1-7 EKİM CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASIDIR.
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

1-7 EKİM CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASIDIR.

01 Ekim 2025 - 15:10

1-7 EKİM CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASIDIR

Hazreti Adem cennetten kovulup yeryüzüne geldikten sonra şuanki Kabe-i Muazzama’nın bulunduğu yere ilk yaptın temelini oluşturdu.

Çünkü bu yapıt kabe olacaktı ve bir ibadet mekanı olacaktı. 

Burası çok dikkat çekicidir bu bina yeryüzündeki ilk yapı oldu.   

Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk (Mabet) ibadet evi, elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir. (Al-i İmran 96) 

Yılların geçmesi sonunda Hazreti İbrahim ve oğlu Hazreti İsmail ile birlikte bu yapının yeniden tadilat ve tamiratı ihtiyacı vardı ve bunuda Hz İbrahim ve oğlu İsmail gerçekleştirilmiştir. 

     Yüce ve mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim bu olaydan bize şöyle haber vermektedir: 

Hani İbrahim, İsmail ile birlikte evin (Kâbe’nin) temellerini yükseltiyor, “Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! Şüphesiz sen hakkıyla işitensin, hakkıyla bilensin” diyorlardı. (Bakara 127)

Aslında yeryüzünün her tarafı Hz.Muhammed’in ümmeti için ibadet amacıyla mescit kılınmıştır. 

Efendimiz aleyhisselam bir hadis-i şerifte: ‘’Bana verilip de, geçmiş ümmetlere verilmeyen özelliklerden bir tanesi de yeryüzünün benim için mescit kılınmasıdır.’’buyurmuştur. 

   Yani temiz olduktan sonra nerede olursa olsun yeryüzünün her yerinde secde edilir, ibadet yapılır. 

**-Mescidin kelime anlamı, secde edilen yer demektir. 

    Müminin en şerefli organı olan alnını koyduğu yer onun için mescittir. 

Müslümanların topluca bir araya gelerek ibadet yaptığı yerlere mescit denilmiştir. 

    Cami kelimesi  daha sonra kullanılmış olup toplayan bir araya getiren yer anlamında kullanılmaktadır.

Şanlı Peygamberimiz, Mekke’de İslamiyet’i tebliğe ve insanlara duyurmaya çalıştıktan hemen sonra, müşrikler kendisine ve O’na iman edenlere tehdit ve boykotlarla mani olmaya çalıştılar.            **Allah’ın elçisi, kendisine iman edenlerden bir grubun Habeşistan’a hicret etmelerini

Daha sonra Medine’ye hicret etmelerini emretti. Kendisi de hicret için Allah’ın emrini bekliyordu. 

Allah’ın emri kendisine gelince hicretten sonra adı Medine olan Yesrib’e hicret etti. 

>Medineliler bu durumdan haberdar ve bunuda biliyorlardı ve büyük bir özlemle Resulullah’ı ve Mekkeliler bekliyorlardı.

Nihayetinde Medine’ye yolculuk ya İ hicret başladı Medine’ye teşriflerinden hemen sonra ilk yaptığı iş, Müslüman yurduna yapılacak bir mescidin hazırlığına başlamak oldu. 

Neccaroğlularından Sehl ve Süheyl adındaki iki yetim gence ait olan bir yer tespit edildi ve bedelini ödeyerek satın alındı. 

İlk defa çamurdan ve kerpiçlerden, hurma kütüklerinden meydana gelen bir yapıyı inşa ettiler. Kıblesi ise Mescid-i Aksa’ya doğru belirlendi. 

Yani ilk kıblemiz müminlerin ilk kıblesi Mescid-i Aksaya doğru yöneldi.Daha sonra ayet geldi ve müminlerin kıblesi bundan böyle Kabe olmuş oldu. “Bundan böyle), yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. ( Bakara 144)

^^Medine-i Münevvere’de Efendimiz tarafından yapılan bu mescide: Mescid-i Nebevi, Kudüs’te bulunan mescide: Mescid-i Aksadır

Peygamberlerin babası Hazreti İbrahim tarafından inşa inşa edilen Kabe-i Muazzama’nın etrafındaki mescide de: Mescid-i Haram denilmiştir. 

Peygamber Efendimiz döneminde Mescid-i Nebevi, ilim tahsil etme, ibadet etme, tefekkür etme, Allahü Teala’yı zikretme ve zikir ve ilim halakalarının mekanı haline gelmiştir. 

Efendimizin (sav)mescidinin bir bölümün de ise yetmişe yakın, yatılı talebelerin kalıyordu

Bu yere ‘’Suffa’’, orda kalanlara da ‘’Ashab-ı Suffa’’ denilmiştir. 

CAMİİ VE MESCİDLER İslamiyet’in birer sembolüdür. 

Mescitlerin bulunduğu yerler islamın ve Müslümanların varlık ve hakimiyetinin işareti ve aynı zamanda tapusudur.

Peygamber Efendimiz ‘’Bir yere gittiğinizde orda bir mescit ve ezan sesi işitirseniz, oraya saldırmayınız.’’emretmiştir.

Mescitlerin icra ettiği fonksiyonları bakımından rahatsız olan münafıklar, zararlı faaliyetler için bir merkez oluşturmak niyetiyle, mescit adı altında bir yapı yaptılar. Bu yapıyla alakalı Allahü Teala, Peygamberimizi haberdar ederek, oraya yaklaşmamasını, orda ibadet etmemesini emretti. 

İslam tarihinde Kuran-ı Kerim ifadesiyle bu yapıya zararlı mescit, Mescid-i Dirar denilmiştir.

‘’Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre yardım etmek, mü’minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. 

Bunlar, “Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok” diye de mutlaka yemin ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar. Onun içinde asla namaz kılma. 

İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.’’ (Tevbe 107-108)

Yüce Rabbimiz mescitleri yapmanın imanın bir göstergesi olduğunu bildirmişlerdir.

Ama bir yere bir mescit yetiyorsa ikincisi yapılmamalıdır.

‘’Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.’’ (Tevbe 18)

İslam dini ilk baştan günümüze denk bütün bölgelere, kıtalara yayılmaya başladı ve oraya giden Müslümanlar fethettikleri yerlerde camiler inşa ettiler. 

İslamiyet ile şereflenen ecdadımız dün olduğu gibi bugünde her gittikleri yerde mimari yönden birer sanat eseri, göz kamaştırıcı, şiire, edebiyata tema olacak mescitler, etrafında külliyeler, imarethaneler inşa etmişlerdir. Büyük Selçuklu devleti kurucusu Tuğrul Bey ''Kendime bir saray yapıp da yanında bir cami inşa etmezsem Allah'tan utanırım'' demiştir. 

Gerçekte şu çok önem arzeder Kurtuluş Savaşı ve bağımsızlık savaşında camilerin fonksiyonları 

Çok büyüktür ve çok büyük bir önem arz etmektedir.

Öncelikle peygamber vekili ve din gönüllüsü ve bu kutlu mekanda görev yapan din görevlilerimizin fedakarlıkları asla inkar edilemez. Bu münasebetle onları can’ü gönülden tebrik ediyor, 2025 yılı camiler ve din görevlileri haftasını kutluyorum.

Not:Cami ve mescitlerin önemi ile ilgili yazımız devam edecektir.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

Bu yazı 216 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum