HAYATI ÖĞRENMEK AKILLIK VE ZEKİLİKTİR
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

HAYATI ÖĞRENMEK AKILLIK VE ZEKİLİKTİR

14 Eylül 2025 - 15:07

HAYATİ ÖĞRENMEK AKILLILIK  VE ZEKİLİKTİR

Oku oku adam ol baban gibi,eşek olma atasözüne yola çıkarsak

Hayatımız boyunca en çok yaptığımız şeylerden biri, hayatın içinde olmak hayatı idame ettirmek için de eğitim sahibi olmak ve öğrenmektir.Çocukken yürümeyi, konuşmayı, oyun oynamayı öğreniriz. Okul çağında okumayı, yazmayı, matematiği öğreniriz. Üniversiteye geldiğimizde meslekle ilgili bilgi ve beceriler ediniriz. İş hayatında yeni teknolojileri, iş yöntemlerini öğrenmeye devam ederiz. Hatta emeklilikten sonra bile yeni şeyler öğrenmeye yine ihtiyaç duyarız. Yani okumak ve öğrenmek okuduğunu anlamak ve bu hususta gayret göstermek hayatımızın hiç bitmeyen devam eden yolculuğudur. 

—“Peki hiç düşündük mü, bu yolculuğu daha verimli kılmak için “öğrenmeyi öğrenmek” gibi bir beceriyi neden ihmal ediyoruz?

Öğrenmeyi öğrenmek, bilgiye ulaşmanın ötesinde, bilgiyi nasıl kalıcı hâle getireceğimizi ve gerektiğinde nasıl kullanacağımızı bilmek demektir. Çoğu öğrenci saatlerce ders çalışmasına rağmen verim alamamaktan şikâyet eder. Bunun sebebi zeki olmamaları değil, doğru öğrenme yöntemlerini bilmemeleridir. Öğrenmeyi öğrenmiş bir öğrenci, neye odaklanacağını, bilgiyi nasıl zihninde düzenleyeceğini ve hangi tekniklerle hatırlayacağını bilir. Bu da onu daha özgüvenli, daha başarılı ve daha huzurlu bir birey hâline getirir.

Günümüz dünyasında bilgi o kadar hızlı üretiliyor ki, dün doğru bildiğimiz şey bugün geçerliliğini yitirebiliyor. On yıl önce popüler olan mesleklerin bir kısmı bugün olmayabiliyor.Bugün çocuklara binbir türlü öğretmek için gayret gösterdiğimiz becerilerin bir kısmı,onlar okullarından mezun olduğunda eskiyecektir. İşte bu yüzden öğrenmeyi öğrenmek, geleceğin en güçlü sigortasıdır. Çünkü bilgiyi bir defaya mahsus edinmek değil, gerektiğinde yeniden öğrenebilmek ve adapte olabilmek önemlidir.

Yeni dünyada ayakta kalanlar, ezberledikleri bilgileri değil, öğrenme yeteneklerini zamana göre geliştirenler olacak.

Öğrenmeyi öğrenmek aynı zamanda öğrencinin kendi potansiyelini keşfetmesini sağlar. Bazı çocuklar görsel öğrenir, bazıları işitsel, bazıları ise yaparak. Eğitim sistemimiz genellikle herkese aynı yöntemi dayattığı için birçok öğrenci başarısız hisseder. Oysa çocuk kendine en uygun öğrenme biçimini keşfettiğinde, dersler artık eziyet değil keyifli bir uğraş hâline gelir. 

Bugünün görsel materyalleri denenmiş çalışmaları sayesinde Bu da onu sadece akademik olarak değil, psikolojik olarak da güçlendirir. Çünkü öğrenmeyi öğrenen insan, başarısızlığı kişisel bir eksiklik değil, yöntemi değiştirmesi gerektiğine dair bir işaret olarak görür.

Bir başka açıdan bakarsak, öğrenmeyi öğrenmek sadece okul başarısı için değil, hayat başarısı için de gereklidir. Yeni bir iş kurarken, bir yabancı dili öğrenirken ya da teknolojiyi takip ederken aynı beceri devreye girer. Kendi kendine öğrenebilen insan, başkasına bağımlı kalmaz; özgürleşir. Bu özgürlük, insanın hem kişisel hem de toplumsal gelişimini hızlandırır. Toplum olarak en büyük eksiğimiz de budur. Ezberci bir eğitimle büyüyor, öğrenmeyi bir sınavla ilişkilendiriyoruz. Oysa öğrenmek, sınavı geçmek için değil, hayatı daha iyi anlamak için gereklidir.

İlk eğitimimin anaokulu ailede başlar ilköğretim lise ve üniversite ile noktalanır.

Bu kişiler okulları okuyup bitirip belge alması kesinlikle yetmez, bir de hayat fakültesi mezunu olması gerekir, okuduklarını sahada uygulamalı bir şekilde,hayatın içinde yetişmesi gerekir.

Hepimiz keçi okullardan mezun olduk lakin,bir matematik formülünü ezberlemek başka şeydir, hayatın içinde problem çözmek için onu kullanabilmek bambaşka bir şey. İşte öğrenmeyi öğrenmek, bu ayrımı fark etmektir.

Velilere ve öğretmenlere de burada büyük görev düşüyor. Çocuklara sadece bilgi aktarmak yerine, onlara hayatı öğrenmenin onun yollarını göstermek gerekiyor. 

Nasıl not tutulur, nasıl tekrar yapılır, nasıl hafıza teknikleri kullanılır, nasıl sorular sorarak öğrenme derinleştirilir? Bunlar öğretilmediğinde, öğrenci sürekli dışarıdan bir kurtarıcı bekler. Ama öğrenmeyi öğrenen çocuk kendi yolunu çizer, kendi merakının peşinden gider.

Sonuç olarak, öğrenmeyi öğrenmek bir çağ becerisidir. 

İnsan bilgiyle değil, öğrenme becerisiyle ayakta kalır. Geleceği güvence altına almak, çocuklarımızı hayata hazırlamak istiyorsak, onlara sadece matematik, tarih ya da fen öğretmekle yetinmemeliyiz. Onlara hem dini hem milli geçmişi ve geleceği öğreten tarihleride öğretmeliyiz. 

“İnsanda yok ise 'Edep' neylesin medrese, mektep! Okusa Alim olsa yine merkep, yine merkep..! (N. F.Kısakürek)

Herkes okuyup vali olabilir,lakin adam olamaz.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

Bu yazı 63 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum