Bediüzzaman’ın hayatını vakfettiği 3 hakikat: Ümit, ihlâs ve kardeşlik

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Bediüzzaman Hazretlerinin 80 yıllık hayatını İslam âleminin en çok ihtiyaç duyduğu ümit, ihlâs ve kardeşlik için vakfettiğini söyledi.

Bediüzzaman’ın hayatını vakfettiği 3 hakikat: Ümit, ihlâs ve kardeşlik

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Görmez, Bediüzzaman Hazretlerinin 80 yıllık hayatını İslam âleminin en çok ihtiyaç duyduğu ümit, ihlâs ve kardeşlik için vakfettiğini söyledi.

Bediüzzaman’ın hayatını vakfettiği 3 hakikat: Ümit, ihlâs ve kardeşlik
09 Eylül 2014 - 11:25

Bediüzzaman’ın hayatını vakfettiği 3 hakikat: Ümit, ihlâs ve kardeşlik
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Bediüzzaman Hazretlerinin hayatını ümit, ihlâs ve kardeşlik için vakfettiğini söyledi. Bitlis’in Hizan ilçesinde 6-7 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen “Şehri Bediüzzaman Hizan Kültür Etkinlikleri ve Nurs Mevlidi” kapsamında, Bediüzzaman Said Nursî’nin doğduğu Nurs köyünde mevlit programı düzenlendi. Kur’ân-ı Kerîm tilavetinin okunmasıyla başlayan programa katılan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, kimsenin dinin sahibi olmadığını, herkesin dinin hizmetkarı olduğunu söyledi.

Medreseler her yerde

Bu coğrafyanın her yerini bir horhor medresesine dönüştüren Bediüzzaman Said Nursî’ye Allah’tan rahmet dileyen Görmez, şöyle konuştu: “Bağrından büyük bir Kur’ân hizmetkârını, büyük bir alimi ve büyük bir iman muallimini çıkaran Nurs köylülerine selam olsun. Bediüzzaman’ın, İslâm aleminin en çok ihtiyaç duyduğu ancak 80 yıllık hayatını vakfettiği üç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Kur’ân’ın tefsiri mahiyetindeki bütün eserleri okuduğunuzda, Risale-i Nurların da Kur’ân’ın tefsiri niteliğinde olduğunu görüyoruz. 80 yıllık hayatında her sözünde aşıladığı umut, gelecek nesillere armağanlarından biridir. Bediüzzaman, ‘Müslümanların tesbih tanesi gibi dağıldığı ve varlık mücadelesi verildiği zamanlarda ümitvar olunuz’ demiştir. Şu İstikbal inkılabatı içinde en güçlü ses, İslâm’ın sedası olacaktır. Bugün öyle bir zamandan geçiyoruz ki yeryüzüne selam getiren bir din, yeryüzünde buna engel olarak gösterilmek isteniyor. İslâm adına ortaya çıkan uydu hareketler ve bütün zulümler sizleri asla ümitsizliğe sevk etmesin. Çünkü İslâm tabiatın ve kâinatın dinidir.”

En çok muhtaç olduğumuz şey ihlâstır
Görmez, toplumun ihtiyaç duyduğu ikinci önemli şeyin ihlâs olduğunu bildirerek, Bediüzzaman’ın, “Her 15 günde bir mutlaka okunmalıdır” dediği Ihlâs Risalesi’nin, talebelerine verdiği en büyük ders olduğunu dile getirdi. “İşte her şeyi özetleyen cümleler samimiyettir. Güç sevdası olmamalıdır.” diyen Görmez, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiç kimse dinin sahibi değil, bizler dinin hizmetkarıyız. Said Nursî, İslâm dünyasının içine düştüğü ihlâssızlığı da şöyle ifade eder. ‘Bu musibet zamanında ihlâsı kaçırdığınızdan ehl-i hakkın bu zillet ve mağlubiyetine sebebiyet verdiniz. Kıskançlık ve hasedin sebebi bir tek makama birden çok kişinin talip olmasıdır. Bir tek ekmeği çok midenin istemesi sebebiyle kıskançlığa düşerler. Bir varlığa birçok kişinin talip olması haset ve kıskançlığa neden olur’. Üçüncü husus ise birlik, beraberlik ve kardeşliktir. İmanda tevhid, kalplerde tevhidi ihtiva eder. 30 yıl bu topraklarda kardeş kanı döküldü. Kıblemiz bir, namazımız, devletimiz ve memleketimiz bir, bine kadar bir. Bu kadar birler ittifakı ve kâinatı birbirine bağlayacak manevî zincirler olmasına rağmen örümcek ağı gibi sebepsiz şeyleri tercih edip mümine karşı kin bağlamak, o kadar esbabı muhabbete karşı ne derece bir zulüm olduğunu kalbin ölmemişse anlarsın.”

Bu haber 380 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum