Bana en çok sorulan sorulardan birisi de dolar kurunun ne olacağıdır. Kesin cevap vermek imkansız. Ancak, elimizdeki bazı verilerden hareket ederek fikir üretmemiz mümkün.
Merkez Bankası politika faizini düşürdüğü zaman, kurların artacağını bilmeyen kalmadı. Ekonomik bir realite var. Kurları merkez bankası tayin edemez.Merkez bankası TL üretir ve fakat dolar üretemez.
Kurları, ödemeler dengesi bilançosunun aktif ve pasifleri tayin ediyor. Aktif hesaplar döviz arzı yaratıyor, pasif hesaplar döviz talebi yaratıyor. Döviz arz ve talebi kurları belirliyor.
Merkez bankasının faizler ile oynaması, uluslararası sermaye hareketlerini etkiler. Yüksek faize yabancı sermaye giriş yapar. Ödemeler Bilançosunun aktifinde ve dolayısıyla döviz arzında artış olur.
Serbest piyasa ekonomisini kabul eden bir ülkede, reel faizler, LİBOR altına düşemez. Libor, londra finans piyasasında oluşan dolara ödenen faizdir. Eğer reel faiz, Libor altına düşer ise ülkenizden sermaye çıkar. Sermaye çıkışı, ödemeler bilançosunun pasifini artırıyor. Kurları yükseltiyor.
Siyasi otoriteler yüksek faize karşıdırlar. Dünyanın her tarafında böyledir. Siyaset kurumu, seçmenine mesaj vermek ister. Kredi alanlar, faizlerin düşmesinden istifade edeceklerini düşünürler. Faiz düşürme söylemi ve eylemi hoşlarına gider. Anacak, bir sorun var. Faizleri, sermaye arz ve talebi tayin ediyor.
Merkez bankası, politika faizini düşürmesi, piyasa faizinin de düşeceği anlamına gelmez. Bizde, piyasa yapıcı bankaların devlet bankası olması ve faiz düşürdük söylemlerinin gerisinde siyaset kurumu vardır. Kısa vadeli hazine bonosu faizlerine bakınız. Yüzde 18 leri geçiyor. Halbuki, merkez bankası yüzde 16 olarak politika faizini belirlemişti.
Düşük faiz yüksek dolar kurunun sınırını, piyasaya sürülecek para miktarı da etkileyecektir. Burada hangi para ile dolar alacaksın sorusu, dile getirilmelidir. Mevduat denilebilir. Ancak mevduatın yarısından fazlası döviz tevdiat hesaplarında bulunuyor. Dövize talep yaratacak mevduat zaten döviz olarak duruyor. Mevduattan gelecek talep, ilave mevduatın (marjinal tasarrufların) dövize gidecek kısmını aşamaz.
Merkez bankasının piyasaya verdiği likidite mühim. Likit artışı yoluyla para üretiyor. Bu para, dövize dönebilir. Anlamak için repo ihalelerine bakmamız gerekir.
Politika faizinin, 16 seviyesine düşmesinden sonraki repo ihalelerini, merkez bankası, üçte birinden az karşılıyor. Önceleri yarısını veriyordu. Bunun anlamı, piyasada likidite darlığı yaratmaktır.Nitekim yaratıyor.
Likidite daraldığı zaman, finans kesimi dolar satın alacak para bulamaz. Döviz talebi düşer. Nitekim, başlangıçta 9,85 seviyesine yükselen kurlar 9.50 civarında seyrediyor.
Merkez bankası, repo ihalelerini üçte bir oranında fonladığı sürece, kimse kurlarda artış beklemesin. Ancak burası Türkiye. Kararlar, çabuk değişiyor.
Şinasi Kara
YORUMLAR