CAMİ VE MESCİD YAPILMASININ YERİ VE ÖNEMİ
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

CAMİ VE MESCİD YAPILMASININ YERİ VE ÖNEMİ

08 Ekim 2025 - 09:34

CAMİİ VE MESCİD YAPILMASININ YERİ VE ÖNEMİ!

Müslümanlara vakit namazları ile cuma namazlarını kıldırmaları için mutlaka bir cami veya mescide ihtiyaç duymaktadırlar

Allah Resûlü de Müslümanların mâbedi olan mescitlerin, “Allah katında en makbul mekânlar” olduğunu haber vermiş ve bulunduğu yerlerde mescit yapılmasına özen göstermiştir. 

Sahabeyi de bu konuda teşvik

etmiştir.”Her kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah ona cennette bu mescidin benzeri (bir köşk) bina eder." (Müslim, Zühd, 44) buyurmuştur.

Bu nedenle Mescid-i Nebevî'den sonra Medine'nin içinde ve çevresinde pek çok mescit bina edilmiş

namazlarında bütün müminlerin Allah Resûlü'yle buluştuğu yegâne mescit Mescid-i Nebevî olmuştur.

Tevbe sûresinin daha ilk başında Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

“Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. 

İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tevbe 4)

İslâm mabetlerini ancak inanmış gönüllerin imar edebileceğini bildiren bu âyet, aynı zamanda

mescitleri mânevî anlamda imar etmek şeklinde de anlaşılmıştır. Nitekim Hz. Peygamber,

“Bir kimsenin mescitlere gidip gelmeyi alışkanlık edindiğini görürseniz onun imanına şahit

olunuz.” sözünü bu âyetle açıklamış, mescitlere devam etmenin gereği üzerinde önemle durmuştur.

Resûl-i Ekrem mescit yolunda atılan adımların sevap kazanma vesilesi olduğunu söylemiş, namaz için

mescide giden bir müminin her gidiş gelişi için Cenâb-ı Hakk'ın ona cennette bir konak hazırlayacağını vaad etmiştir

(Müslim, Zühd, 44.5 Tirmizî) 

Allah Teâlâ'nın, kalbi mescitlere bağlı olan kimseleri kıyamet günü arşın gölgesinde gölgelendireceğini müjdelemiştir.

Peygamber Efendimiz

mescide gelmek isteyen kadınlara mâni olunmamasını istemiş

rahatsız olmamaları için mescidin bir kapısını onlara tahsis etmeyi uygun görmüştür. Hz. Ömer de, daha sonra erkeklerin bu kapıdan girmesini yasaklamıştır. Ayrıca namaz kılamayacak durumda olsalar dahi büyük küçük bütün kadınların cuma,cenaze ve  bayram namazlarında namaz kılınan alanın yanına gelerek bayram coşkusunu ve bereketini paylaşmalarını tavsiye

etmiştir.

İslâm dininde sadece Allah için secde edilen, yalnızca O'na dua ve ibadet edilen, özel mekânlar olan

mescitler, bizzat Resûlullah tarafından 'Allah'ın evleri' olarak anılmış ve böylece her mescit 'Allah'ın evi'kabul edilerek Müslüman hayatının merkezine yerleşmiştir.

Ancak Allah Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'de ilk mabet olan Kâbe için 'evim' ifadesini kullanması

sebebiyle, Beytullah (Allah'ın evi) ismi Müslümanların kıblesi olan Kâbe'yle özdeşleşmiştir. Müslümanların kutsal mekânlar olan mescitlere girerken bu bilinçle hareket etmeleri ve mescit içerisinde bulundukları

müddetçe mescit âdâbına uygun davranmaları istenmiştir.

Hz. Peygamber, mescitlerin hizmetini gören, ihtiyaçlarını karşılayan kimseleri takdir etmiş, ashâbını bu yönde teşvik etmiştir. Nitekim ilk dönemlerde çok korunaklı olmayan Mescid-i Nebevî'nin gece yağan

yağmurla ıslanan zeminini kapatmak üzere, eteğine topladığı çakılları yerlere döşeyen zâta,

“Bu (yaptığın) ne kadar güzel!”diyerek memnuniyetini ifade etmiştir.

Mescidin temizliğiyle ilgilenen siyahî bir kadının öldüğünü kendisine duyurmayan ashâbına sitem etmiş kabrini ziyaret edip onun için cenaze namazı kılmak suretiyle mescide hizmet edenlere ne kadar önem verdiğini göstermiştir.

Camilerimiz tarih boyunca sadece ibadet mekanlarımız olmamıştır.

    Aynı zamanda bilgi mekanımız olmuştur.

Aynı zamanda birlik mekanımız,

     Aynı zamanda sevgi mekanımız olmuştur.

Biz ibadetlerimizi camilerde yaparız. Ama, Peygamberimiz (s.a.) “Yeryüzü bana mescid kılındı” ifadesiyle onun sadece bir mekanda değil, yeryüzünün her noktasında yapılabileceğini ifade etmiştir. Dolayısıyla camiler sadece ibadet mekanı değildir.

Müslim 6, Salât, 135)

camiler İslam’ın merkezidir, bu zamana kadar bütün kararlar buralarda alınmıştır sırası geldi karargah olarak kullanılmıştır sırası geldiğinde de Ashâb-ı Suffa olduğu gibi mektep medrese olarak değerlendirilmiştir.

Beldelerin Allah’a en samimi olan yerleri camilerdir.

Rabbim cümlemizi cami gönüllülerinden olmayı bizlere nasip eylesin.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

Bu yazı 64 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum