Naim Güney yazdı :
Ordu Fidangörde atıl vaziyetteki şu binaları görünce yüreğim sızlıyor... Birisi şehrin bir zamanlar eğlence merkezi Millet sineması, diğer Cumhuriyet öncesi Ordu’luların deyimiyle Taş apartmanı(Altında Kuğu Pastanesi var) ... 1948’lerden itibaren Haki Yener ve ortağı Bircan Orhon tarafından hizmete açılan Millet Sineması yaklaşık 30 yıl boyunca Ordu’da kültürel ve sanatsal faaliyetlerin merkezi olmuştu...Diğeri ise ahşap ve bağdadi bir iki katlı evlerin olduğu 19. yüzyıllarda Ordu’da kesme taş işçiliği ve üç katlı apartman mimarisiyle öne çıkmış günümüze kadar ayakta kalmıştır. Bu binanın kuzey cephesindeki bahçesi bir zamanlar yazlık sinemaydı... İşte böylesi binaların restore edimesi ve kent mirası olarak gelecek kuşaklara aktarılması için ilgili belediyesi devreye girip kamulaştırma yapmalarını beklerdim... Gerçekten bu İki tarihi binayı Büyük şehir belediyesi satın alıp kamulaştırılacaklar diye duymuştuk geçtiğimiz yılda...Ama herhalde bina sahibi olan son kuşak varislerin çokluğu veya çok yüksek fiyat çekmelerinden dolayı satın alma işi yattı... Yazık olduğunu düşünüyorum...Bizim kuşakların yaşadığı gençlik anılarımızın olduğu bu binalar gözümüzün önünde çürüdükçe üzülüyorum... Hergün çürüyen ve zamana karşı direnen bu tarihi eserlere sahip çıkacak ve kültürel yönden bu bahtı kara kaderimizi değiştirecek bir baba yiğit yok mu?...
Ordu Fidangörde atıl vaziyetteki şu binaları görünce yüreğim sızlıyor... Birisi şehrin bir zamanlar eğlence merkezi Millet sineması, diğer Cumhuriyet öncesi Ordu’luların deyimiyle Taş apartmanı(Altında Kuğu Pastanesi var) ... 1948’lerden itibaren Haki Yener ve ortağı Bircan Orhon tarafından hizmete açılan Millet Sineması yaklaşık 30 yıl boyunca Ordu’da kültürel ve sanatsal faaliyetlerin merkezi olmuştu...Diğeri ise ahşap ve bağdadi bir iki katlı evlerin olduğu 19. yüzyıllarda Ordu’da kesme taş işçiliği ve üç katlı apartman mimarisiyle öne çıkmış günümüze kadar ayakta kalmıştır. Bu binanın kuzey cephesindeki bahçesi bir zamanlar yazlık sinemaydı... İşte böylesi binaların restore edimesi ve kent mirası olarak gelecek kuşaklara aktarılması için ilgili belediyesi devreye girip kamulaştırma yapmalarını beklerdim... Gerçekten bu İki tarihi binayı Büyük şehir belediyesi satın alıp kamulaştırılacaklar diye duymuştuk geçtiğimiz yılda...Ama herhalde bina sahibi olan son kuşak varislerin çokluğu veya çok yüksek fiyat çekmelerinden dolayı satın alma işi yattı... Yazık olduğunu düşünüyorum...Bizim kuşakların yaşadığı gençlik anılarımızın olduğu bu binalar gözümüzün önünde çürüdükçe üzülüyorum... Hergün çürüyen ve zamana karşı direnen bu tarihi eserlere sahip çıkacak ve kültürel yönden bu bahtı kara kaderimizi değiştirecek bir baba yiğit yok mu?...
YORUMLAR