Reklam

ANLATTIKLARI MASAL GİBİ AMA GERÇEĞİN TA KENDİSİ!

ANLATTIKLARI MASAL GİBİ AMA GERÇEĞİN TA KENDİSİ! LÜTFEN ÜŞENMEDEN HEPSİNİ OKUYUN. BEN BİR ÇIRPIDA VE SOLUKSUZ OKUDUM...

ANLATTIKLARI MASAL GİBİ AMA GERÇEĞİN TA KENDİSİ!

ANLATTIKLARI MASAL GİBİ AMA GERÇEĞİN TA KENDİSİ! LÜTFEN ÜŞENMEDEN HEPSİNİ OKUYUN. BEN BİR ÇIRPIDA VE SOLUKSUZ OKUDUM...

ANLATTIKLARI MASAL GİBİ AMA GERÇEĞİN TA KENDİSİ!
10 Haziran 2022 - 19:45



Teşekkürler Turan Kırmızı

AKKUŞLU İSTİKLAL SAVAŞI GAZİSİ ALİ AKSU'NUN O YILLARA AİT YAŞADIKLARINDAN BİR KESİT

"Askere çağrıldığımda 5 günlük evliydim.  Samsun’un İlyasköy Talimgahı’nda eğitim gördük. Ben rahatsızlandım. Tedbil hava ile geri geldim. Bir müddet sonra kıtama geri döndüm. Bu arada Bafra ilçesinin Nebiyen dağlarında rum çeteleriyle mücadele ettik. 
Sonra milli ordumuz kuruldu orduya katılmak için Kütahya’ya çağrıldık.
Kütahya'nın Keşiş dağlarında Yunan’a karşı sabahladık. Fakat Haymana Cephesine doğru geri çekilmek zorunda kaldık. 
Haymana Cephesinden savaşarak Sakarya’ya doğru ilerledik. 
Yunanlılar, gözüne ilişen at, eşek hayvan ne bulursa kurşuna diziyor, ekin tarlalarını ve kesilrniş ekin destelerini toplayıp ateşe veriyor ve her tarafı yakıp yıkıyorlardı.
Öldürdükleri hayvanların leşlerini, bizi
su içmesinler diye pınarların gözlerine atıyorlardı.
Daha sonra Sakarya Cephesinde toplandık. Yunanlılar, Türklere ait evleri yıkıp, tahtaları ile ve bidonları ekleyerek Sakarya Irmağına köprü kurarak karşıya geçmeyi planlıyorlardı. 
Onların yaptığı köprüyü biz gece yıkıyorduk. 
Bu şekilde onları oyaladık. Geriden takviye birlikleri geldi. Sonra hücuma geçtik. Yunanlılar tutunamayıp kaçmaya başladılar.
Sakarya Cephesinden Akşehir’e geçtik. Oradan
Afyon dolayına geldik. 
Yunanlılar tel örgü çekmişler. Çektikleri tellere bomba bağlamışlar. Biz geçerken patlayacakmış. 
Bizim 15’li iki topumuz vardı.Bu topları 6 çift manda çekiyordu. 
26 Ağustos sabahı bu tel örgüleri toplarımızla patlattık. Artık hiç bir şeyi gözümüz görmüyordu. Tel örgüleri çiğneyerek geçtik.
Dumlupınar’da Çerkez Ethem’in çeteleri var dediler. Doğru üzerine yürüdük. Fakat ne Çerkez Ethem nede Yunanlı vardı. Hep bırakıp kaçtılar. 
Komutanlarımız emir verdi. Oradan doğru İzmir’e vardık. 
İzmir acayip bir durumdaydı. Ateş içindeydi. Yunanlılar yakmış, yıkmış akıl almayacak zulmet saçmıştı. 
Makatından kazık sokulmuş ölü insanlar gördüm. 
Elbet bunlar hiçbir zaman unutulacak şeyler değil.
Atatürk’ü çok yerde gördüm. Dünyada onun gibi ölümden korkmayan, kendini vatanımıza ve Türk Milletine adamış bir insan çıkmayabilir. 
Ah Atatürk!
Ah Atatürk! (Bu anıları anlatırken ağladı).
Yunanlılar temizlenince, İstanbul’a geldim. İstanbul’dan Ankara’ya yapılan silah sevkiyatının başında bulundum, ambarda görev yaptım. 
Arkadaşlarımın çoğu terhis olmuştu. Komutanlarıma çıkıp arkadaşlarımın çoğu gitti, ben ne zaman gideceğim dedim. Daha sonra beni de terhis ettiler. 
Benim yeni yetmelerden bir dileğim var. Bizler zor günler yaşadık. İyi günlerde gördük. Onlar daha iyi gündeler. Daha iyi günler yaşamaları için çok ve çok çalışsınlar."

Kaynak-Ahmet Çelik'in "Tarihi, Sosyal, Kültürel ve Coğrafi Yönleriyle Akkuş" kitabı

Bu haber 499 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum