Fındık işinde en zoru toplamak. Her fındık tanesine bir kere el değiyor.
Emeğe bağlı üretim tarzında, kazancı işçi ücretleri belirliyor. İşçi ücretleri giderek artıyor. TOPRAKTAN para kazanmak giderek zorlaşıyor. Ücret artışının gerisinde, sermaye artışı var. Sermayeli üretim olan sanayi kesimi yüksek verim yaratıyor. Ordu sanayi bölgesi değil. Ancak, Batı'daki sanayi emeği kendine çekiyor. Ücret artışı, ülke geneline yansıyor.
Miras yüzünden, bahçeler giderek küçüldü. Optimal büyüklüğün altında kalan bahçeler, mülk sahibine gelir getirmiyor. Gelir elde edemediğini gören mülk sahipleri, akrabasına ya da tanıdık birine ''al topla, senin olsun'' diyor.
Fındık üreticileri, çalışanlara ''yarısı senin yarısı benim'' şeklinde, ortaklaşa sistem geliştirdiler. Bu yıl, işçiler yarısına razı değiller. Üçte iki istiyorlar. Orduda esnaf arkadaşlarım var. Fındıktan soğumuşlar. Bahçelerini üçte bir karşılığında toplatıyorlar.
Fındık tarımsal ürün. Bu yıl havalar olumlu gitmedi. Yüksek kesimlerde fındık yandı. Karacaömer alt kesimde kalıyor. Soğuktan buralar da etkilenmiş. Yanık çok. Verim düşük.
Diğer önemli bir sorun KOKARCA. Üretici, kokarca zararlısını tanımıyor. İki kere ilaç vuranların bahçelerinde kokarca kaynıyor. Ben bu yıl 5 kez kokarca ilacı vurdum.İşi riske bırakmadım. Neticesini de aldım. Benim bahçede kokarca yok.
Bu yıl yeni bir işçi kitlesi ile karşılaştım. Suriyeli gençler. Çocukken buraya gelmişler. Türkçeyi güzel konuşuyorlar. Terbiyeliler. Aileleri geri dönmüş. Gençler gitmek istemiyor. Ancak fındığa yabancılar.
Benim bahçeler eğitim üssü gibi. Kürtler, benim bahçelerde fındık toplamayı öğrendiler. Gürcüler fena değildi. Şimdi Suriyeliler fındık toplamayı öğreniyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR