-Ömer Asan-
Adı büyük kendisi küçük Trabzon ilinin nüfusu merkezde yaşayan 292 bin kişiyle toplam 822 bin nefer. Aslında vilayet olarak yüz yıl önce oldukça büyüktü Trabzon. Cumhuriyet yönetiminin ilk işi Trabzon'un Rize, Giresun, Gümüşhane ve Ordu kazalarını il yaparak bölmek olmuş. Belki de cumhuriyetin yaptığı en akıllı işti bu. Ya bu iller de Trabzon yönetiminde kalsaydı. Yanmıştı keten cumhuriyetimiz..
Bu yıl şampiyon olur muyuz, olmaz mıyız bilemem fekat şu küçücük şehrin kulübünün futbol takımına verdiği mücadele ruhuna bir bakın.
Sahaya çıkabilen Trabzonlu sadece bir futbolcu var, bir de teknik direktör. Yakın zamana kadar tüm futbolcuların altyapıdan gelen Trabzonlulardan olması gerektiğini düşünenlerdendim. Ancak buna gerek kalmıyor, çünkü nereden gelirse gelsin adamlar havaalanına gelir gelmez Trabzonlu oluyorlar. İlk yıl kendisine sunulan kimliğe uyum sağlayamayanlar veya başka şehirlerin cazibesine kapılanlar doğal olarak eleniyorlar.
Bu çocuklar adını bile duymadığım Afrika'nın bir ülkesinden, oranın da köylerinden çıkıp futbol oynamak için Trabzon'a geliyorlar. Ve birden bire kemençe, horon, şarkılarla ellerine bordo-mavi bir kimlik veriliyor. Ve Afrika'nın bu mazlum ve yoksul çocukları kendi ülkelerinde verdikleri "bağımsızlık" mücadelesini Che Guavera misali İstanbul’un mafyatik, şikeci ve tüketici kulüplerine karşı vermeye başlıyorlar. Böyle bir şeyi kırk yıl düşünseler akıllarına bile getiremezlerdi. İşte Trabzon böyle bir yer. Ya küresel mücadeleye katılacaksın, karşılığında hakkını alacaksın ya da köyüne, başka kulüplere gideceksin.
Sadece Afrikalılar değil, Yunan, Arnavut, Sırp, Boşnak, Gürcü, Ukrayna kökenli futbolcular da Trabzon'a en kolay uyum sağlayan oyuncular.
Kulüpte antropolog var mı bilmiyorum; umarım seçilen oyuncuların bu küçücük şehirde yaşamayı tercih edebilecek kimliklerde olmalarının analizini yapabilecek uzman kişiler bulunuyordur. Çünkü bu oyuncuların maliyetleri yüksek ve bonservis bedeli en az olan bile 5-6 milyon Euro'dur.
Trabzon'a yakanı kaptırmayacak, Trabzonluların kalbini fethetmeyeceksin. Ettin mi bir daha o şehirden kopamaz, o müthiş horon dışına çıkamazsın. Dolayısıyla profesyonellik de bir yere kadar. Aslolan şehrin bin yıllardır ayakta durmasını sağlayan o kadim mücadele geleneğini hissetmek ve sahiplenmektir. Öyle olduğunda bu şehir kim gelirse gelsin o gencecik "yabancı" çocuklara cömertçe ruhunu sunuyor.
ÖMER ASAN YAZDI : TRABZONLU "CHE GUAVERA"LAR
TRABZONLU "CHE GUAVERA"LAR
08 Aralık 2025 - 20:33
Bu haber 22 defa okunmuştur.


YORUMLAR