Anadolu'nun Kapısı Ahlat
Reklam
Zehra IŞIK

Zehra IŞIK

Gizemli Gezgin

Anadolu'nun Kapısı Ahlat

23 Ekim 2021 - 21:54

“Ahlat’tan bir güzel geçti
Yazması kazıldı heceme
Çağrı bey daha ileri dedi
Dönemedim seferden geriye”
Ahmet Büyükyılmaz
 
Bu tarihi ilçemiz, suyun kenarında kurulduğu için ve verimli topraklara sahip olduğundan pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Her medeniyetten de izler taşımıştır.
Bitlis iline bağlı olan Ahlat, Van Gölü kıyısında yer almaktadır.
Ahlat, Türk tarihi açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Burada Asurlar, Persler daha sonra başta Ermeniler olmak üzere pek çok millet bu topraklarda hak iddia etmiştir. Ancak 1071 yılında Alparslan’ın ordusuyla Malazgirt Savaşı’nın ardından Ahlat, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısı olmuş ve Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Ayrıca bu topraklar 170 sene Kayı Boyunu ağırlamıştır. Osmanlının ilk yerleşim yeridir. Yavuz Sultan Selim’in İran seferi sonucunda Osmanlıya bağlanmıştır.
Burayı gezerken pek çok medeniyete ait izlere rastladık. Bizi en çok etkileyen ve Ahlat’ın sembolü haline gelen dünyanın en büyük Türk-İslam mezarlığıdır. Bu mezarlık Eski Ahlat’ta (Harabeşehir) bulunmaktadır. Üzerinde dantel gibi işlenmiş çeşitli motiflerin bulunduğu sekiz bini aşkın mezar taşı bulunmaktadır. Bu mezarlar Anadolu’nun Orhun Abideleri olarak da nitelendirilmiştir.
Bu mezarlarda kullanılan motiflerden biri de sonsuzluk motifidir.
Burası bende tarifsiz bir sonsuzluk duygusu uyandırdı.
Tek gerçek şudur ki var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun kanıtıdır.
Bu kadar ruhun bir arada bulunduğu bu mezarlıkta; sanki tek bir ruh terennüm ediyordu.
Ahlat’ta bu heybetli mezarlık dışında pek çok medeniyetten kalma kale, hamam, cami, köprü ve kümbetler bulunmaktadır. Burada inşa edilen yüzlerce kümbet arasında günümüzde ayakta kalan en değerli kümbetlerden biri Emir Bayındır kümbeti ve camiidir. 1477 yılında Bayındır Rüstem tarafından yapılmıştır. Diğer önemli eser ise 1280 yılında inşa edilen çifte kümbetlerdir. En büyük olanı Bugatay Aka ile Şirin Hatun için yapılmıştır. Bir diğer kümbet ise Hüseyin Timur ile Esen Tekin Hatun’a aittir.
Bu gezimizde en az buranın tarihi mezarlığı ve kümbetleri kadar Ahlat Taşı da ünlüdür. Hemen hemen her evde kullanılan bu taş sanki buradaki bütün medeniyetleri temsil edercesine Türk Mimarisinde kendine bir üslup oluşturmaya çalışmıştır.
Ahlat’ın taşı kadar bastonu da meşhurdur. Bu bastonların en büyük özelliği üzerlerine işlenen Türk motifleridir. Selçuklu burada sanatıyla, eserleriyle her alana mührünü vurmuştur.
Bu Türk şehrinden bahsederken Evliya Çelebi’yi hatırlamamak kabil değildir.
Evliya Çelebi seyyahlıkta bizlere aynedarlık yapar.
Ahlat için Oğuz Taifesi Şehri demiştir.
 
 

Bu yazı 1041 defa okunmuştur .