Arakan Katliamı

24 Temmuz 2012 - 19:39

Oruçlu olduğumuz, kardeşliği, paylaşmayı, merhameti daha çok hissettiğimiz bu günlerde Bengal Körfezinin doğu kıyılarını kana bulayan bir katliam yaşanmaktadır

Arakanlı Müslümanlar, kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kundaktaki bebeklere varıncaya kadar diri diri yakılarak tüyler ürpertici bir şekilde şehit edilmektedirler.

Irkçı ve fanatik Burma yönetimi evrensel insan hakları, çocuk hakları, vatandaşlık hakları gibi birçok temel hak ve özgürlükleri yok sayarak Dünya’nın gözü önünde bu vahşeti işleme cüretini göstermektedir.

Bölgede bulunan insani yardım kuruluşlarının da aktardığı üzere Arakan’da birçok Müslümanın sorgulanamadan tutuklandığı ve halen işkence altında oldukları bilinmektedir. Bu Müslümanların akıbetleriyle ilgili kesin bir bilgiye ulaşılamamaktadır.

Fanatik Budistler tarafından Arakanlı Müslümanların evleri, köyleri, iş yerleri yakılıp yıkılmaktadır. Aynen İsrail’in Filistinli Müslümanları Gazze şeridine sıkıştırmaları gibi Arakanlı Müslümanlar her yönden abluka altına alınmışlardır.

Her türlü insani yaklaşımdan uzak olan bu fanatikler camileri, mescitleri yerle bir ederlerken Müslüman kadınlara da tecavüzden geri durmamışlar, bebekleri annelerin gözleri önünde pişirerek katletme vahşetini de sergilemişlerdir.

Sözde normal zamanlarda bile birçok temel hak ve özgürlükten yoksun bırakılmış Arakanlı Müslümanların azımsanamayacak bir kısmı ise sığındıkları Pakistan’da, Malezya’da ve Suudi Arabistan’da yıllardır mülteci statüsünde hayatta kalma mücadelesi vermektedirler.

İnsanlığın tek kurtuluş rehberi Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin vefatından daha yüz yıl bile geçmeden Müslüman tüccarlarla tanışan Arakanın yerli halkı İslamı seçmiş ve Budist ‘’Rakhine’’lerle bölge İngiliz İşgaline uğrayıncaya kadar barış içerisinde yaşamışlardır.

Sömürgelerindeki çıkarları gereği, bölge halklarını etnik, mezhepsel ya da dini farklılıkları kaşıyarak birbirine düşüren Anglosakson-Yahudi Beyaz Adam aynı planı Burma’da da uygulamış ve Budist yönetime karşı azınlık Müslüman halkı hedef göstermiştir.

Çatışmadan, kargaşadan, terörden beslenen bir kafa yapısının bu meseleleri çözmesi beklenemez. Arakan’da yaşananlar, küresel ırkçı emperyalizmin bölgeye tasallutundan başka bir şey değildir. Irkçı emperyalizm Bosna’da, Çeçenistan’da, Filistin’de, Irak’ta, Afganistan’da, Sudan’da, Somali’de, Libya ‘da, Suriye’de gerektiğinde etnik ayrımcılığı, gerektiğinde mezhep faktörünü, gerektiğinde inanç farklılığını gündeme getirerek bu bölgelere fitne tohumları ekerek kanlı yeryüzündeki kanlı iktidarlarını güçlendirme gayretindedir.

Arakan’da olup bitenler, Yalta Konferansıyla temelleri atılan ve Birleşmiş Milletlerin şemsiyesi altında ikame dilen Yeni Dünya Düzeninin insanlığa tek getirisinin kanla sulanan kaos ortamı olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Değerli Basın Mensupları,

Başta Türk Dış İşleri olmak üzere tüm İslam Ülkeleri Arakan’daki katliamı uluslararası platformlara taşımalıdır.

Çıkarları için Libya’ya müdahale eden, Suriye’ye dair rant hesapları yapan Batının ikiyüzlülüğü gözler önüne serilmelidir.

Bütün İslam Ülkeleri Burma ile ilişkilerini tek taraflı askıya almalı; mevcut fanatik yönetime destek veren ülkelerle de ekonomik ilişkilerini gözden geçirmelidirler.

Burma yönetimine askeri, ekonomik ve siyasi destek mutlaka kesilmelidir.

Uluslararası yardım kuruluşlarının Arakan’a girişi garanti altına alınmaldır.

Mülteci olarak yaşayan Arakanlıların bu topraklara dönüşünü kolaylaştıracak şartlar hazırlanmalıdır.

Arakanlı Müslümanların can emniyeti, ekonomik hakları, inanç hürriyetleri, eğitim hakları, kültürel hakları garanti altına alınmalıdır.

Arakanlı Müslümanların yaşadığı bölgelere taşınmış Budist yerleşimcilerin o toprakları sahiplerine iade etmeleri sağlanılmalıdır.

Değerli Basın Mensupları,

İçinde yaşadığımız bu mübarek zaman diliminde, Arakan’da yüreklerimizi parçalayan bu tablo; Suriye’de yaşanan süreç İslam Ülkelerinin bir ve bütün olarak oluşturacakları bir İslam Birliğinin eksikliğinin nelere mal olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Biz Anadolu Gençlik Derneği olarak bu yaşanan gelişmeler karşında tarihe tanıklığımızın ve insanlara karşı sorumluluğumuzun gereği olarak bütün kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz.

Salih TURHAN

Anadolu Gençlik Dergisi Genel Başkanı