MUTLU BİR YUVANIN TEMELİ FEDAKAR,ASİL VE HAYIRLI BİR EŞTİR
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

MUTLU BİR YUVANIN TEMELİ FEDAKAR,ASİL VE HAYIRLI BİR EŞTİR

14 Ağustos 2025 - 11:02

MUTLU BİR YUVANIN TEMELİ FEDAKAR ASİL VE HAYIRLI BİR EŞTİR.

Hz.Peygamber bir hadislerinde bizlere şöyle buyururlar:“Sizin en hayırlınız, ehline (eşlerin eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım.”

Mutlu bir yuvanın sürmesi için her iki tarafın da bazı fedakarlıklar göstermesi gerektirir.

Mutluluğu yakalamak için asla tek taraflı mücadele yetmez.Eğer mutluluk ve huzur arıyorsanız eşler birbirine karşı solukları yanında bir takım görevleri de vardır.

Bunlar kesinlikle dinimizin emri ve kesinlikle ihmal edilmemelidir.

O ailenin çocukları o ailenin her bireyinin bir parçasıdır.Kesinlikle ailesi arasında ayrısı gayrısıda asla olamaz!

Eş olmak,ömür yolculuğunu gönül birliği içinde kol kola yürümeyi gerektirir.

Eşler arasındaki samimiyeti ve mutluluğu yakalamak için mutlaka göz,kulak,el,ayak bir vücudun organları ise, eşler de birbirlerine karşı aynı mesabede olmalıdır.

   “Evlilik tek taraflı yürümez”

Mümin samimidir, cana yakındır. Samimiyet ve muhabbet, aile bireyleri arasında yaşandıkça gerçek değerini bulur. Kur’an-ı Kerim, eşlerine kötü davranan, haksızlık yapan erkekleri uyararak hanımlarıyla güzel geçinmelerini ve onlara iyi davranmalarını öğütler.Eşlerin birbirlerinde hoşlanmayacakları yönlerin bulunabileceği gerçeğine dikkatimizi çeken Kur’an, ancak hoşa gitmeyen bir durumun bile sonuç itibariyle hayırlı olabileceğini hatırlatır (Nisâ, 4/19). Efendimiz de bizleri olumluya odaklanmaya, iyiyi görmeye ve samimiyete davet eder: “İnanmış bir kimse eşinden nefret etmesin. Çünkü onun bir huyunu beğenmezse hoşlanacağı başka bir huyu mutlaka vardır.” (Müslim, Radâ’, 61).Evlilik bir evi değil, hayatın her evresini ve bütün sorunları hep birlikte el ele gönül gonule paylaşmaktır. Eşlerin birbirinin kişiliğine saygılı olması, düşüncelerine değer vermesi bu paylaşımın bir gereğidir. Aileyi ilgilendiren her konuda birlikte karar almak, samimiyetten ve dürüstlükten ödün vermemek, eşler arası ilişkiyi güven zemininde yürütmek aile birliği açısından son derece önemlidir. Evlilikte samimiyet ve ülfet Olmalıdır.

Eşlerin birbirleriyle olan her türlü münasebetleri, ibadettir.

Bir elmanın iki yarısıdır. Sırlar küpüdür,namus bekçisidir, çocuklarına anadır, kocasına eştir.

Bir Kadının Kocasına Karşı Vazifeleri:

1. Kanaat. Çünkü kanaatkar olmak kalp rahatlığının sebebidir. Bir kadın arsızlık ve açgözlülük ederek efendisini, kendisinden ve evinden soğutmaktan sakınmalıdır. Kanaat; kafi gelecek miktar ile yetinmek tamahkarlık etmemek demektir.

2. Kocaya itaat. Peygamberimiz (a.s.m) buyurmuşlardır:

"Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer." (Tirmizi, Rada, 10; İbn Mâce, Nikah 4)

3. Temiz olma. Kocanın göreceği yerlere itina ile dikkat etmek ve temizlemek. Bilinmelidir ki, güzellik ve temizliği getiren şeylerin en güzeli sudur. daima güzel kokular sürünmeli.

4. İhtiyaçların karşılanması.Kocanın yemek yiyeceği vakte dikkat etmek; uyku saatini geçirmeme. Kocanın adeti nasılsa o zamanlarda yemek ve yatağını hazırlamak.

5. Malın korunması. Kocanın mal ve eşyasını korumak, çünkü mal ve eşyayı korumak iş bilmekten geçer.

6. Akrabaya saygı. Kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmek. Çünkü kadının kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmesi, güzel idare ve tedbirden ileri gelmektedir.

7. Sır saklanması. Kadın kocasından edindiği sırrını hiç kimseye duyurmaması. Eğer duyuracak olursa, kocasının itimadını kaybeder. Kadın da ondan emin olamaz.

8. Saygı ve hürmet. Kocanın emrini yerine getirmek. Ona karşı çıkmama ve ona karşı asi ve isyankar olmamalı. Eğer ona karşı gelecek olunursa, onu kendine kinlendirip düşman yapma ihtimali yüksektir.

Bugün bütün sosyal medyada ve televizyonlarda aile kavgalarını ve sokakta birbirlerini öldürdüklerine şahit oluyoruz.

Bunun tam tersini düşünürsek elbette ki bir erkek mutluluğu ve huzur arıyorsa evinde ve eşinde aramalıdır.

Kadın kocasına karşı sırtını dönemez, yatağını ayıramaz, isteklerine karşı koyamaz, koyarsa kul hakkını görmüş olur.

Aralarında hiçbir şey gizli kalamaz

Kullandığı telefonun şifreli olamaz, kocasını izinsiz terk edip tek başına bırakamaz buna da hakkı yoktur zaten.

Kendi ailesinin durumu ne olursa olsun, eşler birbirine karşı uyumlu olmalı aşağı ve hakir görmemeli ve evine,eşine karşı huyum içinde olmalıdır.

Evlilik hadisesi denen şey elbette ki kader ve yazgıdır,kadere rıza göstermek her kişinin katlanacağı bir şey değildir.

Buna ahde vefa rıza gösteren de olur, aksine kabullenmeyip başka seçenlere başvuranlar da olur.

Kader rıza demişken,Hz.Nuh aleyhisselam bir peygamberdi

eşi ve oğlu onun peygamberliğini kabul etmediler, Kur’an‘da geçen Nuh Tufan’ı olurken onları gemiye davet etti. Ama ne yazık onlar bu gemiye binmek istemediler Nuh Tufan’ı onları denizin derinliklerine çekip götürdü.Lut peygamberin eşinin sonu da bu şekilde oldu.

Anadolu'da halkın söylediği bir söz var:

"Fakir köylüyü kuru inat,

Zengin tüccarı âsî evlât,

Memuru süslü avrat,

Esnafı asık surat batırır..." derler

Allah bizlere hayırlı bir eş ve çocuklarıyla yaşamayı nasip eylesin.

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

Bu yazı 59 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum