olanın haricinde olanlar için harcadığı çabanın aslında bir hiç olduğunu, çekilen onca zahmete rağmen, malın mülkün sadece yaşam rahatlığını sağladığını, fakat bunun bile bir anlamı olmadığını "yani bir hiç " olduğunu anlatmaktadır.
Kıssa Alıntıdır.
Bu resim için alternatif metin açıklaması yok

Bu yazı 1092 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar