Uluslararası politikada önemli bir kural vardır. En kötü barış savaştan evladır.  Akıllı politika, barışı tercih etmekten geçer. Barış ise, çıkarların  asgari müştereğinde anlaşma ile  mümkündür.  Çıkar özdeşliği yok ise, barış görüşmeleri sonuç vermiyor.

İngiliz Kraliçesi Victoria  ''İngilterenin sürekli düşmanı ve dostları yoktur,  sürekli çıkarı vardır'' diyordu.  Bu kural,  uluslararası siyasetin temel özelliğini oluşturuyor. Dün düşmanca siyaset yapanların, bu gün dostça siyaset yapmasına, şaşırmamak gerekiyor. 

Türkiye 2012 yılından beri, Suriye'deki rejime karşı olanlar ile birlikte hareket ediyordu. Bir haftadan beri, bu siyaset zıt  yönde gelişmeye başladı. Arabuluculuğu Rusya yapıyor. Suriye ve Türkiye Dış işleri Bakanları seviyesindeki  görüşmeler, Moskovada yapılıyor.

Soru şudur. Görüşmelerin arkasındaki çıkar özdeşliği nedir?

Orta Doğuda yaşayan Milletler ''ABD'nin KARGAŞA SİYASETİNDEN''   gına gelmiş durumda. Amerika gittiği yerde, düzen kurmuyor. Aksine sorun yaratıyor. Mevcut sorunları derinleştiriyor. Uluslararası toplum ise, barış içerisinde bir arada yaşamak istiyor. Bu nendenle, Amerika ile birlikte hareket eden ülkeler, Amerika'dan uzaklaşmanın yollarını arıyor. 

Ayrıca Amerika, kendi çıkarı için, müttefikine ihanet etmekten çekinmiyor. Nitekim, Amerika, müttefiki Türkiyeye karşı ''Suriyenin Doğusundaki  terörist yapılanmaları'' destekliyor. Teröristlere silah veriyor. Eğitiyor.  Bütçesinden ödenek ayırıp, teröristleri finanse ediyor. Türkiye açısından kabul edilebilir bir politika değil. Bu nedenle Türkiye, Amerikayı Suriyeden kovacak her türlü politikaya olumlu yaklaşıyor.

Türkiye'nin, Moskova görüşmeleri, Amerikada tedirginlik yarattı. Diplomatik dil ile Amerika, Türkiye'nin, Rejim ile yakınlaşmasına karşı çıkıyor. Bu karşı çıkış Müttefiklik ruhundan gelmiyor. Rejimin, negatif siyasetini gerekçe gösteriyor.

Esad Rejimi ''Nüsayri-Arap Aleviliğine'' dayanıyor.  Egemen Nusayriler, Sünnileri  baskı altında tutuyordu. Baba Esad döneminde ''Hama'da 30 bin Sünni Müslüman''  bir gecede kurşuna dizilmişti.  Oğul Esad, babasından aşağı kalmadı. 10 milyon sünni Müslümanın ülkeyi terk etmesine neden olucu siyaset uyguladı. 4 milyon Sünni Müslüman  Suriyeli Türkiyede sığınmacı olarak yaşıyor.  Sünni-Nüsayri (Arap Alevisi)  düşmanlığının kökleri, çok derin. Kolayca sonlanacağa benzemiyor. 

Orta Doğunun kaderidir. 1400 yıllık Sünni-Şii ayrımcılığı devam ediyor. Bu ayrımcılıktan, Rusya ve Amerika çıkar sağlıyor. Çıkar zıtlaşmasında taraflar;  Suriye-İran-Rusya üçlüsü bir tarafta, karşı tarafta Amerika  bulunuyor.

Türkiye, baştan beri Amerikayı destekliyordu. Ancak, Amerikanın Suriyedeki PKK/PYD  teröristlerini desteklemesi, Türkiyenin politika değiştirmesine  neden oldu. Amerika ektiğini biçiyor. Orta Doğuda yalnızlaşıyor.

Şinasi Kara