Fiziksel gerginlikler de sendromun oluşmasını tetikleyebildiği gibi, aşırı heyecan yaratabilecek mutlu durumlar da Kırık Kalp Sendromuna yol açabiliyor.

Johns Hopkins Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nde Profesör Dr. Ilan Wittstein yüzlerce Kırık Kalp Sendromu hastasını tedavi etmiş.

Kalp krizi semptomları ile hastaneye başvuran hastaların %2’sinin Kalp Krizi değil, kırık kalp sendromu geçirmekte olduklarını tespit ettiklerini söyleyen doktor, hastalığın ciddi ve nadiren de olsa, ölümcül olabileceğini belirtiyor.

Ciddi duygusal şok ya da fiziksel strese maruz kalma, vücuttaki hormon dengesi üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır.

Duygusal şoklar, stres hormonlarının salınımını artırarak kalbe etki eder. Kırık kalp sendromu yaşayan hastaların ortak noktası, stres hormonunun normal düzeyin (hatta 30 kat fazla) çok üzerinde olduğudur.
Tam olarak nasıl geliştiği bilinmemekle birlikte, Dr. Wittstein iki teori üzerinde durdukları belirtiyor: Stres hormonunun direk olarak kalbe gitmesi ile kalp kaslarında reaksiyona yol açması ya da yükselen adrenalinin kalsiyum akışını etkilemesi ile kalp hücrelerini baskılaması sonucu, kalbin geçici bir süre için çok etkin bir pompalama yapamaması.

Kırık kalp sendromu, kalp hücrelerini öldürmüyor sadece geçici bir süre için işlevini kaybetmesine neden oluyor. Kalp Krizi daha çok erkekleri vururken, Kırıp Kalp Sendromu kadınlarda daha çok görülüyor.
Dr. Wittstein sendromun ölüm oranının %2 olmakla birlikte, zamanında hastaneye ulaştırılan ve ihtiyaç duydukları tıbbi desteği alan hastaların çok hızlı bir şekilde iyileştiklerini belirtiyor.

Büyük kalp krizi geçiren hastaların, kalp krizinden önceki hallerine dönmeleri mümkün değilken, Kırık Kalp Sendromu geçiren kişi, genellikle birkaç hafta içinde iyileşiyor. Sendromun, tekrarlama oranı da oldukça düşük. (%5-10 arasında değişiyor.)

MUSTAFA KEBAT