İslamda kutsal mekan, kutsal zaman ve kutsal kişi yoktur.
Halife Ömer ''Kabedeki, Hacer ül Esved taşının kutsandığını'' görmüş ve karşı çıkmıştır. Hz. Ömer ''Hadislere'' de karşıdır. Her ikisinde de başarılı olamadı. Çünkü, sosyolojik olarak ''din kutsalı'' yaratıyor.
Son günlerde seccadenin kutsiyetinden bahsediliyor. Normaldir. Çünkü, sosyolojiktir.
Türkiye seçime gidiyor. Seçimi kazanmak için her yol denenir. Bu nedenle, tartışmanın gerisinde siyaset var. Kimlik üzerinden siyaset başladı. Sorun, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun mensup olduğu ALEVİ kimliğinden kaynaklanıyor.
Alevi-Sünni ayrışması yeni değil. 1400 yıllık tarihi geçmişi var. Osmanlı, Sünni İslamı tercih etmiştir. Osmanlının devamı olan Cumhuriyet ''EŞİT VATANDAŞ'' ilkesini temel alıyor. Her türlü ayırımcılığa karşı. Ancak, tarihten gelen sosyolojik yapı değiştirilemedi. Yasaların ayırımcılığı yasaklaması, din söz konusu olunca geçerli olmuyor.
Cumhuriyet, Hilafet kaldırdı. Ama, yerine kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı ''Sünni Mezhebine göre'' fetva veriyor. Türkiye, Sünni Mezhebini tercih etti. Bu tercih devam ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 140 bin Sünni İmam var. Köylere kadar organize olmuş durumdalar. Sünni esaslara göre din görevi yapıyorlar. Siyasette önemli rol üstlendiler. Çünkü, imamlar, devletten maaş alıyor.
Laik devlet düzeninde, devlet din adamına maaş veremez. Anayasamız Laik. Laikliği gerekçe gösteren kesim ''İmam maaşlarını'' taratışıyor.
Görevli 140 bin Sünni İmam, başka bir mezhebi tanımaz. Tanımıyor. Sünni bir imamın Alevi bir Cumhurbaşkanı adayını desteklemesi söz konusu dahi olamaz. Şimdiden, hane halkı arasında, KIZILBAŞA OY VERİLMEZ propagandası başladı.
Seccade işin görünür tarafı. Toplum seçime hazırlanıyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR