NECDET TOPÇUOĞLU - MISIR EKMEĞİ İLE BÜYÜDÜM
Necdet TOPÇUOĞLU

Necdet TOPÇUOĞLU

ŞİMAL YILDIZI

NECDET TOPÇUOĞLU - MISIR EKMEĞİ İLE BÜYÜDÜM

07 Kasım 2025 - 22:58


Benim çocukluk yıllarımda fındık bahçeleri çok azdı. Arazilerin büyük bir kısmı tarla arazisiydi ve mısır tarımı yapılıyordu. Tarlalar karasaban ile sürülüyor, tarımın bütün işleri insan gücü ile görülüyordu. O yıllar da bir çift öküze sahip olmak, bir traktöre sahip olmakla eşdeğerdi. Çiftçi daha kimyasal gübre ile tanışmadığı için, tarlalar verimsiz, üretim düşüktü. Organik gübre ise, tarlalara yetecek miktarda değildi. Kimyasal gübrenin tanıtımının kavanozlar içinde yapıldığını hatırlıyorum.

Bölgemizde fındığa uygulanan yanlış destekleme politikaları sebebiyle, mısır ekim alanlarının yerine fındık bahçeleri tesis edilmiştir. Zaman içinde fındık, mısırın yerini alarak, arazi hakimiyeti fındık bahçelerine geçmiştir. Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre Tarımsal Üretim Planlaması yapılmadığı için, fındık yetiştiriciliği yaygınlaşarak, ülke genelinde 51 ile yayılmıştır. Yanlış politikalar sebebiyle fındık üretimi stoklarda bekletilirken, Türkiye yurt dışından mısır ithal etmek zorunda kalmıştır.

Karadeniz insanı için mısır çok yönlü bir üründü. Su değirmenlerinde öğütülür, unundan ekmek yapılır, hayvanların yemlerine karıştırılarak, yem katkı maddesi olarak kullanılır ve fazlası pazarda satılarak gelir elde edilirdi. Bölge insanının buğday ekmeği ile tanışması, fındık bahçelerinin artmasına bağlı olarak artmıştır. Eski yıllarda kuraklık olduğu zaman, çiftçiler öyle kıtlık oldu ki, neredeyse buğday ekmeğine muhtaç kalacaktık derlerdi. Son yıllarda mısır unu veya mısır ekmeği bulabilmek nerdeyse imkansız hale gelmiştir. Nostalji olsun diye alındığında ise fiyatının oldukça yüksek olduğu görülmektedir.

Organik mısır, koçan kurduna karşı oldukça hassastır. Koçan kurdu çok önemli miktarda ambar kayıplarına sebep olduğundan, ürünün kalitesini bozmaktadır. Bu duruma çare bulmak için genetik mühendisleri, mısırın genleri ile oynamışlardır. Mısır bitkisinin dibinde bulunan bir bakterinin genini, mısırın gen haritasına naklederek, koçan kurduna karşı zehir üretmesini sağlamışlardır. Böylece genleri ile oynanmış mısır, ambar zararlısından kurtarılmıştır. Ancak genleri ile oynanmış organizmalardan üretilen gıdaların, insan sağlığına zararlı olduğu ifade edilmektedir. Hayvan yemi olarak kullanılması bile sakıncalıdır. Zira biz hayvanı beslerken, dolaylı olarak insanı beslemiş oluyoruz.

Geçtiğimiz hafta mısır fiyatları açıklandı. Geçen yıl, 9,6 TL/ Kg olan mısır alım fiyatının bu yıl 11,3 TL/Kg’a yükseltildiği bildirilmiştir. Artışın yaklaşık olarak %17,7 olduğu görülmektedir. Halbuki buna karşılık üretim girdileri %130’u aşan miktarlarda artmıştır. Sadece mazotu örnek alırsak, çiftçi geçen yıl bir ton mısır sattığında 225 litre mazot alırken, bu yıl bir ton mısır sattığında 217 litre mazot alabilmektedir. Bu üreticinin gelecek yıl mısır ekmesini nasıl bekleyebiliriz. Madalyonun diğer yüzüne baktığımız zaman, 2021 yılından bu yana ithalat lobisi sıfır gümrük vergisi ile mısır ithal etmektedir. Yazık değilmi Türk çiftçisine.

Depolar ağzına kadar başka ülke çiftçilerinin ürettiği genleri ile oynanmış mısırla dolu olduğundan, Türk çiftçisinin ürünü açıklandığı fiyattan bile alınmamaktadır. Bunun adı bilgisizlik olamaz. Çiftçi aç, borçlu ve işsiz bırakılmaya zorlanmaktadır. Sadece mısırda değil, diğer tarım ürünlerinde de aynı durum söz konusudur. Çaresiz bırakılan çiftçilerin topraklarını satması istenmektedir. Diğer yandan Türk Lirası aşırı değer kaybettiğinden, dışarıdan gelenlere alım fırsatı yaratılmaktadır. Buna rağmen vatandaşımız bu oyunu görmek istememektedir.

Üreten ürettiğini satamazken, tüketici alım gücü olmadığından market ve pazarlarda gıda ürünlerine ulaşamamaktadır. Aracılar ise kazançlarına ballı kazançlar katmaktadırlar. Diyelim ki vatandaş hipnotize olmuş durumun farkında değil, fakat okumuş yazmış bilgi sahibi olan bazı kişilerin bu akıl dışı politikaları savunmaları anlaşılır gibi değildir. İşin içinde ihanet yoksa, çok büyük çıkarların olduğu kuşkusuzdur. Rahmetli Sakıp Sabancı akıllı adamdı. Sistem tıkandığında gerekli uyarıları yapar, ‘’aç it fırın duvarı deler’’ derdi. Şimdi uyaran da yok maalesef.

(08, Kasım, 2025-Ordu)

Bu yazı 21 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum