Bu konuda şiddetle Dr. Sertaç Doğanay Hocamızı yapacağınız etkinliklere konuşmacı olarak davet etmenizi tavsiye ediyorum.  Teknoloji, siber güvenlik vs. konuşurken nasıl eğlendiğinizin ve anladığınızın farkına bile varamayacaksınız inanın. 

Dr. Sertaç Doğanay Hocamın konuşmalarının en sevdiğim yeri burası!

“Bluetooth’unuz açık mı ? Şu an hacklendiniz! “Herkes bir an dumura uğruyor ve gerçekten kendisini hacklenmiş hissediyor. 

Teknolojinin en büyük zayıflığı, düşünmeyi bırakmamıza yol açması, maalesef.

Afganistan Kabil’deki NATO üssünün bilgisayar ağına Rusların nasıl sızdığını anlatacağım size bugün. 

Pentagon’a göre sistem en gelişmiş ağ geçitlerine ve elektronik bariyerlere sahipti. Yani sisteme internet üzerinden sızmak imkansızdı.

Bu yüzden Ruslar internet üzerinden sızmayı hiç denememiş. Ne yapmışlar biliyor musunuz ?

Eski tip bir USB belleğe virüs yerleştirilmiş ve bu virüs onlarca belleğe kopyalanmış. Ardından bu virüslü bellekler NATO karargâhının çevresindeki büfelerin raflarına, diğer USB belleklerin yanına bırakılmış. 

Çok geçmeden içeriden birileri bu virüslü USB belleklerden birini satın almış. NATO karargâhına götürüp belleği bilgisayara takmış.  Hepsi bu kadar.

Virüs, sızılması olanaksız NATO ağına girmiş ve gizli bilgileri 2008 yılında NSA tarafından gerçekleştirilen “Buckshot Yankee” kod adlı operasyona kadar Rus bilgisayarlarına aktarmış. 

Her zamanki gibi, sistemin zayıf noktası, teknolojiye gereğinden fazla güvenilmesiydi. 

Ruslar Amerikalılar kadar zengin değildi. Bu yüzden yaratıcı olmaları gerekiyordu.

Nükleer fiziğin babası Ernest Rutherford şöyle diyor:”Paramız yok, o yüzden düşünmemiz gerek.”  



 
İlhan Yılmaz