DOĞRU NE İSE ONDA KARAR KILMAK
kararsız kişi güvensiz,
endişe ve ıstırap içinde olur.
kararsızlık, sorunları,
endişeleri ve çatışmaları
çoğaltır.
karar vermek, diğerlerinin
kazanması için vazgeçmeyi
ve avantajları kaybetmeyi
kesinlikle bilmektir.
kararsız kişiler mide rahatsızlığı,
sinir hastalıkları ve
cilt sorunlarının kurbanıdırlar.
Olduğundan Farklı
Yaşama.
Gerçeği saklayan, rol yapan, her zaman mutlu olduğu görüntüsü veren, mükemmel görünmek
isteyen kişi tonlarca ağırlığı olan
Ayağı kilden olan bronz bir heykeldir.
Aldatıcı görünerek yaşayanlar bu hayatta hiçbir şeye çözüm dahi bulamazlar
Olumsuz kişiler huzur bulamazlar ve sorunları büyütürler üzülmeyi, dedikoduyu ve çözümsüzlüğü tercih ederler.
karanlığı kovmak için insanlar kibrit yakmalıdırlar.
İnsan olanlar insanlık için faydalı olan şeyler peşine düşmelidirler.
Baksanıza,Arı ufacıktır fakat var olan en tatlı şeylerden birisini
üretir.
Biz ne düşünüyorsak oyuz.
Olumsuz düşünce, hastalığa dünüşür, negatif enerji
üretir.
Güvenmeyen kişiler kesinlikle iletişim kuramazlar.Açık değildirler.Derin ve sağlam ilişkiler kurmayı geliştiremezler.Gerçek
arkadaşlıkları nasıl kurabileceğini dahi bilemezler.
Güven olmadan, bir ilişki de olamaz. Güvensizlik kişideki olan
inancın azlığıdır.
Hayatı mutlu yaşamak için mizah. kahkaha. Huzur. Mutluluk. Bunlar sağlığa güc verir ve daha uzun bir yaşam şekli getirir.
Mutlu kişiler yaşadığı çevresine huzur verirler.
Alimlerden biri, talebesi ile gezerken, bir tarlanın yanındaki ağaçlardan birinin altında eski bir çift ayakkabı gördüler. Belli ki civarda çalışan birisinin ayakkabısıydı.
Talebe:
"Hocam bu ayakkabıyı saklasak da, sahibi geldiğinde ayakkabısını bulamayınca, o anki halini seyretsek, ne dersin?" dedi.
Hoca:
"Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine kurmak doğru değildir. Gel şöyle yapalım; sen zengin bir ailenin çocuğusun, bu ayakkabının içine bir miktar para bırak, sahibi gelip bunu gördüğü zamanki sevincini seyredelim" dedi.
Talebe bu teklifi daha güzel buldu ve adamın ayakkabısının içine bir miktar para koydu. Hocası ile görünmeyecek şekilde bir ağacın arkasına saklandılar.
Bir müddet sonra, ayakkabının sahibi geldi. Elbiselerini değiştirdi, ayakkabısını giyerken içinde bir şey olduğunu far ketti. Baktığında bunun para olduğunu gördü. Bir müddet etrafına bakındı, hiç kimseyi göremeyince, dizleri üzerine oturdu ve ellerini açıp:
Ya Rabbi, eşimin hasta, çocuklarımın aç olduğu
Sence malumdur, verdiğin bu nimet için Sana sonsuz şükürler olsun!" deyip gözyaşlarına boğuldu ve uzun bir süre ağladı.
Bunu gören Hoca ile talebesi de gözyaşlarını tutamadılar...
Sonra Hoca talebesine döndü:
"Bu ilk tekliften daha güzel olmadı mı , şu an daha mutlu değil misin?" dedi.
Talebesi:
Evet Hocam, daha sevinçliyim. Şimdi, daha evvel anlamadığım şu cümlenin manasını anladım : Verdiğin zaman, aldığın zamankinden daha mutlu olursun”.
Hocası dedi ki:
Evladım! Güçlü ve haklı olduğunda affetmek: Vermektir.
Yokluğunda kardeşine dua etmek: Vermektir.
Haksız iken özür dileyebilmek: Vermektir.
Başkasının ırzına kem gözle bakmamak: Vermektir.
İnsanların gönüllerine sevinç ekmek: Vermektir...
Sevincimizi başkalarının üzüntüsü üzerine değil sevinci üzerine
Hayatınızın her anını mutluluk içinde, sağlıklı huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamanız dileklerimle, sağlık dolu günler dilerim.
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ
YORUMLAR