Hem dinlemişler, hem izlemişler

Alman Der Spiegel dergisi, Edward Snowden belgelerine dayanarak, Türkiye’nin Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafından uzun süredir dinlendiğini, hedefler arasında üst düzey liderler, bakanlar, askeri yetkililer ve özel şirketler olduğunu ortaya koydu. Türkiye’yi İngiliz istihbarat ajansı GCHQ da dinlemiş.

Hem dinlemişler, hem izlemişler

Alman Der Spiegel dergisi, Edward Snowden belgelerine dayanarak, Türkiye’nin Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) tarafından uzun süredir dinlendiğini, hedefler arasında üst düzey liderler, bakanlar, askeri yetkililer ve özel şirketler olduğunu ortaya koydu. Türkiye’yi İngiliz istihbarat ajansı GCHQ da dinlemiş.

Hem dinlemişler, hem izlemişler
01 Eylül 2014 - 17:26

İşte Der Spiegel’de yayınlanan skandal yazı:

İki yüzlü dostluk: Türkiye NSA’in hem dostu hem de hedefi olmuş

2011 yılının bir Aralık akşamında, Cudi dağında, Türk-Irak sınırının yakınında çok kötü bir şey oldu. Bir taraf bu olayı bir katliam olarak nitelerken, diğeri ise kaza dedi. O gece bir dizi Türk F-16 savaş jeti, görünüşe bakılırsa ayrılıkçı PKK gerillaları oldukları vehmiyle bir kafileyi bombaladı. Bu grup Kuzey Irak’tan dönüyordu ve katırları kaçak mazot tenekeleri ve diğer kaçak eşyalarla yüklüydü. Anlaşıldı ki onlar PKK militanı değil sadece kaçakçıydılar. Bu saldırıda tam 34 kişi öldü.

ROBOSKİ’NİN BİLGİSİNİ AMERİKAN PREDATÖRÜ TÜRKLERE ULAŞTIRDI

İlk olarak 2012′de Wall Street Journal tarafından bildirilen bu keşif uçuşları ve trajik sonuçları, PKK’lı ayrılıkçılarla mücadelede beraber sıkı çalışan Amerikan ve Türk istihbarat servislerine çok önemli bir öngörü sağlıyordu. Her ne kadar PKK, ABD ve AB tarafından bir terörist organizasyon olarak görülüyor olsa da, Kuzey Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı verdiği başarılı mücadele onun imajında olumlu yönde radikal bir değişime sebep oldu. PKK militanları, ABD hava desteğini de alarak, cihadist akımlara karşı en ön cehpede savaşmaktaydı. Nitekim şimdi bazı Batılılar PKK’yı silahlandırıp, terörist etiketini de kaldırmayı savunuyorlar.

Spiegel ve Interecept’in ele geçirdiği ABD’nin muhbiri Edward Snowden’ın arşivinden gelen dökümanlar, Türkiye’nin Kürtlerle mücadelesinde Amerika’nın rolünün ne kadar derin olduğunu ortaya koyuyor. O kadar ki, bir süre için, NSA Türk ortaklarına PKK liderlerinin mobil telefon lokasyon bilgilerini bile saat saat bildirmekteydi. ABD hükümeti ayrıca Türkleri, PKK’nın para akışı bilgilerini ve liderlerinin yurt dışındaki sürgün yerlerinde nerelerde ikamet ettiklerinin de bilgisini sağlıyordu.

CASUSLUK İÇİN ÖNCELİKLİ HEDEF: TÜRKİYE

Snowden’in belgeleri, aynı zamanda, Türkiye’nin ABD’nin casusluk konusundaki öncelikli hedeflerinden biri olduğunu gösteriyor. Belgeler gösteriyor ki, Washington yönetimi, NSA’yi Türkiye’nin liderlik niyetlerini açığa çıkarmak ve 18 önemli alandaki faaliyetlerini izlemekle görevlendirmişti. Bu gösteriyor ki, geçtiğimiz haftalarda Türkiye üzerine casusluk yapmakla suçlanan Alman İstihbaratı, Ankara yönetimi üzerine gözlerini diken tek gizli servis değilmiş.

Türkiye’nin, Avrupa, Sovyetler Birliği ve Orta Doğu kavşağındaki stratejik lokasyonu, Soğuk Savaş’ın yeni başladığı yıllarda NATO üyesi bu ülkeyi Batı istihbarat ajanslarının önemli bir ortağı haline getirmişti. Snowden belgeleri Türkiye’nin ABD’nin Asya’daki en eski müttefiği olduğunu ortaya koyuyor. Hatta NSA’in 1952 yılında kuruluşundan önce bile, CIA, Türkiye ile geçmişi 1940′lara dayanan bir “muhabere istihbarat” ortaklığı kurmuştu.

NSA belgelerinden bir tanesi açıkça gösteriyor ki, Soğuk Savaş süresince, ABD Türkiye içindeki üslerini kullanarak Sovyet canavarının en hassas noktalarını öncelikli olarak gözetleme imkanı buluyordu. Bugün, Türkiye topraklarından Rusya ve Gürcistan’ı hedef alarak neredeyse gerçek zamanlı bilgi toplamaya devam ediyor. İç savaşın patlak verdiği günden bu yana da Türkiye’nin komşusu Suriye NSA gözetimi için merkezi bir odak noktası haline geldi.

ABD’nin gizli ajanları Türk hükümetine ayrılıkçı Kürt hareketi PKK ile mücadelede yıllardır destek sağlıyor. Örnek olarak, Ocak 2007 tarihli çok gizli bir NSA belgesi gösteriyor ki, gizli servis Türklere PKK üyelerinin telefon konuşmalarını ve coğrafi bilgilerini iletmiş ve bu bilgiyle Türk ajanları hedeflerini kuşatarak etkisiz hale getirmişti. Belgede aynen şu ifadeler yer alıyor: “Türkiye’ye NSA tarafından iletilen PKK görüşmelerinin coğrafi lokasyonları ve ses kayıtları geçtiğimiz yıllar içinde işlevsel istihbarat sağlamış ve düzinelerce PKK üyesinin ele geçirilmesi veya etkisiz hale getirilmesine yol açmıştır.”

NSA bunun yanısıra Avrupa’da yaşayan PKK liderlerinin internet görüşmelerini de sızdırmıştı. Türk istihbaratı hedeflerinin kullandığı email adresleri üzerinden hedeflerine başarıyla ulaştılar. Bilgi akışı öyle bir safhaya ulaşmıştı ki, NSA Türkiye’ye, Türkiye içindeki PKK liderlerinin mobil telefon lokasyon bilgilerini bile her altı saatte bir güncelleyerek iletiyordu. Ekim 2005′te Türkiye’de düzenlenen bir askeri operasyonda, NSA lokasyon bilgilerini her saat başı bildirmişti.

Mayıs 2007′de, ulusal istihbaratın başı, Türkiye’ye daha derin istihbarat verilmesini öngören bir memorandum imzaladı. Nisan 2013 yılında bir Türk delegasyonunun Fort Meade’deki NSA karargahına yaptığı ziyaretiyle alakalı hazırlanmış bir rapor gösteriyor ki, bu memorandumun imzalanmasıyla birlikte PKK’ya karşı geliştirilen işbirliği sınır ötesine ulaşacak kadar arttırılmıştı. Bu ittifak güçlü bir şekilde PKK üzerine yoğunlaşmıştı. Hatta denilebilir ki, geçen yıl NSA diğer bütün hedeflerinden daha çok PKK hakkında istihbarat faaliyeti yürütmüş ve bilgi toplamıştı. Buna tek istisna ise Rusya idi…

ANKARA’DA BİRLEŞİK İSTİHBARAT TOPLAMA MERKEZİ KURULDU

Bu işbirliği “Birleşik İstihbarat Toplama Merkezi” kurulmasıyla sonuçlanmıştı. Bu merkez, Türk hava harekatlarında vurulacak olası PKK hedeflerinin tespit edilmesini de içeren Amerikan ve Türk uzmanların ortak çalıştığı bir takım projesiydi… Wikileaks arşivinde bulunan diplomatik bir kaynak, Aralık 2007′de gerçekleştirilen bütün hava harekatları bu merkezin sağladığı bilgilerle yapıldığını ortaya koyuyordu.

OBAMA YÖNETİMİNDE DESTEK DEVAM ETTİ

Bu derin işbirliği Barack Obama’nın başkanlığında da devam etti. 2012 Ocak ayında, ABD yetkilileri Türkiye’ye PKK ile mücadelede yeni bir destek önerisiyle gelmişti. Bu desteğe, en ileri derecede dinleme teknikleri kullanılarak yapılan görüşmelerin gerçek zamanlı analizlerinin sunulması da dahildi. Öyle bir sistemdi ki, eğer hedefteki şahsın ses örneği önceden sisteme tanıtılmışsa bu şahsın yaptığı konuşmalarda bazı anahtar kelimelere duyarlı arama bile yapılabiliyordu.

NSA Türk istihbaratına bu sistemden iki adet kurmayı önermişti. Buna karşılık, Türkler bazı Kürt aktivistlerin ses örneklerini ABD’ye verecekti. NSA yetkilileri yakın ve uzun süreli ilişkilerinden ötürü bu teknolojiyi Türklere sağlamak konusunda çok az bir risk öngörmüşlerdi. NSA yetkililerinin rahatsız olduğu tek konu otomatik anahtar kelime arama fonksiyonu teknolojisini Türklere tevdi etmekti.

Bu ittifak sonucunda NSA’in Türkiye Özel İrtibat Faaliyeti (SUSLAT) ofisi Ankara merkezli olarak kuruldu. Bilgi vermenin yanısıra, Amerikalılar Türk müttefiklerine komple önleme sistemleri, deşifre yardımı ve eğitim desteği de vermekteydi. Kendi iç “Para takip” keşif ünitesini kullanarak, NSA PKK;’nın Avrupa’daki para akışını da takip ediyordu. Türkler karşılık olarak ABD ajanlarına PKK liderlerinin telefon konuşmalarının dökümlerini ve Rusya ve Ukrayna konusunda elde edilen istihbaratları aktarıyordu.

TÜRKİYE ABD’NİN ÖNCELİKLİ İSTİHBARAT HEDEFLERİNDEN BİRİ

Aynı zamanda, bütün bu yakın ittifak ve işbirliğine rağmen, Türkiye de ABD’nin öncelikli istihbarat hedeflerinden biriydi. Bir NSA belgesi açık bir şekilde bu ülkeyi “müttefik ve hedef” olarak tasnif etmişti. PKK’ya karşı mücadelede ABD ile beraber

çalışılan Türk politikacılar, askeri yetkilileri ve istihbarat elemanları NSA tarafından aynı zamanda meşru casusluk hedefi olarak görülmekteydi. Bu maksatla, Türkiye istihbaratıyla birlikte Ankara’da kurulan SUSLAT ofisi haricinde, ABD’nin iki gizli ofisi daha bulunuyordu. Bu ofisler İstanbul ve Ankara merkezinde kurulmuş bulunan “Özel Toplama Merkezi” dinleme istasyonlarıydı.

TÜRKİYE’YE KARŞI 19 FARKLI ALANDA İSTİHBARAT TOPLANIYOR

NSA’in müttefiki Türkiye’yi denetleme derecesi, ABD’nin istihbarat önceliklerini belirleyen Ulusal İstihbarat Öncelikleri Çerçevesi (NIPF) dökümanında da açık açık ortaya konulmaktadır. Her altı ayda bir güncellenen bu NIPF belgesi bir ülkenin ABD perspektifine göre “konumunu” gösterir. Bu belgenin 2013 Nisan edisyonunda ise, Türkiye, Washington tarafından en sık hedef olarak görülen ülkeler arasında listelenmiştir. Öyle ki ABD istihbaratı Türkiye’ye karşı tam 19 farklı alanda bilgi toplama görevi üstlenmiştir.

TÜRK SİYASETÇİLER İZLENİYOR

Belgeye göre Türkiye, ABD’nin istihbarat öncelikleri konusunda Venezuela ile aynı kategoride yer almaktadır (bu Küba’dan bile daha ileri bir konumdur). Türk hükümetinin liderlik niyetleriyle alakalı bilgiler ise ikinci en yüksek derecede öncelikli olarak listelenmiş ve Türkiye’nin askeri ve altyapı bilgileri, dış politika hedefleri, enerji güvenliği gibi konular ise üçüncü en yüksek derecede öncelikli bilgi olarak tasnif edilmiştir. Aynı belge, PKK’yı da bir istihbarat hedefi olarak konumlandırmış fakat Türkiye hükümetine göre daha aşağı derecede öncelikli olarak belirlenmiştir.

TÜRK HÜKÜMETİNİN BİLGİSAYARLARINA ERİŞİM

2006′dan başlayarak, NSA geniş kapsamlı bir izleme operasyonu başlatmış ve bu operasyonlarda bir çok NSA üniteleri de destek sağlamıştı. Operasyonun hedefi ise Türkiye’nin en üstdüzey siyasetçilerinin bilgisayarlarındaki bilgilerin sızdırılmasıdır. İçerde ajanlar bu operasyona “Türk dev dalga proje planı” ismini takmışlardır. Bu ekibin istediği bilgilere ulaşması sadece altı aylarını almıştır. Bir belgede hedefe ulaşıldığı bilgisi başarı olarak takdir edilmiş ve şöyle denilmiştir: “Türk hükümetine karşı en üst düzey başarı ile bilgisayar ağlarına erişim sağlanmıştır”

TÜRK DİPLOMATLARIN BİLGİSAYARLARINA AJAN TROJAN YAZILIMI YÜKLENDİ

Belgede ayrıca ABD istihbaratının hedefinde Türk diplomatlarının da olduğu belirtiliyor. Özellikle de ABD’deki Türk diplomatlar… 2010 yılına ait bir belgeye göre NSA, “Powder” (Pudra) kod adlı bir program dahilinde Washington’daki Türk Büyükelçiliği’ni dinlemişti. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler temsilcileri de benzer bir şekilde “Blackhawk” (kara şahin) kod adlı bir proje ile dinlenmişti.

HARD DİSKTEKİ TÜM BİLGİLER KOPYALANABİLİYOR

Uzmanlar bu istihbarat faaliyetiyle, Türk elçiliğindeki telefon sistemine sızmışlar ve bilgisayarlardan da bilgi toplamayı başarmışlardı. Buna ek olarak, diplomatların kullandığı bilgisayarlara ajan virüs programları bulaştırmışlardı. NSA ayrıca Türkiye’nin New York’taki BM delegasyonunun bilgisayarlarına da Trojan yazılımı yüklemişti. NSA belgesine göre, bu Trojan yazılımı BM misyonunun bilgisayarının hard diskindeki bütün bilgileri kopyalayabilecek bir kapasiteye sahipti.

NSA elde ettiği istihbaratın çoğunu kendi “Beş Göz” (Five Eyes) müttefikleri olan “İngiliz, Kanadalı, Avustralyalı ve Yeni Zellandalı” istihbarat ajanslarıyla paylaşıyordu. Bu grup içinde İngilizler hali hazırda GCHQ istihbarat ajansı ile Türkiye hakkında istihbarat topluyordu ve Türkiye’deki hedef siyasetçileri ve enerji sektöründeki elemanları dinliyordu.

TÜRK ENERJİ BAKANI HEDEFTE

2008 Ekim tarihli bir İngiliz belgesi, GCHQ istihbarat ajansının Türkiye Enerji Bakanlığı’nı dinleyip istihbarat topladığı aynı zamanda BOTAŞ, TPAO ve Çalık Enerji gibi şirketleri de dinlediğini gösteriyordu. Belgede 13 ayrı hedef listesi bulunuyordu ve bunların arasında dönemin Enerji Bakanı Hilmi Güler de bulunuyordu.

İNGİLİZ İSTİHBARATI TÜRKİYE’Yİ DİNLİYOR

2008′de, GCHQ analistleri Türkiye’deki bakanlıkların ve önemli şirketlerin merkezlerinin uzaydan çekilmiş görüntülerini toplayarak ne tip iletişim araçlarını kullandıklarını belirledi ve bunlara nasıl sızılabileceğini tespit etti. Ancak belgelerde bu faaliyetlerin sonuç verip vermediği ile ilgili bir bilgi yer almıyordu.

MALİYE BAKANI MEHMET ŞİMŞEK HEDEFTE

Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de her ne kadar İngiliz vatandaşı da olsa GCHQ’nun listesinde bir “hedef” olarak belirlenmişti. Diğer dinleme faaliyetleri yanında Mehmet Şimşek’in iki mobil telefon numarası ve kişisel Gmail adresi de izleniyordu. Spiegel’in bu konu hakkındaki sorular yönelttiği GCHQ yetkilileri operasyonların detayları hakkında yorum yapamayacaklarını söylediler.

ANKARA SİNİRLENDİ: SKANDAL VE KABUL EDİLEMEZ

Guardian gazetesi geçen yaz Türk maliye bakanının Londra’da G-20 toplantısında katılmak üzere 2009 yılındaki ziyareti sırasında dinlenmesiyle ilgili kısa bir haber yayınlayınca, Ankara’daki yetkililer oldukça sinirlendi ve Dış İşleri Bakanı İngiliz Büyükelçisi’ni makamına çağırarak “skandal ve kabul edilemez” operasyonu eleştirdi.

Şimdi ortaya çıkan ve NSA ile GCHQ tarafından yapıldığı anlaşılan bu dinlemelerle ilgili olarak görüşülen Türk Dışişleri yetkilisi ise “bu tür konular” ancak diplomatik seviyelerde tartışılabilir demekle yetindi. ”

KAYNAK: ROTAHABER

Bu haber 422 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum