Turan Ateş yazdı :

      Henüz yanan-yakılan ormanların önü yeni alınmış ve Sayın Cumhurbaşkanın da;
     "YANAN ORMANLARIN YERLERİ AĞAÇLANDIRILACAK...." 
    açıklaması ....
      Bu AÇIKLAMA ; Anayasanın 169. Maddesinin getirdiği düzenlemedir.
      Bugünde; Marmara Denizi ortasındaki  HEYBELİ Adadaki Orman Yangını....Hem de  adanın en tepesinde ve Marmara Denizinin çok güzel izlendiği bir bölgede yangının çıkması....
       Geçen  hafta Cuma günü Büyük Adadaydım....Orman alanlarına giriş Yasaklanmış....Sadece yol ve boşluklardaki Tesislere girilebilmekte....
      Sanırım, Heybeli Adanın Tepelerindeki Orman alanlarına girişte 
 muhtemelen YASAK....Olması da gerekir....
      HEYBELİ de  Yanan alana güzel ,görkemli ve Marmara Denizini izleten bir TESİS Kurulabilir....Bazı ŞTİ.lerin amacı bu mudur?
      ÜLKE Yönetimi; Orman Yangınları ve Sel Felaketlerinde  sorumlu arıyor.
       Sel Felaketlerinin Sorumluları;  YEREL YÖNETİMLER....İNŞAAT Sektörü....Çünkü Dere Yataklarına konut yapılmaz ve de yaptırılmaz....                                                                                    
        -Bu Yerleşim Alanlarının Yerel Yönetiminin İmar ve İnşaat  Birimi Görevlileri hakkında...
        - Bu Konutları yapan İnşaat Firmalarının Tüm Teknik Kadrosu görevlileri hakkında....
        CUMHURİYET SAVCILARI.....                                                
        Görev Sizlerin....Buyurunuz....Olayların Faillerini BAĞIMSIZ -TARAFSIZ HAKİMLERİMİZİN ÖNÜNE getiriniz....
       Son alınan Haberlere göre;                                                          
       " İNŞAATLARI YAPAN MÜTEAADİT , TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERMEKTEN TUTUKLANMIŞ..."
       Yeterli mi?  Hayır....Yerleşim alanına açan ve imarı uygun zemin etütleri yapıp  onay verenler nerede?...
     
        Aynı şekilde Orman Yangınlarının söndürülmesi için; ÖNLEMLERİ ALMAYAN  Orman Genel Müdürlüğü, Orman Bölge Müdürlükleri, Orman İşletme Müdürlükleri ve Orman Bölge Şeflikleri  haklarında aynı şekilde gereken Yasal İşlemleri yapınız...
                 xxxxxx
       Bizde; Cumhuriyet dönemi öncesi uygulanan bir ORMAN YASAMIZ yok. Ormanlar; Osmanlı döneminde Padişah Fermanları  ve Atasözleri ile korunmaya çalışılmıştır.
     Her yönü ile bir Dahi olan ATATÜRK; BENTNAME adında bir ALMAN Bilim Adamını Türkiye'ye davet etmiş....Bu Kişi; Orman Bilim adamı olduğu gibi; aynı zamanda da bir Hukukçu...
       Ormanlarımızı gezmiş, incelemiş ve seminerler vermiştir. Giderken Atatürk'e Ormanlarla  ilgili bir RAPOR Vermiştir.
       Bu Rapor doğrultusunda 1936 yılında 3112 sayılı Orman Yasası çıkarılmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu Yasanın 1. Maddesinin ilk fıkrası Ormanın tanımını yapmıştır. 2.fıkrası da Orman Sayılmayan yerlerin tanımını yapmıştır.
       Bu Yasa Ormanlara bir Tanım ve koruma  kılavuzu olmuştur.
      1942 yılında çalışmalara başlayarak; Bura Orman Bölge Müdürlüğü Bünyesindeki ORMAN TAHDİT KOMİSYONLARI Kurulmuş ve İstanbul, İzmit, Sakarya, Trakya Bölgemizdeki Orman sınırlarını ve orman alanlarını belirlemiştir.
       Orman Tahdit Sınırları içinde kalan bir hayli Tapulu Arazilerin olduğu görülmüştür. Bu Tapu kayıtları  BEYANA dayanarak düzenlenen Tapu kayıtları yanında; Padişah Fermanları ile Osmanlının köklü ve üst düzey Yöneticilerine verilen Araziler olmuştur. Özellikle de Osmanlı Paşalarına....
       Bu sıkıntıları aşmak içinde Merhum İSMET PAŞA 1945 de yürürlüğe  giren 4785 Sayılı bir Yasa çıkarmıştır. DEVLETLEŞTİRME Yasası....Bu Yasa getirdiği düzenleme ile; ORMAN OLAN Arazileri, Tapulu-Tapusuz DEVLETLEŞTİRMİŞ ve TAPU KAYITLARINI da GEÇERSİZ Kılmıştır.
      Tapu Maliklerinin ; Yasanın Yürürlük tarihi itibarı ile BİR YIL içinde Başvuru yapan Malikler Arazilerinin Bedellerini almışlar. Başvuru yapmayanların ki de Zamanaşımından yok olmuştur.
      Bu Yasalar ORMANLARA Tam bir ÖZERKLİK Getirmiştir.
      1952 yılında ; zaman zaman çok değişme uğratılan 6831 Sayılı Yasa çıkarılmıştır.
      1970 yılında bir Anayasa'nın Ormanlarla ilgili olan Maddesinde  ek bir düzenleme getirilmiş. 
      "ORMAN OLARAK MUHAFAZASINDA FAYDA UMULMAYAN YERLER, ORMAN ALANLARININ DIŞINA ...
       BİLİM ve FEN BAKIMINDAN ORMAN ÖZELLİĞİNİ KAYBEDEN ve YENİDEN   ORMANA DÖNÜŞÜMÜ, BİLİM ve FEN BAKIMINDAN MÜMKÜN OLMAYAN YERLER  ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILIR....
        Ve bu çıkarma işlemi 1961 Anayasasının Halkoyuna sunulduğu 7 Temmuz 1961 öncesi Ormanları da kapsamına almıştır. 1982 Anayasası da Anayasa ya getirdiği bir düzenleme ile 1982 Anayasasının Halkoyuna sunulduğu 1981 yılı sonu olarak kaybedenleri de kapsamıştır.                                                                                                 
    Sonra da 6831 sayılı Yasanın 2. Maddesinde, Anayasa metnine uygun bir değişim yapılmıştır.
      Bir yerin orman özelliğini kaybedip-kaybetmediğine de; bir orman Mühendisinin başkanlığında, bir orman mühendisi, Ziraat mühendisi, harita mühendisi, Ziraat odasında seçilen üye, Mahalli idareden seçilen üyeden oluşan  HEYET....ORMAN TAHDİT KOMİSYONU....
       Yangın da yok olan orman arazisi, derhal ağaçlandırılarak; Orman dönüşümü- Anayasa emri olarak -sağlanırken; yani yangının yok ettiği alan yeniden ormana dönüşüyor da; Ağaçları kesilerek, işgal edilen alanları nasıl bilim ve fen bakımından dönüşemiyor? Ben bu soruya cevap arıyorum, ama bulamıyorum...
       6831 Sayılı Orman Yasasını 2. Maddesine A fıkrası  ve B  fıkrası eklendi.
      B fıkrasına dayalı olarak Orman Sınırı dışına çıkarılan Yerlerin Maliki HAZİNE....Yani Devlet....
    1991 li yıllarda bir Yasa çıkarıldı. Merhum Özal etkili oldu. 2/ B  olan yerler Zilyetlere-İşgalcilere- Ormanı yok edenlere bedeli karşılığı satışını düzenleyen...
     Anayasa Mahkemesi;                                                   
         "Durun...Anayasa emri Ormanlar özel Mülkiyete konu olmaz..."
         Sonra ne oldu? Yeni bir Yasal düzenleme..... SATIŞ SERBEST ..... Zilyetler dışında olanlara, Orman Köylüsü dışında olanlara...Özellikle de İnşaat Sektörüne olanak sağlandı....
            xxxxxxx
       ÖZEL Ormanlar konusunu da açıklamak gereğini duydum....
      Özellikle de  İstanbul'un bazı bölgelerinde BEYKOZ ve ÜSKÜDAR gibi tarihi bölgelerimizde...
      Özel Ormanlar Özel Kişi ve Kişilere aittir. Mülkiyet de onlarındır.
  Ama, Devletin Gözetimindedir. %6 da KALICI İnşaat yapılabilir. Orman içi açıklıklarda olur.    İnşaat alanlarını belirleme ve inşaat iznini de Orman Yönetimi verir.
     Bu ormanların sınırlamasını; -TAHDİDİNİ- Orman Bölge Müdürlüğü  Tahdit Komisyonları yapar. Satış ve Devirleri söz konusu olamaz. Şufa ve Taksim Davasına konu olmaz. Malikler Yönetici belirlerler. Uzlaşı sağlanamaz ise; SULH HUKUK HAKİMİ; Yönetici atar.
     Yani bir Apt. veya Site Yönetimi benzer bir Yönetim esastır ÖZEL ORMANLARDA....
      Yalnız bana ; BEYKOZ'daki ACARLAR Sitesindeki Özel Ormanları sormayınız....Yargılama safhasında; Davayı Takip eden Av. Meslektaşlara cevaplar verdim...
      Devlet Ormanlarında KALICI İNŞAAT Yapılamaz. Orman İçi Boşluklar-Açıklıklar Spor, Eğitim, Turizm ve benzeri alanlar için Kiraya verilebilir. BOLU-Abant Dinleme Tesisleri gibi...
       xxxxx
     Orman Yangınları ile ilgili bir FAİL veya FAİLLER belirlendi mi? Yakalanıp Yargıya teslim edildi m?                                            
  Orman Yönetimi ile ilgili Soruşturmalar yapılıyor mu?... Veya yapılıp, Yargıya  gönderildi mi?
      Bu sorular; sıkıntılı Cevaplar bekliyor....