Büyük Bir iltifat: MİRAÇ

'' Miraç, en sahih kabul edilen rivayete göre, birinci ve ikinci Habeşistan hicretinden sonra, Hz. Hatice annemiz ile Ebû Talib’in vefatlarını takip eden dönemde, Hicretten bir yıl önce meydana gelmiştir.'' (İbn Kesîr, es-Sîre, II, 93, 107)

Büyük Bir iltifat: MİRAÇ

'' Miraç, en sahih kabul edilen rivayete göre, birinci ve ikinci Habeşistan hicretinden sonra, Hz. Hatice annemiz ile Ebû Talib’in vefatlarını takip eden dönemde, Hicretten bir yıl önce meydana gelmiştir.'' (İbn Kesîr, es-Sîre, II, 93, 107)

Büyük Bir iltifat: MİRAÇ
27 Şubat 2022 - 16:48



‘’ Kendilerine yazık etmekte iken hayatlarını sona erdirdikleri kimselere melekler “Ne işte idiniz?” dediler, (onlar) “O yerde zayıf görülenlerden idik” cevabını verdiler. Melekler ise “Allah’ın arzı geniş değil miydi, hicret etseydiniz ya!” dediler. İşte onların barınağı cehennemdir ve orası gidilecek ne kötü bir yerdir!’’ ( Nisa,97)
Müslümanların, yapılan işkence ve ötekileştirmelere artık dayanacak güçü kalmamıştı. Bütün sebeplerin sukut ettiği, Mekke müşriklerinin zulümde sınır tanımadığı bir anda, gökler ötesinden gelen büyük bir müjde ile yüreklerine su serpiliyordu. Bunca işkence, bunca iftira ve hakarete karşı dimdik ayakta durup sabreden bu kahramanlara dünya kapılarını kapatmasına inat, gökler kapılarını ardına kadar açıyordu. 

Yüce Allah, Resulüne; ''Seni yer, Mekke kabul etmiyor, kimse seni himaye etmeye yaklaşmıyor ve sana kimse sahip çıkmıyorsa, bırak onları. Gel bana sevgili kulum. Gel, yeter bunca çektiğin eza ve cefa. Çektiğin bunca zorluğa, bunca ötekileştirmeye, bunca çile ve ızdıraba sabretmenin mükafatı olarak sana Cemalimi göstereceğim.'' diyordu. Efendimiz bu kutlu seferin haberini aldığı andan itibaren adeta kabına sığmıyor, dünya ve içindekiler onun ayaklarının altında bir kaldırım taşı gibi diziliyordu.

Yüce Allah (cc), bunca sıkıntı, bunca çile ve ızdıraptan sonra Peygamberini adeta bir rahatlama seyahatine çıkarıp, onu mükafatların en güzeli olarak huzuruna alıyordu. Bu öyle bir seyahatti ki, geçmiş ve geleceğe yönelik bütün alemleri gözler önüne serip, arz ve semada ne varsa hepsini onun nazarında değersiz bir meta haline getiriyordu. 

İşte bu kutlu Miraç, davaları uğrunda bela ve musibetlere katlanarak sabretmenin, kapalı görünen bütün kapıları ardına kadar nasıl açacağını göstermesi bakımından büyük önem arz ediyordu. 

Miraç; sadece namazla Allah'a ulaşılan bir makam ve mevkii değildir. O'nun davasında, O’nun yolunda başa gelecek bütün musibetlere aktif bir sabırla göğüs germek ve ona şekva değil şükürde bulunarak kalplerde Rabb'i bulmanın diğer bir adıdır. 

Miraç; Allah yolunda maddi manevi bütün kazanımlarını, mal-mülk, evlad-u iyal ve dünyalıkların hepsini elinin tersiyle bir kenara iterek, yaşadığı zorluklar karşısında sıkıntıdan çatlama yerine, şükürden patlamanın diğer bir adıdır. 

Miraç; Asrı saadetin huzur ve mutluluk, rahat ve rehavet içinde yaşanıldığı bir zaman dilimi olarak değil; davası uğruna çile ve ızdıraplara katlanmanın, dışlanmanın, iftiralara maruz kalarak ateşlerde yanmanın diğer bir adıdır. 

Miraç; kulun bütün dünyalıkları aradan kaldırıp, köprülerini yedi kat göklere kurarak yıldızları ayağının altında bir kaldırım taşı gibi dizmenin adıdır. 

Miraç; Asrı saadeti rahatın, huzurun ve bolluk içinde yaşamın bir zaman dilimi olarak değil, çilenin, ızdırabın, iftiranın, zulmün hicretle taçlandığı bir zaman olarak bilinmesidir. 

Miraç; bütün kapıların yüzüne kapandığı, başını okşayacak derdini soracak ve yaralarına merhem olacak hiç kimsenin kalmadığı bir zaman diliminde; İlahi bir elin akan gözyaşlarını silmesi ve bütün ağlamaları dindirmesidir.

Miraç; Taif’in haramileri tarafından taşlanarak kovulmanın, tükürüklere boğulmanın  ve  bir garip gibi vatanından kavulmanın diğer bir adıdır.

Evet, çile ve ızdırap ekseninde atılan taşlara, savrulan tükürüklere, yapılan ötekileştirmelere, haksızlıklara ve iftiralara maruz bırakılarak hayatının Taif’ni yaşayanlar unutmasınlar ki, her Taif’in ardında elinde salkımıyla bekleyen bir Addas; bütün insanlığa imam ve önder olacak bir AKSA; ve sonunda da kulluğun en yüce mertebesi ve gizli hazinelerin saklı olduğu bir MİRAÇ vardır. 

Miracınız Mübarek Olsun 

                                                        (Çile ve Izıdrap, s, 80)

Bu haber 723 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum