4 CAMİLERLE İLGİLİ OLAN BAZI PROPLEMLERİMİZ-4 Camide yaşadığım menfi olaydan bahsetmek istiyorum! Arkadaşlar arasında olan bir sohbet ve akabinde bir yazımdı. Buda genele hitap eden bir yazı değildi bu sadece arkadaşlar arasında kalan bir samimi bir dert paylaşımı idi. Daha sonra bununla ilgili bir gazete köşesinde sandalye ile haber çıktı ve bende bunun üzerine konuşmalarını buraya taşımaya karar verdim. Atalarımız; Söz ola kese savaşı, söz ola kestirebaşı demişlerdir. Üslubumdan dolayı özür dilerim zira dediğim gibi bu konuşma sadece dostlar arasında kalacak bir konuşmaydı. Arkadaşlarımın isimlerini yazmaktan imtina ettiğim için sadece buraya buraya baş harflerini aldım. Bu kıymetli dostlarımın anlayışına sığınıyorum. Öncelikle pişmanlık duyduğum bir konu oldu. Çok fevri davranarak ve sakat ve özürlü demeden onları anlamadan “Atın sandalyeleri!” dememeliydim. “Arkadaş! Madem özürlülerin, kadınların ve çocukların gelmemesi için her türlü tedbirin alındığı camiye yürüyerek gelebildin ne diye sandalye ile kılıyorsun haydi öyle kılıyorsun ne diye son cemaat yerinin ta dibine girdin, ben geç kalınca nerede kılacağım? İnsaf be adam! İçinde yuh! Be Atın şu sandalyeleri kardeşim diyordum Ben onlara Camiye gelirken tekerlekli sandalye ile gelmiyorsun be adam,neden iki kat merdiven çıkıp da camiye giren nasıl oluyorda sandalyede kırıyorsun be adam nasıl oluyor bu diyordum Tövbe tövbe... Ama maalesef bazı camilerimiz Özürlüler girmesin diye camilerimizin tamamına yakını yüksek merdivenlerden çıkılarak girilebiliyor. Kadınlar gelmesin diye kadınlar tuvaleti ve abdest alma yeri yapılmıyor, kadınlara ayrılan yerler küçücük ve mezbelelik şeklinde. Erkek egemen bir cami anlayışı var. Kadınların imkan ölçüsünde cuma ve cenaze namazı kılmalarında hiçbir sakınca yoktur. Hele köydeki camilerde cemaat zaten yok kadınlar neden cuma namazı veya cenaze namazı kılmasınlar. Birde Camiye çocuklar gelmesin diye sürekli onları azarlıyoruz. Adı üstünde be adam: ÇOCUK! Niye azarlıyorsun, sen kimsin ki çocukları azarlama hakkını elde ediyorsun. Kaldı ki onlara sen ters bile bakamazsın ki camiye kadar gelmiş çocuk daha ne istiyorsun. Sanırsın adam namaz kılarken uçuyor da çocuk kanatlarından çekip yere çekip yere düşürüyor. Ulan hayal kuruyorsun namaz boyunca zaten ne diye çocuk azarlarsın bir de? Yahu hocam siz de mi rahatsız olmuyorsunuz Allah aşkına?” Bu yorumum üzerine arkadaşlarımdan gelen cevaplar. Kimisi hak vermiş, kimi karşı görüş açıklamış, kimi başka konulardan bahsetmiş. İsimlerinin baş harflerini kullanarak yorumlarını aşağıya alıyorum: a-) M.T. :Bir de camiye çorapsız, kirli çorap ve ter kokusuyla gelen vatandaşlarımız, biraz daha duyarlı olsalar buğzetmekten, günaha girmekten alıkoysalar!!! b-) S.G.: Biraz da burada görevli Kardeşlerimin eksikliği olarak görüyorum Nedenine gelince:İmam kendi cemaatine caminin nasıl bir yer olduğunu anlatmalı. Her camide özellikle devamlı gelen ihtiyarlar arasında var bu düşüncesizlik. Güya caminin izzetini koruyoruz zannediyorlar. Benim şuan doktor olan oğlum daha küçükken hem de benim gözlerimin önünde maruz kaldı bu harekete. Çocuk caminin içinde sadece caminin kubbesindeki bir şekli gösterip "Baba bu ne diyebildi" Hemen üç dört kafa geri çevrildi, sus işareti, sustur şunu imaları falan filan. Sonrasında kaç kere çocuk camiye gitmeyeceğini ima etti bana yazık değil mi canı kimsenin tapulu yeri değil ki umumi bir yerdir. c-) F.T.: Çocuk için camide en ilgi çekici yerlerden birisi de müezzinler için ayrılan yerdir orada mikrofon sistemi vardır. Çocuk bu adı üstünde merak edecek ki öğrenecek. Sırf mikrofon sistemini merak ettiğim için o amcalardan! bir güzel fırça yemişti. Elimde değil ki. Tabi ister istemez, o olay camide olduğu için, camiye de bir soğukluk yaşadı. O tarz insanlar bu işin vebalini nasıl öderler bilemiyorum. Peki kimin yerinden kimi kovuyorsun ki? Camiye gelmiş gençlere lafmı edilir? Birde Camilere gelmiyorlar diye sitem ediliyor! Ama bunun özünde dengesizlik yok mu sanki? d-) S.K.: Cami, çocuklar ve kadınlar konusunda çok haklısın hücum. Fakat sandalye ile ilgili söylediklerine katılmıyorum. Merdiven çıkabilen rahat yürüyebilen insanların diz çöküp, oturmakla ilgili ciddi problemleri olabiliyor, hatta doktorlar diz çökmeyi bile bunlara yasaklıyor. Ben camilerde tabure bulabilen böyle hasta kişilerin, o tabureyi bulunduranlara çok dua ettiklerine bizzat şahit oldum. Atın şu sandalyeleri dersek, o hastalarda mı camiye gelmesin? e-) S.K.: Camilerdeki dağınıklık, kuralsızlık ve mezbelelik beni de en çok üzen konulardan birisi. Cemaat imamları, imamlar cemaati suçluyor. Üstelik daha da üzücü olan şey, gidip gördüğüm bütün kiliselerin düzen ve temizliği idi. Niye Müslümanlar camilerde böyle titiz değiller diye çok hayıflanmış ve üzülmüştüm. f-) M.U.: Temizlik konusu sadece imamlara bırakılmayacak kadar önemli ama biz imama yardımcı olmaya yanaşmıyoruz pek. Onu da bir zamana bağlasak şehirlerde olmuyor olabilir ama köylerde halktan temizlik için yardıma çağırmak güzel olur. Bunları konuşuyor olmamız bile ümidvâr olmamız için bir sebep. Bu konuşmaya katılan bütün dostlarıma teşekkür ediyorum birde Camileri kilise görünümüne çevirmeye kimsenin hakkı olduğunu düşünmüyorum. Eğer bacağınızda platin varsa yerde oturup nasıl namaz kılarsınız ki? Sandalye olayı şart ama tabi abartmadan. Bütün cemaatte bir kaç tane ancak çıkar bu şekilde rahatsızlık yaşayan? Bacağı rahatsız olan kişi bacağını hep önde tutsa ve öyle kısa ve secde yapsa daha güzel olur, namazın rükünleri vardır mutlaka yerine gelmelidir keyfi sandalyede namaz kılınmaz! Zor durumda olanlara Allah şifa ve kolaylık versin. Böylesi olaylar karşısında olması gereken tek şey hoş görü sahibi olmaktır Hiç kimsenin içini okuyamazsınız Allah’ı Resulü bir hadislerin de Allah insanın dış görünüşüne bakmaz kalbine ve amele bakar buyurmaktadır. İnancınız imanınızla, imanınız amelle taçlansın Allah hepinize sağlık sıhhat afiyet ler versin. Karşılığı cennet olan rıza’ya uygun ameller işlemeyi Rabbim bizlere nasip eylesin. Araştırmacı ve ilahiyat yazarlar Hüseyin DENİZ
YORUMLAR