Kerbela olayı ve Hazreti Hüseyin’in şehadeti

Müslüman müslümana zulmedip keyif alırken, yeniden kerbelayı hatırlamak ve hatırlatmak istedik!!

Kerbela olayı ve Hazreti Hüseyin’in şehadeti

Müslüman müslümana zulmedip keyif alırken, yeniden kerbelayı hatırlamak ve hatırlatmak istedik!!

22 Temmuz 2014 - 14:31

Müslüman müslümana zulmedip keyif alırken, yeniden kerbelayı hatırlamak ve hatırlatmak istedik!!

“Peygamber Efendimizin biricik torunu ümmetin şerefini kurtarmak Müslüman zulme rıza göstermez, düsturunu yaşatmak adına zulme baş kaldırmış ve Kerbela’da bir yudum suya muhtaç bir şekilde 72 arkadaşı ile beraber Kerbela topraklarını kanla sulamıştır”

Peygamberimizin 632 yılında vefatından sonra Müslüman toplumların başına kim geçeceği kaygısı baş gösterdi. Müslümanların büyük bir kısmı Hz. Ebu Bekir’in Halifeliğini kabul ettiler. Daha sonraları da ayni şekilde Hz. Ömer, Osman ve Ali’nin Halifeliği kabul edildi. Hz. Osman’ın şehit edilmesi ile Hz. Ali halife seçildi. Ancak bir kısım Müslümanlar Hz. Osman’ın katilleri bulunana kadar Hz. Ali’nin halifeliğini kabul etmeyeceklerini söyleyerek İslam toplumunda huzursuzluk çıkararak fitneyi başlattılar. İlk defa İslam devleti Hz. Ali ve Maviye taraftarları olmak üzere ikiye bölündü. Hz. Ali 661 yılında Mülcem adlı bir hain tarafından şehit edildi. İktidar ise uzun zaman düşmanı Muaviye’nin eline geçti.

Muaviye hayatta iken oğlu Yezidi’n halifeliğini garantilemek için taraftarlarına Yezide bağlılık yemini ettirdi. Yezid halife olur olmaz ilk iş olarak Medine valisine mektup yazarak Hz. Hüseyin’e değil kendisine biat edilmesini istedi. Aksi takdirde canı ile ödeyeceğini bildirdi.

Bu sıralarda Hz. Hüseyin Küfe’lilerden kendisine bağlılık mektupları alıyordu, bu mektupları ciddiye alıyor ve onlara inanıyordu. Yaklaşık olarak 72 taraftarları ile Küfeye hareket etti. Küfe’li taraftarlarının sayısı azdı. Yezid’in taraftarları tarafından bastırıldı Hz. Hüseyin ve taraftarları Kerbela’da Yezidin 4500 kişilik ordusu tarafından şehit edildi, aile efradı ise esir alındı. Aşağıda detayları açıklanacak olan bu olay gerek alevi gerekse Sünni camia tarafından lanetlendi halada lanetlenmektedir.

Muavye’nin oğlu Yezidi Hz. Hüseyin’nin iktidarda hak iddia etmesinden korkuyor bu nedenle Yezid bir elçi göndererek kendisine biat etmesini istedi. Hz.Hüseyin bu teklifi reddetti. Medine’den Mekke’ye doğru yola çıktı. Daha önce Küfelilerden mektuplar almıştı kendilerini destekleyeceğine dair. Küfeye hareket etti. Yolun bir kısmını aşmıştı ki, yezid Hz Hüseyin’in amcaoğlu olan elçisini öldürttü kendi adamı olan Übeydullah Ziyad’ı vali tayın etti. Bu olay karşısın da Küfeliler savaşmaktansa, Yezid’e itaat etmeyi tavsiye ettiler. Ancak Hz. Hüseyin Yezidi’n kötülüğünü dünyaya anlatmak için şehit olmayı tercih etti ve Küfe yakınlarında Kerbela da kamp kurdu. Yezit valisi İbni Zeyd’i kuvvetleriyle beraber Hz. Hüseyin’in üzerine gönderdi. Vali komutasında ki kuvvetler Hz. Hüseyin’in kuvvetlerinin etrafını sardı. Bu arada görüşmeler başladı, Hz. Hüseyin kuşatmanın kaldırılmasını, kendisi ile birlikte ailesinin ve taraftarlarının, ırak’ı terk etmesi için izin istedi. Ordunun komutanı Ömer bin Sa’d uygun buldu. Teklif vali Ziyada bildirildi. Vali Ziyad da uygun buldu. Ancak yönetimde söz sahibi olanlar eğer biz Hz. Hüseyin ve taraftarlarını öldürmeleri gerektiğini, aksi takdirde kendilerinin öldürüleceğini ileri sürdüler. Muharrem ayının yedinci gününde Yezid’in komutanı Sa’d çemberi daraltarak bütün suyollarını kestiler. Dokuz Muharrem de bütün su kaynakları tükendi. Hz.Hüseyin ya savaşarak şehit olacak ya da teslim olup itaat edecek, o gece sabaha kadar ibadet edildi.

SAVAŞIN BAŞLAMASI                                                                                               

Sabah olduğunda Hz. Hüseyin ve askerleri düşman ordusunun ön saflarına yaklaşarak düşman saflarında bulunan akrabaları ve arkadaşları ile konuştular savaşmamalarını istediler. Hz Hüseyin uzun bir konuşma yaptı. Bu konuşma çok etkili oldu.Düşman tarafından bir general askerleri ile beraber Hz. Hüseyin’in bir avuç ordusuna katıldı.                                                                                                                                                      

Yezid tarafı korktu diğer kuvvetlerinin de Hz. Hüseyin’in ordusuna katılacağı endişesiyle Hz. Hüseyin’in üzerine ilk oku atarak savaşı başlattılar. Savaş önce düello şeklinde teke tek olarak başladı. Hz. Hüseyin yiğit ve korkusuz bir cengâverdi. İlk olarak Kahta ile karşılaştı onu bir kılıç darbesi ile öldürdü. Sonra Arap âleminin korkusuz savaşçısı Zeyd bin Ebtahi’i ikiye böldü.

Hz. Hüseyin’in taraftarlarından Hür, Habip, Müzahir gibi cengâverler birer birer şehit oldu. Sonra Hz. Hüseyin’in yakınları, akrabaları dövüştüler. Şehitler arasında Hz. Hüseyin’in oğlu Ali Ekber, kardeşi Hasin’ın oğlu Kasım sancaktarı Abbas da vardı. Ancak Yezid’in ordusu da çok kayıp vermişti.

Kadınlar ve çocuklar çadırda korku içinde bekleyorladı. Hz Hüseyin’in oğlu Zeynel Abidin hasta olduğu için çadırda idi. Diğer oğlu Ali Asgar altı aylık ve susuzluktan ölmek üzere idi. Hz. Hüseyin oğlunu kucağına aldı ve Yezid’in ordusunun karsısına dikildi.Susuzluktan ölmek üzere olan çocuğuna bir yudum  su vermelerini istedi.Ancak atılan oklardan biri çocuğun boynuna isabet etti çocuk oracıkta can verdi.

HAZRETİ HÜSEYİN’İN VEFATI

Hz. Hüseyin oğlunu acılar içinde defnettikten sonra düşmanın karşısına dikildi ve onlara teslim ol çağrısı yaptı. Kalabalık olmasına rağmen Yezid’in ordusu çok zayi ad verdiği için toplu hücuma geçti. Her taraftan atılan ok ve mızrak Hz Hüseyin'in üzerine yağmaya başladı.Aldığı yaralara rağmen yinede vuruşuyordu.Sinan bin Enes  denilen zalim kafasını kılıçla keserek şehit etti.Kafası mızrağa takılarak o mübarek şehidi teşhir ettiler.Üzerindeki değerli eşyalarını aldılar.Yezid’in komutanlarının emri üzerine atlara mübarek cesedi çiğnetildi.Yezid’in askerleri kampa girerek kampı yağmaladılar.Şehit olan 72 cengaveri bir gün sonra El Gadiriye köylüleri tarafından defnedildi.Esir edilen kadın ve çocuklar yargılanmak üzere Şama  gönderildi.Yolda çok kötü muamele gördüler birde açlık susuzluk ve kaybedilen yiğitlerin acısı da eklenince dayanılamayacak acılar yaşanıyordu.

Hz. Hüseyin’in kardeşi Zeynep ve hasta oğlu Zeynel Abidin Yezid’in neler yaptığını ve Kerbela da yapılan insanlık dışı zulmu işlenen cinayeti Müslümanlara korkusuzca anlattılar. Hz.Hüseyin’in korkusuzluğunu ve kahramanlığını övdüler. Esirler Şam’da bir yıl kaldılar. Hz. Hüseyin’in dört yaşındaki kızı Sakine acılara dayanamayarak vefat etti. Yerel halk korkmalarına rağmen esirleri yalnız bırakmadı. Esirler gelen halka olan olayları anlattı. Suriye ırak ve çevresinde Yezid aleyhine oluşumlar baş gösterdi. Durumdan endişe eden Yezit ve taraftarları esirleri serbest bırakarak Medine’ye gönderildi. Yaşanan acılar kulaktan kulağa yayıldı ve Kerbela olayı günümüze kadar geldi. Bütün İslam âlemi tarafında tarih boyunca lanetlenmiş olup halada lanetlenmektedir.

Her yıl Muharrem ayının onunda bu acı olay Müslümanların yüreğini dağlar. hiç olmasa bir günde olsa İslam alemi birlik ve beraberlik içinde olurlar ve acılarını paylaşırlar.
 
 “Mevla neyler neylerse güzel eyler”


Mehmet Tatas

Boyabat Haber

Bu haber 866 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum