1-2011 de imzalan bir sözleşme dokuz yıl aradan sonra birden bire nasıl oldu da ana gündemimiz oldu? 

2-Irak’ta coni, milyon canı alırken çıtı çıkmayan STK larla , basın kuruluşlarıyla , bir kısım  hoca efendilerle , sekülerleşme itirazlarımızda iktidara konjektür gömleği giydiren bir kısım zevatla , Suriye’de binlerce aileyi dağıtan savaşta cepheye mermi taşıyan mezhepçi alimlerle birden bire aynı çizgiye nasıl geldik.?

3-İktidara muhalefet edecek onlarca konu varken, muhalefete de muhalefet edecek ana konuyu nasıl bulduk?

4-İktidar bizim hangi konularda muhalefetimizden rahatsız. Geçmişte  "zina" , "domuz eti" gündemini aşamayan siyasetimizden rahatsız olmuş muydu? O   gündemlerin ne kadarını oya tahvil edebilmiştik . 

5-Manşetleri,artan boşanma sayılarıyla doldurduk da bu sayıların hangi sebeplerle  oluştuğu konusunda bilimsel bir çalışma okuduk mu?

6-Toplum mühendisliği ile hareketimizin Milliyetçileşmesinin , muhafazakarlaştırmasının, cemaat görüntüsü verilmesinin ve topluma marjinal gösterilmesinin bir siyasi parti olan Saadet Partisine siyasi getirisi hakkında fikir yürüttük mü?

7-Tezkereler , Bankacılık Kanunu , Petrol Kanunu , Maden Kanunu, Tohumculuk yasası  gibi kanunlarla ve sayısız Kanun Hükmünde Kararlarla açıkça zulüm ve haksızlık temeli atılmışken 2011 tarihli sözleşmenin gizli amaçları olduğuna dair yargımızı kim oluşturdu?
Açık aykırılık yerine gizli amacı önümüze kim getirdi?

8-Siyasette son bir kaç yıldır katettiğimiz yolun birkaç adımda geri dönderilmeye çalışıldığını anlamak için siyaset bilimci olmaya gerek var mı?

9-Siyaset üretmeyen siyasi hareketler tükenir sözüm ve yerinde sayanlar yürüyenlerden çok ses çıkarır sözü ne anlama geliyor.

10-Saadet Partisi % 2 bandında kaldığında mutlu olanlarla aynı karede, aynı gazete sayfasında aynı cephede buluşmak bir tek beni mi rahatsız ediyor .

Umulur ki hepsi boş sorulardır.