Ulubeyde "Vah, vah…Oh…" söylemi nereden geliyor?
Reklam
Şinasi KARA

Şinasi KARA

Ekonomi,Tarih ve Gündeme dair

Ulubeyde "Vah, vah…Oh…" söylemi nereden geliyor?

11 Şubat 2024 - 15:46

ANILAR 

Anamın babası, RÜÇHAN YÜKSEL çok tutumlu bir insan idi. Ulubeyin   dağ köyünde, yemeden içmeden 12 altın lira biriktirmiş. Kadıncık  Köyü,  küçük bir yer olduğu için, dedemin  parası olduğunu herkes biliyor.

Sene 1920 olmalı. Ordu’da otorite  boşluğu var. Eşkiya türemiş. Gürcüler askere gitmiyor. Eşkiyalık yapıyor. Dedemde para olduğunu biliyorlar. Ahmet dayım  9 yaşında çocuk. Ahmet dayımı kaçırıyorlar.

Dedem Ahmet dayımı arıyor. Bulamıyor. Aradan bir kaç gün geçiyor, büyük anam feryadı figan. Ahmet diyor, başka bir şey demiyor. Evde herkes, yemeden içmeden kesilmiş. Kurt  mu yedi, kayıp mı oldu tartışması yapılırken, gürcü genç bir adam kapıya geliyor.

“Boşuna Ahmeti aramayın. Ahmeti eşkiyalar kaçırdı” diye haber veriyor.  

Eşkiya başı, BOLAMAN denilen bir ormanlık alan var oraya yerleşmiş. Yerini herkes biliyor. Dedem, Bolamanın yolunu tutuyor. Daha eşkiyaya ulaşmadan, yolda dedemi eşkiyanın adamları yakalıyor. Eşkiye başının huzuruna çıkarıyor.

Eşkiye başı “Altınları getir, çocuğu al” diyor. 

İşin şakası yok, dedem 10 altın götürüyor. Eşkiya başı “iki tane daha var onu da ver” diyor. Dedem “çocukların rıskı onu alma” diyor, ama, söz geçiremiyor. 12 altını verip Ahmet dayımı kurtarıyor.

Aradan yıllar geçmiş. Eşkiye başı can çekişiyor. Evi, Sayaca köyünde. Dedeme adamlarını gönderiyor.

“Rüşhan kahya gelsin helalleşelim” diye haber gönderiyor.

Dedem gelen adamlara bakıyor. Hepsi silahlı. Hayır dese sorun olacak. Mecburen eşkiyanın Sayaca köyündeki evine gidiyorlar. Eşkiyanın ölüyor olmasından dedem son derece memnun. İçinden oh çekiyor. Ancak, keyf aldığını diğer eşkiyalar fark ediyor.

Fark edildiğini fark eden dedem “Vah, vah.. “ diyor. Vah, vah… derken  peşinden OH.. demekten kendini alamıyor.

Bir süre Ulubeyde “Vah, vah…Oh…” söylemi, istenmeyen insanların ölümünün arkasından söylenir oluyor.

Şinasi Kara

Bu yazı 264 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum