"Önyargıları yıkmak ,atomu parçalamaktan daha zordur." DemiştiAlbert Einstein... Bebekler dünyaya gelirken,beklentilerle doğarlar.Beklentiler her biri ne olursa ve nasıl olursa olsun... kimi sevgiyle,kimi korkuyla,kimi ise pişmanlıkla beklenir dokuz ay boyunca... Vedünyaya geldiklerinde de,beklentilere cevap vermeleri için yeni bir bekleme süreci başlar.İnsanlar hep yargılar taşır.bilsin bilmesin olaylar hakkında hep bir yorum taşır içinde... çünkü,insanlar böyle doğarlar,beklentilerle doğarlar,eğer beklentilerini karşılayamazlarsa yargılarla büyürler... Beklentileri karşılanırsa da bu sefer başka beklentiler doğar bilincinde.
Yargılar da bu döngünün içine dahil eder kendini... herkes birbirine benzemek zorundadır, " insanlar çift yaratılır ! "işte önyargılar bu beklentilerden doğar belkide... Hayata gelmeyen çocuğun,hayata ne getireceğini bilemezsin sadece tahminlerde bulunur ve tahminlerin gerçekleşmesini beklersin... Anneye benzemesini istersin,dokuz ay boyunca bunu beklersin,eğer beklentilerin karşılanamazsa da
" Neden ?" diye sormaya başlarsın,çocuk büyür, genç olur ve çalışmalar başlar,fikirlerin savaşı başlar,bu sefer de "Ben nerede hata yaptım?" demeye başlarsın...
Arkadaşlar edinir çocuk,tarzlar edinir,şarkılar,sanatçılar edinir.Çocuğun geleceğine karşı endişeler de başlar bu sefer... Arkadaşlara,tarzlara bakıp önyargılar üretirsin kimi gerçekleşir.kimi gerçekleşmez... Ama sen hep önyargılar taşırsın... Bir kitapta da vardı... Yazar olduğu gibi hayatın içinden alıp,sayfalara aktarmıştı şaşkınlığını : " (...) Derken genç çocuk kayboldu.Az sonra adamakıllı yaşlı bir kadının koluna girmiş,ağır ağır onun yürümesine yardımcı oluyordu.Şu anda bile kol kola girmiş eli bastonlu,başı örtülü kadınla,kot pantolonlu,deri ceketli genç capcanlı gözlerimin önünde..." Diyordu yazar,bu şaşkınlığı taşıyordu içinde...Bu da bir önyargı değilmidir.aslında...Deri ceket giymek." görültülü müzik " dinlemek insan olmaya engel midir? Asla ,ama sanki öyle olmak zorundaymış gibi beklenmedimi yıllarca? Beklendi çünkü,deri ceket giyen,siyah rengi seven," gürültülü müzik" dinleyen gençler insanlıktan bihaberdir önyargısı taşıdık...Günlerin birinde bu önyargı doğrulandıysa,bugünde bu olmalıdır dedik hep ! Fikirler hiç değizmez dedik çünkü biz asla yanlış olamayız. Güneşbir kere doğduysa yine doğmalıdır...Yağmur son baharın habercisiyse Nisan sonbahardır... İşte çoğumuz hayatı hep bu yüzden kaybettik,kaybedeceğiz belkide...
Atomu parçalayıp,hayvanları kolonlayacağız ama asla " yalancı çoban'a " bir daha inanmayacağız...
Çünkü o bir kere yalan söyledi,artık asla iflah olamaz... Önyargıları taşımazsak işte o zaman tam anlamıyla insan olacağız,yararlı olacağız bence...
Einstein okuma yazma güçlüğü çekip de atomu parçalamamış mıydı?
Bizim Einstein' den neyimiz eksik ?
Bu gün toplumsal sorunumuz olan önyargılar konusunu işledik.

sağlıcakla, hoş ve dost kalın... Hayrettin YAVUZ ( GORGADZE )Gazeteci - Yazar http://www.macahelgazetesi.com/makale/hayrettin-yavuz/onyargilari-yikmak/9.html