Reklam

ANAP'lı eski vekil Erdoğmuş: Onurlu barışı demokratik bir zeminde başarabiliriz

Erdoğmuş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 8 yıl aradan sonra İmralı’da avukatları ile yaptığı iki görüşmenin yanı sıra bayram dolayısıyla ailesi yaptığı görüşmede verdiği mesajları, 1999-2002 yılları arasında Anavatan Partisi’nde (ANAP) milletvekilliği yapmış bir siyasetçi olan Abdülbaki Erdoğmuş, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

ANAP'lı eski vekil Erdoğmuş: Onurlu barışı demokratik bir zeminde başarabiliriz

Erdoğmuş, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 8 yıl aradan sonra İmralı’da avukatları ile yaptığı iki görüşmenin yanı sıra bayram dolayısıyla ailesi yaptığı görüşmede verdiği mesajları, 1999-2002 yılları arasında Anavatan Partisi’nde (ANAP) milletvekilliği yapmış bir siyasetçi olan Abdülbaki Erdoğmuş, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

ANAP'lı eski vekil Erdoğmuş: Onurlu barışı demokratik bir zeminde başarabiliriz
12 Haziran 2019 - 09:33

ANKARA – Kürt sorununun çözümü için müzakere ve diyaloga ihtiyaç olduğunu söyleyen ANAP eski milletvekili Abdülbaki Erdoğmuş, “Onurlu barışı, ancak demokratik bir zeminde başarabiliriz. Bunun için de üçüncü bir gözün yer aldığı müzakere yönteminin esas alınması gerekir” dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 8 yıl aradan sonra İmralı’da avukatları ile yaptığı iki görüşmenin yanı sıra bayram dolayısıyla ailesi yaptığı görüşmede verdiği mesajları, 1999-2002 yılları arasında Anavatan Partisi’nde (ANAP) milletvekilliği yapmış bir siyasetçi olan Abdülbaki Erdoğmuş, Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
 
İmralı’daki tecridin açlık grevleri sonucunda kalkmış olması üzerinde durarak sözlerine başlayan Abdülbakir Erdoğmuş, hukuka aykırı olmasına rağmen uygulanan tecridin İmralı ile sınırlı olmadığını kaydetti. 
 
‘TÜM CEZAEVLERİ DENETLENEBİLİR OLMALI’ 
 
Tecrit uygulamasının tamamen kalkması için Türkiye’deki tüm cezaevlerinin denetlenebilir olması gerektiğini söyleyen Erdoğmuş, “Cezaevleri şeffaf hale getirilmedikçe hangi cezaevinde kimlere, nasıl tecrit uygulandığı tespit etmek oldukça zordur. Birçok siyasi mahkuma tecrit cezası verilmekte. Bu hukukun çiğnenmesi anlamına gelir. Ancak Türkiye’de genel olarak uygulanan bir sistemdir” diye belirtti.
 
Öcalan’ın üzerindeki tecridin sonlandırılması ile birlikte siyaseten verdiği mesajların ise oldukça önemli olduğunu söyleyen Abdülbaki Erdoğmuş, bu mesajlarla çözüm sürecinin başlangıcı olan 2013 yılına geri dönülmesi konusundaki arzu ve isteğin ortaya konulmuş olunduğunu ifade etti. Türkiye’nin barışa ihtiyacı olduğunu söyleyen Erdoğmuş’a göre, açlık grevlerinin hayati tehlikeler yaşanmadan sona ermesi önemli olmakla birlikte Türkiye’nin bugün içerisinde bulunduğu şartlar barış görüşmelerinin yeniden aynı şekilde başlaması için uygun değil.
 
‘AYNI SÜRECİN YENİDEN BAŞLAMASINI BEKLEMEK YANILGI’
 
Bu konuda Öcalan’ın da üzerinde durduğu “demokratik müzakere”nin esas alınması gerekliliğine dikkat çeken Erdoğmuş, Oslo görüşmeleriyle başlayan çözüm süreci deneyimine dair şunları dile getirdi: “O dönemde birbirlerine güvenmedikleri halde iki tarafın da masadan kaçmadığı, birbirlerini anlamaya çalıştığı bir süreç gördük. İnsanların ölmemesi, silahların susması, özellikle bölgede insanların yeniden yerlerine, yurtlarına geri dönüş yapması gibi etkileri de unutmamak lazım. Fakat ne yazık ki çözüm süreci iktidarın olumsuz tavrıyla sonlanmış oldu. Aynı sürecin yeniden başlamasını beklemek yanılgı olur ama farklı şekillerde gelişebilir.”
 
‘SURİYE’DEKİ GELİŞMELER BELİRLEYİCİ’
 
Erdoğmuş, yeni bir barış sürecinin ise Suriye’deki gelişmeler üzerinden başlayabileceğini kaydetti. “Bugün Türkiye’nin önemsediği iç barıştan çok Suriye’deki gelişmelerdir” diyen Erdoğmuş, devletin de Öcalan’la Suriye’deki gelişmelere dair görüştüğüne işaret vetti. Erdoğmuş, Türkiye ve Ortadoğu’nun merkezine oturan Suriye’deki gelişmelere dair şunları söyledi: “Yeni  dönemde eksen Suriye’ye kayacak gibi. Bunun Türkiye’ye yansımaları olacak tabi. Keza Öcalan mesajında Suriye’deki gelişmelere dikkat çekmişti. Salih Müslüm de yaptığı bir çok açıklamada Türkiye’nin hassasiyetlerini göz önüne aldıklarını ve Türkiye’yi tehdit edecek, tehlike olabilecek bir yapıda olmayacaklarını belirtiyor. Ancak Türkiye inat ve ısrarla savaş politikalarını sürdürmekte. Bu devam ettiği sürece İmralı’nın da fazla bir katkısı olamaz.” 
 
‘ONURLU BARIŞ İÇİN DEMOKRATİK ZEMİN ŞART’
 
Kürt sorununun çözülmemesi nedeniyle yıllardır silahlı bir mücadele verildiğini ve bu mücadelenin sona erdirilmesinin arzu edildiğini söyleyen Erdoğmuş, bunun ise örgütün tek taraflı silah bırakarak gerçekleştirmesini beklemenin büyük bir yanılgı olacağını kaydetti. Bunun gerçekleşmesi için müzakere ve diyaloga ihtiyaç olduğunun altını çizen Erdoğmuş, “Silahlı mücadele ne Kürtler ne de Türkler için olumlu yararlar getirmez ancak bunun son bulması için yöntemler vardır. Onurlu barış, tarafların talepleri ve verdikleri mücadele küçümsenmeden el sıkışmasını taşır. Türkiye’nin özellikle silahlı mücadele yürüten örgütle ve siyasal hareketiyle uzlaşma ve müzakere yöntemi ile görüşmesi gerekir. Kürt meselesi çözümsüz kaldığı ve demokrasi zemini oluşmadıkça Kürtler açısından onurlu barış ne yazık ki mümkün değil. Onurlu barışı, ancak demokratik bir zeminde başarabiliriz. Bu nedenle de önce demokratik zemin gerekiyor. Bunun için de üçüncü bir gözün yer aldığı müzakere yönteminin esas alınması gerekir” dedi.
 
‘OPERASYONLAR SONLANDIRILMALI’
 
Erdoğmuş’un üzerinde durduğu bir diğer konu bir yandan İmralı’dan mesaj gelirken diğer taraftan Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik başlatılan sınır ötesi operasyon. Mutlaka sonlandırılması gerektiğini belirttiği bu operasyonun İstanbul seçimleriyle bağlantılı olabileceğini söyleyen Erdoğmuş, “Hem tecridin kalkması hem de yeniden barış umudunun oluşması özellikle milliyetçi cephede olumsuz yankılara sebep oldu. İktidar bunu perdelemek için bir operasyon düşünmüş olabilir. Ama her diyalog zemini kurulduğunda iktidar operasyonlarla bunu gölgelemek istiyor” ifadelerini kullandı.
Erdoğmuş, bu nedenle İstanbul seçimleri öncesi bir diyalog başlamasının mümkün olmadığını kaydetti.
 
‘HÜKÜMETİN BUNU YAPMAYA NİYETİ YOK’
 
Erdoğmuş’a göre iktidar tarafından yargıya dair açıklanan reform paketi de bir anlam ifade etmiyor. Sorunun sistemsel olduğuna vurgu yapan Erdoğmuş, mevcut sistemle ilgili sorunlar çözülmeden sistemin kendisi yargıya, hukuka uygun hale getirilmeden yapılacak hiçbir reformun olumlu sonuçlar vermeyeceğini söyledi. 
 
Erdoğmuş, “Paketler gerçekçi değil. Esas olarak sistemin yenilenmesi ve hukuka göre şekillenmesi gerekir. Hukuk devleti içerisinde bir yargı reformuna ihtiyaç var. Kuvvetler ayrılığına dayanan bağımsız ve tarafsız  ciddi bir reformla ancak yargı reformu mümkündür. Bu hükümetin bunu yapmaya mecali ve niyeti yoktur. Toplum oyalanmaktadır. Cezaevleri, sokaklar hak ihlalleriyle dolup, taşmaktadır. Öncelikle bunlar bertaraf edilmeli” dedi
 
Mezopotamya Ajansı / Berivan Altan

Bu haber 780 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum