Türk geleneğinde dürüstlük yatar. Atalarımız bize ''Yalancının mumu yatsıya kadar yanar'' demiş ve yalan-dolan işleri yasaklamıştır.
Geleneklerimiz hızla bozuluyor. Bozulma, DİPLOMA SAHTEKARLIĞI ile ortaya çıktı. Sahte diploma ile devlet memuru olan var. ''Profesörüm'' diyen var. Doktorluk yapan var....
DİPLOMA, belli bir eğitim sonunda KARİYER kazanan kişilerin hakkıdır. Bu hak neden kötüye kullanılıyor ?
İki nedeni var.
Birincisi akrba kayırmacılığı dır. Kuran ''Akrabanı koruyacaksın'' diyor. Akrabayı koruma ve kollama geleneğini araplardan aldık. İş hayatında ve devlet yönetiminde akrabalara yer veriliyor. İşler batıyor. Devlet yönetimi, halka yabancılaşıyor.
En çok akraba kayırmacılığı AKADEMİ DÜNYASINDA yaşanıyor. Üniversitelerde, bilim ahlakının ön gördüğü. ''İntihal Yapmayacaksın'' kuralına uyulmuyor. Sonuç ortada. İlk 500'e giren Üniversitemiz yok.
İkinci neden TOPLUMSAL ÇÜRÜME dir. Çürüme 1950 lerde başladı. Turgıut Özal ile devam etti. Son iktidar döneminde zirve yaptı. Nitekim;
-1950 li yıllarda ''Devletin malı deniz, yemeyen domuz, biz domuz olmayacağız'' diyen vekil adayı, alkışlanıyordu.
-Başbakan Turgut Özal ''Benim memurum işini bilir'' diyor, rüşveti meşrulaştırıyordu.
-Son iktidar döneminde, Devlet Memurları Kanunundaki ''LİYAKAT VE KARİYER SİSTEMİ'' rafa kaldırıldı. Önemli makamlara glmek için partili olmak yetiyor.
Sonuç;
Sahte diploma, işin görünen yüzü. Toplumsal değerlerimiz yok oluyor. Çıkar için HER YOLU MEŞRU sayan zihniyet egemen oldu. Bu benim hakkım değildir'' diyen insan sayısı azalıyor.
İşimiz zor görünüyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR