Bağarasın’ da, Gözpınar’ da, Anabağlarda gezip fındık, elma, erik, vişne çalma zevkine varmadıysan,
Dikeniçi, Korubaşı, Atmışevler stadında maç yapıp Etibank SAS’ ın fırtına gibi estiği yılları yaşamadıysan,
Kedi Memiş, Musdulu, Abdal Ali, Arap Şükrü, Makaracı Ahmet, Cemali, Duduhafız…. en az bir tanesini tanımıyorsan,
Hastalandığında Veli Topkara ve Mustafa Öten’ e muayene olup eczacı Kemal Amcadan ilaçları alıp, akşamları mahalle mahalle, kapı kapı cebinde iğne kutusuyla gezen iğneci İsmail sana iğne vurmadıysa,
Abdal Ahmet Fişek veya sünnetçi İsmail Şensoy’ a sünnet olmadıysan,
Kamıştan oltan veya fındık dallarından yapılmış bir düzenin varsa Taşağıl, Süberde, Karabulak’ a balık tutmaya gitmemişsen,
Ilıcanın tepesinde şehir ayaklarının altında elinde bir bardak çay yudumlamadıysan,
Norlu ekmek veya etliekmek yaptırıp yanında ayran-karpuz Kuğulu’ ya, Pınarbaşı’ na veya Bağarasına topluca yemeğe gitmediysen,
Ilıcadaki eski havuza parayla girip çıkmamak için görevliye ‘amca valla ben yeni girdim saatim dolmadı’ demediysen,
Yeni çocuğu olmuş eşin, dostun akrabanın diş bulgurunu yemek için mesire yerlerine gitmediysen,
Üçpınar fırınından ekmek alıp, Şansal’ dan, Dilek’ ten, Çatı Piknik’ ten pasta dondurma alıp o zevki tatmamışsan,
Düğün çeyizi için Hulki Kılıç’ tan, ayakkabı almak için Arasta çarşısındaki Köseleci ve Çarıkçı’ dan, dört kuşak bakkal Hüsnü Gözpınar’ dan alış-veriş yapmadıysan,
Leblebiciler çarşısına dalıp mis gibi sıcak leblebi kokusunu almadıysan,
Bankalar Caddesi’ nin ihtişamlı yıllarını görmediysen,
Çarşı Meydanı ve Eski garajı ayrı ayrı görüşlü grupların parsellediği zamanları hatırlamıyorsan,
Gazeteci Yılmaz Homaş’ tan gazete, dergi tommiks-teksas alıp okumadıysan,
Sağlam kitapevinden kitap, defter ve kırtasiye eksiklerini tamamlamadıysan,
Bayramlarda topladığın harçlıklarla çarşı meydanına kurulan tezgahlardan çıtır-pıtır, mantar, oyuncak, sucuklu ekmek almadıysan,
Almanyadan tatile gelen akraba veya komşunuz size ‘alaman’ çikolatası vermediyse,
Yazları bağevine göçüp ekilen bağların arasında gezmediysen…….
Sen mutluluğun, komşuluğun, huzurun, dostluğun başkenti Seydişehir’ de hiç yaşamamışsın demektir.
Ve Sen;
Seydişehirliysen, tabutun üzerindeysen ya Kızılcalar Mezarlığında, ya da Selçuk Caddesi üzerinden Akyol’ da biter hayat denen yolculuğun ……………..
GEÇMİŞ ZAMAN SEYDİŞEHİR
Çocukluğunu, gençliğini veya ihtiyarlığını Seydişehir’de geçirenlere ithaf en;

22 Nisan 2020 - 01:51
Bu haber 1585 defa okunmuştur.
YORUMLAR