ŞİKE SÜRECİNDE YAŞADIĞIM BAZI (KOMİK, ACI, İLGİNÇ ) OLAYLAR

Atilla Dilaver Bey sosyal medya hesabından Şike sürecinde yaşadığı komik ve hatta trajikomik olayları yazdı :

ŞİKE SÜRECİNDE YAŞADIĞIM BAZI (KOMİK, ACI, İLGİNÇ ) OLAYLAR

Atilla Dilaver Bey sosyal medya hesabından Şike sürecinde yaşadığı komik ve hatta trajikomik olayları yazdı :

ŞİKE SÜRECİNDE YAŞADIĞIM BAZI (KOMİK, ACI, İLGİNÇ ) OLAYLAR
13 Nisan 2020 - 22:50



Burada yazacağım ve yazamayacağım bu olaylar sayesinde küçük yaşta bir dağ köyünden ayrıldığım memleketimi (Trabzon) tanımama neden oldu.

AKP'Lİ TRABZONSPORLU' NUN İBRETLİK MÜCADELESİ(!)

2012 Mayısı.
TFF henüz şike için karar vermemiş, yalnız Başbakan Erdoğan; "kişilerle kurumları ayırın" demiş.
O zamanki şike sanıklarının avukatları hemen her akşam TV'lere çıkıyor, tarafsız bilirkişi gibi şikecileri savunuyor.

Trabzonspor ile temastayım; Hakan Kulaçoğlu, Hakan Orhan, Erdem Egemen ile Trabzonspor'u davaya müdahil olması için ikna etmeye çalışıyoruz.
DİKKAT, 3 TEMMUZDAN 10 AY GEÇMİŞ, DURUŞMALAR BAŞLAMIŞ. TRABZONSPOR DAVAYA MÜDAHİL DEĞİL.

Kısa geçeyim;
bir hafta sonu TFF, Antalya'da bir toplantı yaptı ve Y. Demirören p.tesi yapılan toplantı ile ilgili bir basın bildirisi okudu.
Metin çok güzel yazılmıştı; şaşırdım.

Sorup soruşturunca metni yüksek makamların metin yazarlarının yazdığını öğrendim ve daha önce teklif edilen ve reddettiğim "TV'lere çık" önerisini kabul etmeye karar verdim.
İşin rengi değişiyor, siyaset işe el atıyordu.

O zamanlar ATV Haber'in editörü olan Sedat Tunalı ile temas kurduk.
(Tanışmıyorduk)
Şartım; canlı yayın ve karşımda aklı başında edep sahibi avukatların olmasıydı.
Futbol yorumcusu ve adaptan uzak avukatlarla tartışmam demiştim.

02 Mayıs 2012 günü A Haber'de Ersan Şen ile "Memleket Meselesi" programına çıktım.
O güne kadar Ersan Şen TV'lere "Ceza Hukuku Prof." ünvanıyla çıkıyor, Şike Davasında İlhan Ekşioğlu'nun avukatı olduğunu söylemiyordu.
Millet, "tarafsız bilirkişi" diye izliyordu:)

Program başlamadan önce Sedat Tunalı, Eda Lermi ve moderatör Erdoğan Bey ile küçük bir toplantı yaptık.
O toplantıda Ersan Şen'in durumunu söyledim ve İlhan'ın avukatı olduğunu söylemezse yayın esnasında konuyu kötü gündeme getireceğimi söyledim.

Erdoğan Bey, "yayına başlarken ben söylerim, tatsızlık olmasın" minvalinde konuştu.
O yayına kadar, TV'ler şike var diyen kimse olmadığı gibi dosyayı bilen avukatlarda "tarafsız bilirkişi" gibi konuşup şike yok diyordu.

Neyse o programı yaptık.
Bu uzun girişten sonra sıra geldi AKP'li cengaverimize:)
Sonrasında bir çok TV'den teklif geldi.
"Medya maymunu değilim, plak satmıyorum" diye reddediyorum.

Hakan Orhan ile konuşuyoruz (telefon ile) dedi ki; bu TV programları iyi oluyor. millet okumuyor. TV programı yapalım, izleyenler gerçekleri öğrensin.
Gayet güzel bir düşünceydi ve yapalım dedik.

Mayıs Ayı ortalarında Hakan Orhan ile beraber başka bir canlı yayına çıktık.
Şikeyi, dosyayı, delilleri, hukukunu anlatıyoruz.
Ben bilmiyorum; meğer muhalif bir kanala çıkmışız:)

Moderator habire Başbakan aleyhine konuşmaya zorluyor, "kişilerle kurumları ayırın dedi, ne diyorsun?" diye soruyor.
Siyaseti bırakalı yıllar olmuş, başbakan dışında 3 tane bakan ismi bilmiyorum, gündemi takip etmemişim.
Başbakan aleyhine konuşacağım bir durum yok.

Başbakanın (Tayyip Erdoğan) tutumu hakkındaki soruya verdiğim cevap kelimesi kelimesine şuydu:
(İnanmayan kayıtlara bakabilir, bu program esnasında henüz TFF şike için karar vermemişti)

"Sn. Başbakan, şike konusunda yanlış bilgilendirildi.
Kendileri bir şiir okuduğu için hapse atılmış dolayısıyla mazlum halinden en iyi anlayacak kişidir.
Doğruları öğrenince bu hatalı tutumunu değiştireceğine inanıyorum."

Moderatörün ısrarına rağmen aleyhe söz söylemedim.

Reklam arası verildi.
Çay sigara faslına geçtik; Hakan Orhan bana telefonuna gelen bir mesajı gösterdi:
"TAYYİP ALEYHİNE KONUŞMAZSANIZ HAKKIM OLSUN"
Yazan benim yaşımda, aklı başında bildiğim mühendis birisi.

"Hakkım olsun" sözü, Trabzonca'da "size hakkımı helal etmem" anlamındadır.
Biz yine Başbakan aleyhinde konuşmadık.

Gel zaman git zaman TFF kararını verdi ve "şikeyi sahaya yansıtmadığı" gibi "kişilerle kurumları da ayırdı."
Tam Başbakanın önerisine uygun şekilde.:)

TFF'nın akıla, mantığa, talimatlara, içtihatlara, emsallere kısaca hukuka aykırı bu kararı almaktaki gücü Başbakandan aldığı görmek için akıla, zekaya, bilgiye ihtiyaç yoktu.
Ayan beyan her şey ortadaydı.

Olaylar bu şekilde cereyan edince başladım AKP'ye muhalefet etmeye.
Kıyasıya eleştirmeye.
Siyaseti 2002 yılında bırakmıştım ve hiçbir partiyle ilişkim yoktu.
Bugün de yok.

Peki; "Tayyip Erdoğan aleyhine konuşmazsak bize hakkını helal etmeyeceğini" canlı yayındayken mesaj atan mühendis bey, ben muhalefet etmeye başlayınca ne dedi biliyor musunuz?

"ATİLLA TAYYİP BEYE MUHALİF, BUNUN İÇİN ŞİKE DAVASINI KULLANIYOR"
dedi ve böyle de yaydı.
:))
İşte size AKP'li Trabzonspolu birisinin cengaverliği.

Bu haber 1044 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum