Reklam

EĞİTİMİN KORONASIYLA MÜCADELE ve UZAKTAN EĞİTİMİ YAKINLAŞTIRMA

Koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı ve yaşamın her alanında ciddi sonuçlar doğurdu. Bu alanlardan birisi hiç kuşkusuz eğitim.

EĞİTİMİN KORONASIYLA MÜCADELE ve UZAKTAN EĞİTİMİ YAKINLAŞTIRMA

Koronavirüs tüm dünyayı etkisi altına aldı ve yaşamın her alanında ciddi sonuçlar doğurdu. Bu alanlardan birisi hiç kuşkusuz eğitim.

EĞİTİMİN KORONASIYLA MÜCADELE ve UZAKTAN EĞİTİMİ YAKINLAŞTIRMA
16 Eylül 2020 - 22:32

Koronavirüs aynı zamanda dünyayı ‘uzaktan eğitim’ gerçeğiyle tanıştırdı. Bu yazıda ‘Eğitimin Koronası’ ve ‘Uzaktan Eğitim’i yakınlaştırmaya çözüm aramaya çalışacağız.
 Korona bize her sistemin içinde virüslerin olabileceğini gösterdi. Virüslerin ortak özelliği gözle görülemez olmaları ve yavaş yavaş bünyeyi/sistemi teslim alıp öldürmeleridir. Eğitim sisteminde korona belirtilerini test yapmadan şöyle sıralayabiliriz:
1.  İş görenlerin niteliğinin düşük olması ve zaman içinde yeniliklere yönelik eğitimden mahrum kalmaları,
2. Öğretmen, öğrenci ve veli iş birliğinin yeterli seviyede olmaması,
3. Yöneticilerin eğitim liderliği rolünden uzak olası ve öğrenmeyi bulaştıramaması,
4. Bilginin sorgulanıp işlenmemesi ve bunun sonucu ezberci eğitimin ülkeye hakim olması,
5. Kitap okumamanın ulusal bir sorun olarak görülmemesi,
6. Sanat, spor ve bilimsel çalışmaların yeterli düzeyde yapılmaması,
7. Evlerde çalışma ve okuma kültürünün yeterli düzeyde olmaması,
8. Evlerde çalışma odası uygulamasının olmaması,
9. Öğrenme işinin sadece okulda olacağı ve bunu öğretenin gerçekleştireceği yönündeki yanlış algı,
10. Öğrenmenin insanı ve dünyayı anlayıp geliştirmek amaçlı değil, sınıf geçmek gayesiyle yapılması,
11. Evlerde ve okullarda yeterli kitaplarla donatılmış kütüphanenin olmaması.
Virüsle mücadele ancak aklın ve bilimin yöntemleriyle olur. Yanlış yöntem, yanlış tedavi ve yanlış ilaç etkisi yaratır. Sonunda hastayı kaybedersiniz. Eğitimbilimin dilini ve yöntemlerini hakim kılarak eğitim sistemine girmiş olan virüsleri temizlemek eğitim ile ilgilenen herkesin ev ödevidir. 
21.yy her alanda olduğu gibi eğitim alanında da yenilikler ve paradigmatik değişiklikler yarattı. Bu çağda da değişenlerden ilk dikkat çeken öğrenciler yer almaktadır. Bu çağın çocukları daha nazlı, daha dayanıksız, daha teknolojik, daha az yorulmak istiyor, daha kolaycı, daha nihilist. Şöyle de  denilebilir: Bu çağın çocuklar gazla çalışıyor ama biz, depolarına benzin dolduruyoruz. Bir İngiliz atasözü; ‘Atı zorla, suya götürebilirsiniz, ama zorla su içirtemezsiniz’ diyor. Bu çağın çocukları da böyle zorla bir şey yaptıramazsınız. Bu çağın eğitim liderleri, eğiticileri, velileri, politikacıları acil iniş yapıp, yeni paradigma ile tekrar havalanmalıdır. Yeni paradigma: ‘Öğrenmeyi bulaştırmak.’ Salgın döneminde eğitim sistemine giriş virüsle en etkili yol budur. ‘Öğrenmeyi  bulaştırmak’ için en üstten en alta kadar  toplumun tüm bireyleri öğrenme aşkıyla dolmalıdır. Yusuf Has Hacip’in yaklaşık bin yıl önce söylediği gibi; ‘Kutadgu Bilig’. Mutluluk veren bilgi. Öğrenirken mutlu olan bireyler. Öğrenmekten keyif alan, öğrenme ağı ile dünyayı saran bireyler. Öğrenmediği günü kayıp gün olarak sayan, ‘ömrümden öğrenmesiz geçen her gün, yaşanmamış gündür’ diyen birey. 
Öğrenmeden keyif alan ve öğrenmesi üzerine kafa yoran bireyler bu yüzyıla damgasını vuracaktır. ‘Kendi yaşamının ve geleceğinin mimarı’ olan bireyler ve bu bireyleri her koşulda destekleyen ülkeler bu yüzyılın onuru ve gururu olacaktır. Bir kişinin kendi öğrenmesi üzerine kafa yorması çok anlamlı ve değerlidir. İnsanın, kendisine saygısının ve sorumluluğunun ön koşuludur. Kişi kendisine şu soruyu sormalıdır: ‘Ben en iyi hangi yolla öğreniyorum?’ Bu soru üzerine uykuya yatak çok işe yarar. Beyin alış olduğu bu soru üzerine uykuda bile arama motorunu çalıştıracak ve belki de en derin uykudan bile kişiyi kaldıracaktır.
‘Uzaktan eğitim’in içine öğretmenler gönlünü, entelektüel birikimini, öğrenme tutkusunu katmazsa, bu eğitimden istenen sonuç alınamaz. Sadece öğrenciler ekran başında akranlarını görmüş olurlar.  ‘Uzaktan eğitim’i yakınlaştırmanın yolu, eğitim içeriklerini düzenlerken bile ‘öğrenmeyi bulaştırmak’tan geçmektedir. ‘Öğrenmeyi bulaştırmak’ düsturu eğitimin satır aralarına mutlaka girmelidir. İşte o zaman ‘uzaktan eğitim’ yakınlaşacak ve ‘yanı başımızda eğitim’ olacaktır.
‘Bir eğitim sisteminin niteliği, eğitimcilerin niteliği kadardır.’ Bu dünyanın en başarılı eğitim sistemlerinden olan Finlandiya, Güney Kore, Singapur gibi ülkelerin sloganı. Eğitimde en başarılı ülkeler, eğiticilerin niteliğine çok yatırı yapmaktadırlar. Eğitimcilere yapılan bu yatırım, o ülkelere yük oluyor, o ülkeler bu yatırım sayesinde büyük oluyorlar. Türkiye’nin acil koduyla işe el atması ve eğitim liderliği başta olmak üzere eğiticilerin niteliğini yükseltmek için çalışmalar yapması gerekmektedir. Aksi takdirde dünya liginde kalmamız mümkün değildir.
Dünya edebiyatında söz sahibi olan yazarların bir çok kitabında ev ile ilgili anlatılarda ‘çalışa odası’ndan bahsedilmektedir. Çalışma odası olan bir evde büyüyen bir çocuk, çalışmayı hayatının merkezine alır ve her daim üretken olur. Bu kültürde yetişen çocuk başarı için zeki olmaktan daha önemli olanın ‘çalışmak’ olduğunu bilir. Bu nedenle daima çalışkan olmayı öne çıkarır. Okullarımız çocuklarımıza çalışmanın erdemini anlatmadan, göstermelidir. İnsanlığın bu gün geldiği nokta ve uygarlık seviyesi çalışanın eseridir. 
Evlerde ve okullarda yeterli ve nitelikli kitaplarla donatılmış kütüphanelerin olmamasının bedelini çok ağır ödüyoruz. Kitap okumayan insanların hem kendilerine hem de topluma çok büyük zararları var. Bir çok beyin araştırmalarında kitap okumanın beyni geliştirdiği ve sinaps bağlantılarını artırdığı saptanmıştır.  Sokrates; ‘Dünyada bütünüyle iyi ve fena şey yoktur. İki şey müstesna: bilgi iyidir, cehalet fena’ diyerek ne kadar da doğru söylemektedir. Okumayı öğrenmiş çocuklarımızdan, ölüm döşeğindeki yaşlıya kadar kitap okumayla tedavi olmazsak, okumama hastalığı hepimizi kasıp kavuracak.
Son söz: Virüsü önle, öğrenmeyi bulaştır, uzaktan eğitimi, yanı başıma yaklaştır…

Maarif Müfettişi
Cemil COŞKUN

Bu haber 1186 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum