EĞLENMEK NEŞELENMEK CİDDİ BİR İŞTİR VE ŞAKAYA GELMEZ
İnsanoğlu beden ve ruhtan ibaret yaratılan bir varlıktır.
İnsan bedensel ihtiyaçlarını gidermede sorumsuz davranmazken, ruhsal ihtiyaçlarını gidermede çoğu zaman ihmalkar davranmaktadır.
Oysa ruhun da beslenmeye ihtiyacı var ve bu ihtiyaç yerine göre bedensel ihtiyaçlardan daha elzemdir...
Temel ihtiyaçlardan biri olmasa da, ruhumuzu besleyen ve hayatın tek düzeliğini unutturan en önemli faktörlerden biri de eğlenmektir. Şurası muhakkak ki, günümüzün ağır hayat şartları göz önüne alındığında, eğlenmek artık bir lüks değil, psikolojik bir ihtiyaçtır...
Şüphesiz ki eğlenmenin değişik sebep ve yöntemleri bulunmaktadır.
Düğünler, bayramlar, doğum günleri, asker uğurlamaları, konserler ve daha pek çok etkinlik eğlenmek için birer vesile iken, şarkı söylemek, pasta kesmek, oynamak, sohbet etmek veya yiyip içmek de eğlence yöntemlerinden sadece birkaçıdır.
Pek tabidir ki eğlence anlayışı ve yöntemi zamana, mekana ve kişilere göre değişkenlik göstermektedir.
Örneğin günümüzde eski düğünlerden eser kalmadı. Fert hayatında önemli bir yeri olan düğünler, şükür günleri yerine adeta Allah’a isyan günlerine dönüştürülmüş, çalgı-çengi eşliğinde kadın-erkek iç içe her türlü hayasızlığın sergilendiği günah günleri halini almıştır.
Artık insanlar dost meclislerinde meşru daireler içerisinde eğlenmiyorlar. Çok daha ileri götürmek suretiyle, ne yazık ki bunların yerine barlar, pavyonlar, çalgılı-çengili, dansözlü, alkollü eğlenceler aldı. Değişen eğlence anlayışı şimdi daha vahşi, daha günahkar ve daha tehlikeli. Eğlenmenin bir amaç değil, normal yaşantının idamesi ve moral motivasyon için bir araç olduğunu unutmuş vaziyetteyiz.
Artık evlenmenin ne zamanını ne de şeklini ve sınırını nede dozunu bile ayarlayamıyoruz.
İşin daha da tuhaf tarafı takımını desteklemek için stadyuma giden taraftar yanına döner bıçağı alıyor, düğüne giden zil zurna sarhoş olup olay çıkartıyor, asker uğurlamalarında yol kesilip silahlar konuşturuluyor ve daha bir sürü hadsiz davranış...
Eğlenmeyi o kadar çok amaç haline getirdik ki artık bu sıradan bir şeymiş gibi davranmaya devam ediyoruz.
Bırakın onu yarınlarımız olan gözbebeğimiz çocukların bile en büyük eğlencesi olan bilgisayar oyunlarında bile kan gövdeyi götürmekte, bunlarla beslenen çocuklar da şiddet eğilimli olarak büyümekteler...
Haram adına kaygıları bulunmayan, dünya hayatını zevk ve eğlenceden ibaret görenler, herşeyin dünyada biteceğini söyleyerek ne yazık ki ahireti ve hesap gününü görmezden geliyorlar.
Elbette ki dünya nimetleri bir bakıma insanı sıkıntıdan kurtarmak, eğlendirmek için yaratılmıştır. Fakat bu nimetlerden yararlanmanın sınırlarını da bilmek gerekir...
Ama herşeyin bir sınırı olduğu gibi, eğlenmenin de bir sınırı, usulü ve zamanı olması gerekir.
Bu bağlamda, İnsanın eğlenme ve dinlenme ihtiyacının, temel inanç ve ibadet ilkelerine aykırı olmayacak bir biçimde karşılanıp düzenlenmesi esastır.
Dinimiz eğlenme ve dinlenmeye karşı değil, eğlenmede aşırılığa kaçmaya karşısındadır. İbadette bile böyledir aşırılığı yasaklar
“Eğlenme konusundaki temel ölçü, temel inanç, ahlak ve adalet ilkelerine ters düşmeyecek bir biçimde olmalıdır ...
Bu bağlamda;
- Bizler başkaları ile eğlenerek veya dalga geçerek eğlenemeyiz. İster çocuk olsun ister yetişkin, bizim inancımızda insan onurunu zedelemek yoktur.
- Herşeyde olduğu gibi, eğlenirken de israf ve savurganlık haramdır.
- Erkek ve kadın mahremiyetine dikkat etmeyen eğlenceye de izin yoktur.
- Hiçbir eğlence bizi dinî veya insani bir görevden alıkoymamalıdır.
- Ahlaksızlığa çanak tutan hiçbir eğlence bize ait değildir.
- İnsanın sağlığına zarar veren bir eğlence de kabul edilemez.
- Zaman israfına neden olan eğlence yasaktır.
- Küfür ehlinin taklit edildiği eğlenceler asla bizim eğlencemiz olamaz.
- Canlıların birbirlerine zarar vermelerine sebep olan eğlence türleri de caiz değildir...
Yazımı bitirmeden önce Ordu/ Altınordu‘da düz mahallede 3 kafadar içip zır zındık sarhoş olup sokaklarda diğerleri yattıklarına hepimiz şahit olduk.
Ben“Deniz’in Ordu Büyükşehir belediye başkanın halkım ve takipçilerim adına bu tür içki içilen yerlerin ve meyhanelerin şehir dışına taşıması kendilerinden ricamızdır.
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

YORUMLAR