EKONOMİ ÖĞRENMEK
Reklam
Şinasi KARA

Şinasi KARA

Ekonomi,Tarih ve Gündeme dair

EKONOMİ ÖĞRENMEK

26 Aralık 2021 - 12:27



Ekonomi öğrenmenin iki yolu vardır. 

Birincisi kolay ve ucuz  yol.  Ekonomi kitaplarını alır ve okursun. Ancak, okuduğunu anlamak için, en az fonksiyonları anlayacak kadar matematik bilmen gerekiyor. 

İkincisi, deneyerek ekonomi öğrenilebilir.  Pahalı bir metoddur. Şirketin varsa, maliyet hesaplarını yapamıyorsan (mikro ekonomi bilmiyorsan)  şirketin batar. Siyasetçi isen makro ekonomi bilmen lazım. Makro ekonomiyi deneyerek öğrenmek, milyonlarca insana zarar veriyor.

Yaşadığımız son FİNANSAL KARGAŞA, ekonomide  deneyim yoluyla, aşağıdaki kuralların öğrenilmesine olanak tanıdı. Bunları sıralıyorum. 

1. Seberst piyasa, eylemsizlik ortamında oluşur. Fizikte eylemsilik kuralını Newton saptadı. Kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise, bir kuvvete maruz kalan cisim sürekli hareket eder. Benzer yasa, serbest piyasa ekonomisinde işliyor. Serbest piyasada, fiayata müdahale edildiği zaman, fiyatlar sürekli artar. Bu artışı durdurmanın yolu, fren görevi yapacak bir eylemden geçiyor.  

2. Serbest piyasanın iki anlamı vardır. Birincisi mal piyasasıdır. İkincisi FAKTÖR  piyasasıdır. Mal piyasasında mal fiyatları oluşur  Faktör piyasasında ücret, faiz, toprak rantı ve karlar oluşur.  Mal fiyatlarına müdahale etmek, serbest piyasada ikili (karaborsa fiyatına) neden olur. Faktör piyasasına müdahale ise tasarruf=yatırım dengesini bozar. Enflasyona neden olur. Müdahalenin şekline bağlı olarak deflasyona dahi neden olabilir.

3. Ekonomide paradokslar vardır. Aristo mantığı her konuda işlemez. Tasarruf, birey için iyidir. Herkes aşırı tasarruf ederse, mallar satılamaz, stoklar artar kriz başlar. Faiz kötü bir şeydir, faize düşme yönünde müdahale edilir ise talep artışı meydana gelir ve enflasyon artar. Nitekim, negatif politika faizi, kur artışına neden oldu. Kur artışları, maliyet enflasyonu yarattı.

4. Faiz ile fiyatlar arasında ters ilişki vardır. Faiz arttığı zaman, talep kısılır. Kısılan talep fiyat düşmesi olarak sonuç verir.  Demek ki, yüksek parasal enflasyonu önlemenin yolu, yüksek faiz uygulamasından geçiyor.  Piyasa faizinden düşük politika faizi maliyet enflasyonuna neden oluyor.

4.  Faiz enflasyon nedeni değildir. Sebebi, faiz sermayenin üretimden aldığı paydan kaynaklanır. Faiz maliyete girer. Ancak, enflasyon yaratmaz.  Nedeni, üretimde sermaye kullanmanın ihtiyari olmasından kaynaklanıyor. Tarımsal üretim yapan ekonomilerde, toprak olmadan üretim yapılamaz. Sanayi ekonomisinde ise sermayenin yerine emek kullanılabilir. Bu tercihi piyasa faiz hadleri belirliyor. Sermayenin verimi, piyasa faizinden çok ise, sermaye üretime girer. Verim,  maliyetten yüksek olduğu için, fiyat artışına sebep olmaz. Bazı hallerde fiyat düşmesine dahi neden olabilir. Dozer ile  yol vuran kişi, 200 işçinin verimine eşit katma değer yaratır. Yol maliyeti ucuzlar. Burada kullanılan dozer sermayedir.

5. Faktör piyasası ile, mal piyasası arasında doğrusal etkileşim vardır.  Faktör piyasasında oluşan Faize  düşme yönünde müdahale edildiği zaman, mal piyasasında STOK  başlar. Nedeni,stok maliyetlerinin düşmesinden kaynaklanıyor. Kar ve ücrete müdahaleler de mal piyasasını etkiler. Karlara müdahale, yatırımların azalmasına neden olur. Ücretlere artış yönünde müdahale, maliyet enflasyonu yaratır. 

6. Sanayi toplumunda faizsiz ekonomi olmaz. Nedeni, LİBOR  dan kaynaklanıyor. Libor, City of London bankaları arasında oluşan faizdir. Libor, altına düşen reel faiz, finans kapitalin Londraya akmasına neden oluyor. Zira, ekonomide bileşik kaplar teorisi aynen işler. Faiz nerede yüksek ise sermaye oraya akar.  Sermaye akışının durdurulabilmesi için en az LİBOR seviyesinde faiz uygulamak gerekiyor. Sermaye çıkışı, ödemeler dengesinden açıklara neden olur ve kurlar anında artar. Negatif faiz uygulamaya kalkanlar, LİBOR faiz oranı pozitif odluğu sürece, kur artışını önleyemez.

7. Politika faizi reel anlamda negatif ise, ekonomide dolarizasyon sorunu başlar. Mevduatına, enflasyon altında getiri  alacağına kanaat getiren tasarruf sahibi dolar satın alır. Kurlar artar. 

8. Sanayi ekonomilerinde; siyasi otorite, Piyasa ile ters düşemez. Düştüğü taktirde, mücadeleden başarısız çıkar. Zira, ekonomik kurallar tayin edicidir. Bu kuralı ilk fark eden İngiliz ekonomistler olmuştur. Kraliçe Victoria döneminde, Kraliçenin serbest piyasaya müdahale etmesine karşı çıkmışlardır. Slogan olarak ''Market beats you'' demişlerdir. Bu kural, 200 yıldan beri sanayi toplularında işlerliğini sürdürüyor.

Sanayileşen Türkiyede, 8  kuralın deneyimler ile öğrenilmesinin bedeli ağır oldu. Bedelini vatandaş ödüyor.

Bu yazı 586 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum