Tüketmezsen, harcamazsan makbûl değilsindir.

 

Onların tek ölçüsü harcama üzerine kuruludur.

 

Harcadıkça kıymetlisindir..

 

Sürekli daha fazla tüketmen üzerine kurulu bir düzen içinde bulursun kendini.

 

Gereksiz eşyalar, saatler, markalar, giysiler, ayakkabılar, taşıtlar, evler..

 

Hep "daha fazla, daha büyüğünü tüketmelisin" der. Çünkü "itibar burada saklıdır" ı öğretir sana. 

 

İtibarı kaybetmemek gereklidir. Onu kaybetmemek adına gereksiz borçlandırır. Herhangi bir şey için borçlandırır. 

 

Çok tüketir, çok yedirir, yedikçe kilo alırsın, sağlığını kaybedersin.

 

Düzelmek için sana spor yaptırır onun için de ödeme yaparsın. 

 

Sağlığını kaybettirir, hastalıklar ile boğuşursun, zaman kaybettirir, sağlığını kaybettirir, onun içinde ödeme yaptırır.

 

Doğada olan kişi bunlardan uzak kalır. Doğaya zararı azdır. Karbon ayak izi azdır. 

 

Hareketli olduğu için kilo almaz, alsada ayrıca bir spor yapmasına gerek kalmadan kilolarını verir. Bu sayede bir çok hastalıktan uzak kalır.

 

Çalıştıkça hormonlar çalışır, endorfin çalışır, serotonin çalışır, depresyon olmaz yada az olur. 

 

Endüstriyel hayat, endüstriyel tüketim ister.

 

Köyünü, bahçeni terketmeni, en az asgari ücretle bir köle olmanı ister.

 

Bunun için büyük şehire, şehir merkezlerine taşınmanı ve orada kazanıp harcamanı ister.

 

Sonra emeklilik gelir artık köye dönecek imkanın, enerjin kalmamıştır. Bakılacak torunlar, çocuklar şehirdedir, bırakıp gidemezsin.

 

Gitsende yapacak gücün kalmamıştır. 

 

Geç olmadan bağınıza, bahçenize sahip çıkın. 

 

Geç olmadan...

 

MURAT YILMAZ